Freelancer traducir inglés
125 traducción paralela
Şey, bizim dilimizde yüzen, serbest çalışanlara denir.
Well, in our parlance a floater is a freelancer.
Sana Montana'yı öldürtmek isteseydim serbest çalışanları kullanırdım demeye çalışıyorum.
I'm just tellin'you, if I wanted to hit Montana, I use a freelancer.
Serbest çalışan biri.
He's a freelancer.
Yani, orduya bağımlı değilsin artık?
- Are you a freelancer?
- Kendi adına çalışmıyorsun, tamam mı?
- You're not a freelancer, okay?
Bence bu adam bir kiralık katil.
This individual gives me the impression that he's a freelancer.
Brackett bağımsız.
Brackett is a freelancer.
Bu iş için Çekiç diye birini tutmuş. - Aman Tanrım.
But you'll be dealing with a freelancer they call the Hammer.
Paramın ödendiği ne olursa.
I'm a freelancer. Anything that pays.
Operasyon Merkezi, ben Serbest İşçi.
Base Ops, Base Ops. This is Freelancer.
Seni duyuyoruz, Serbest İşçi, devam et.
B - Ops reads you. Freelancer, go ahead.
Serbest İşçi... Acil durum.
Freelancer...
Yani "Serbest İşçi" değildi?
So it wasn't freelancer.
"Serbest İşçi" mi?
Freelancer?
Serbest İşçi kod adını kullandın.
You used the call sign freelancer.
Freelancer, giriş izni istiyor.
Freelancer requests covert entry.
Freelancer dördüncü kısıma yaklaşıyor.
Freelancer is approaching Quadrant 4.
Üs Operasyonları, ben Freelancer, duyuyor musunuz?
Base Ops, this is Freelancer. Do you copy?
Oldukça net duyuyoruz.
Read you loud and clear, Freelancer.
Anlaşıldı Freelancer.
Copy, Freelancer.
Freelancer hedefe ulaştı ve ilerliyor.
Freelancer has reached the target and is heading toward position.
Seni ekranda görüyoruz Freelancer.
We have you on-screen, Freelancer.
Freelancer ilerliyor.
Freelancer's going in.
Serbest İşçi, henüz çıkış noktasına varmadın mı?
Freelancer, are you at the extraction point yet?
- Serbest İşçi'nin yerini istiyorum.
I got you five by - - I need a 20 on freelancer.
Operasyon Merkezi, ben Serbest İşçi.
Base ops, this is freelancer.
Serbest İşçi.
Freelancer?
Serbest çalıştığım için buraya nadiren gelirdim ama o gün buradaydım.
Which was really rare for me, cos I was a freelancer. But I was here.
Tuhaf olan kullandığı kod adın SD-6'nın verdiği kod adı olmamasıydı. "Freelencer"
What was unusual was that she I.D.'d herself with a call sign not issued by SD-6. Call sign "Freelancer."
"Freelencer" kod adını Sydney'e sen mi verdin?
You gave Sydney the call sign "Freelancer."
- Freelancer, burası Eğitim Kampı, duyuyor musun?
- Freelancer, this is boot camp.
Ben Freelancer.
This is Freelancer.
Freelancer gizli giriş istiyor.
Freelancer requests covert entry.
CIA'den olmayan serbest çalışan biri.
A freelancer, not with the CIA.
Efendim ben serbest çalışıyorum, İşte kartım.
Sir, I'm a freelancer. Here's my I.D
Sen şu hakkında çok şey duyduğum, serbest çalışan, meçhul İngiliz olmalısın.
You must be the faceless British freelancer I've heard about.
Bazen, silah sattığının görülmesinin hoş olmayacağı güçlere silah satarken benim gibi serbest çalışan kişilere ihtiyaç duyar.
Sometimes he needs a freelancer like me to supply forces he can't be seen supplying.
Kendi hesabına çalışan biri olarak, yaptığı şeyleri satıyor.
He's selling his services as a freelancer.
Kadın bağımsız yazardı.
She was more of a freelancer.
Eskiden Zaman Ajanı'ydın. Şimdiyse bir nevi bağımsızsın.
You used to be a Time Agent, now you're some kind of freelancer.
Sık sık çalıştıkları serbest bir fotoğrafçı.
He's a freelancer they work with a lot.
Dışarıdan iş yapardı benim için.
He worked for me as a freelancer.
Öyle değil mi? Peki, yerin kulağı size benim serbest biri olduğumu da söyledi mi?
Well, did the grapevine also tell you that I'm a freelancer?
Ben bağımsız çalışırım.
Oh, I'm a freelancer.
"Serbest çalışırım, ama çoğunlukla National Enquirer'a yazarım."
"I'm a freelancer, but I sell most of my stuff to the National Enquirer."
Üzgünüm, ama ben serbest çalışan resmi bir görevli değilim gizliliğimi korumak için elimden gelenin fazlasını yapmak zorundayım.
Sorry, as a not-quite-official freelancer I have to go the extra mile to protect my privacy.
Hayır, o buralarda özgür takılır. Bazen kursiyerlerle birlikte özel dalışa gider.
No, you know, matt, he's a freelancer so sometimes he takes off on private diving excursions with clients.
Bayan NASCAR sürücüsü hikâyesini yazan serbest yazar aynı makaleyi iki yıl önce Jane'e satmış.
The freelancer who wrote that female NASCAR driver story sold the same article to Jane two years ago.
Serbest çalışıyorum. Tamam mı?
I'm a freelancer, okay?
serbest çalışan biri. bir süreliğine gazetelerdeki ilanlara başvuracağını sanmıyorum.
A freelancer. I don't think he'll be answering newspaper adsfor a while.
Serbest çalışıyorum.
I'm a freelancer.