Fta traducir inglés
4,988 traducción paralela
Savunma makamının elbette iddiaları olacaktır. 71. maddeye atıfta bulunacaktır.
The defence will, of course, say there is.
Sınıfta 300 kişi falanız.
Aren't there, like, 300 of us in that class?
Tartışmalar, sınıfta duyduklarından daha enteresandır.
The discussion gets a lot more interesting than what you hear in class.
O sınıfta biz olmalıydık.
That class should've been ours.
Bay Jursic bana "inatçı ve otoriter" olarak atıfta bulundu. Yapma, Bones.
Mr. Jursic refers to me as â € œstern and imperious.â €
Sınıfta yaşça en büyük kişi hep Clifton olmuştur.
Well, you know, Clifton was always the biggest kid in the class.
Bu sınıfta uyarı verilmez ama.
This class doesn't give demerits.
İşte yeni anlaşma, sınıfta kaldın!
Here's the new deal : you fail!
Oradaki ilk dönemimde sınıfta kalma tehlikesiyle karşı karşıyaydım.
My first semester there, I was in danger of flunking out.
Uyuşturucu ile tek deneyimim üniversite birinci sınıfta esrarlı bir yaş kekle oldu. Kazara.
My only experience with drugs was an encounter with a pot brownie my freshman year- - by mistake.
O ve Emily bir sınıfta birliktelermiş ve geçen gün için ona mesaj atmış ama şimdiye kadar bir cevap alamamış.
He and Emily have been taking a class together at Pace, and he's been texting her for the past couple of days, but so far there's been no response.
Fanny, Fillmore Lisesi'nde üçüncü sınıfta.
Well, that Fanny is a junior at Fillmore High.
Ben bunu 5. sınıfta yapıyordum.
I was doing that in the fifth grade.
- Yap hadi. 5. sınıfta hızlıydın Johnny, değil mi sen?
Do it.
Bir soruşturma olursa da mal varlıkları dondurulursa diye paralarını bu vakıfta saklıyorlar.
They're hiding their money in this foundation in case there's an investigation and their assets are frozen.
Bir soruşturma olur da mal varlıkları dondurulur diye paralarını bu vakıfta saklıyorlar.
They're hiding their money in this foundation in case there's an investigation and their assets are frozen.
Eğer bu Amanda'nın evini yakıp kül ettiği kadınsa Amanda'nın adını taşıyan bir vakıfta yer almak isteyeceğini neden düşündün?
Well, if this is the woman whose house Amanda burned down, what makes you think she would want to take part in a foundation bearing Amanda's name?
Öyle olsa bile artık bu vakıfta hoş karşılanmıyorsun evimde de.
Be that as it may, you are no longer welcome in this foundation or in my home.
Atıfta bulunduğun lamba klasik Tiffany stiliydi.
The lamp you're referring to was classic Tiffany style.
Hayır, ben sekizinci sınıfta değilim.
No, I'm not in eighth grade.
Okula gittiklerinde sınıfta bile güvende değiller.
And when they get there, they're not even safe in the classroom.
5.sınıfta yüzünde kıl problemi olan sendin. Sarita'ydın, değil mi?
You're Sarita, right?
Bir atıfta üç dadı filmi. - Bu etkileyici.
Three movie nannies in one reference.
Onunla aynı sınıfta okuyor, adı Yu Zeng.
She's in the same class, her name's Zeng Yu
Ayak bileğimdeki kılıfta silah taşıdığımı farketmemişti.
I had a gun in my ankle holster that he hadn't spotted.
Seninle aynı sınıfta olmamın hiçbir yolu yok.
There is no way that I can be in the same class with you.
Geçen yıl, Irie-kun ile aynı sınıfta olmak için çok çabaladım.
Each year, I tried so hard to be in Class A with Irie.
Lise son sınıfta ama kızlarla hiçbir ilgisi yok mu?
A boy in his senior year in high school and has no interest in Girls?
Ebeveynlik konusunda sınıfta kaldım.
God, I've failed as a parent.
Bu sınıfta değil ama.
Not in this class.
Ben tanıdığım güçlü, küçük ve iki tekerlekli birine atıfta bulunuyordum.
I was referring to a powerful little two-wheeler I know.
Sınıfta görüşürüz o zaman.
I suppose I'll see you in class then.
Seni sınıfta bırakmayacağız.
We'll hold off on keeping you back a grade.
Güneybatı Virginia'da büyümüş, ikinci sınıfta liseyi bırakmış.
Raised in southwest Virginia, dropped out of high school his sophomore year.
Peki ya 6. sınıfta Penny Markle'a yaptıkların?
Or, hey, h-how about what you did to, uh, Penny Markle in the sixth grade?
- Anlayamadım? - Hayatımın son on ayını Cassidy'nin yaşındaki kızlarla dolu bir sınıfta, onlara ders anlatarak ve yöntemlerini öğrenerek geçirdim.
- I spent the last ten months of my life in a classroom full of kids Cassidy's age, studying them, learning their ways.
Pekâlâ. Birinci sınıfta Adilyn adında bir kız tanırdım.
Okay, um... back in the first grade, I knew a girl named Adilyn.
İlk olarak 1. sınıfta, sonra 6. sınıfta... ve lanet olası 3. seferde 12. sınıfta...
Once in 1st grade, twice in 6th grade... and for the third bloody time in the 12th.
Heyyy, 1. sınıfta kalan kimmiş, dostum?
Who fails in the 1 st grade, man?
Ama Kendall aynı beni 6. sınıfta şarkı yarışmasında yenen Brittany Bernardi gibiydi.
But Kendall was just like Brittany Bernardi, who beat me in that sixth-grade singing contest.
Bunu sana dördüncü sınıfta almıştım, hatırladın mı?
I got you this in the fourth grade, remember?
Kime atıfta bulunuyorsunuz?
Who are you referring to?
Cinsiyet eşitliği için birinci sınıfta protesto etmiştim.
Well, I protested at one freshman year for gender equality.
Bunlar annemin bana öğrettiği dersler. Kendisi sınıfta kalmış olsa bile. "
"These are the lessons my mother taught me, even as she failed to learn them herself."
1. sınıfta 25 kilo, 2. sınıfta 25 kilo. 3. sınıfta 50 kilo.
Freshman 50 plus sophomore 50 plus junior 100.
Birinci sınıfta giydiğin kostümü hatırlıyor musun?
Uh, well, you know that costume you wore in first grade?
"Diyor ki bunlar gelip geçecek Sınıfta onlara önderlik edecek"
"He who believes'this too will pass is a liberated soul with class"
Birkaç üst sınıfta dersim var.
I'm teaching a few master classes.
Sınıfta ikimiz haricindeki herkes çoktan S.A.T. sınavını vermiş. Neden?
Um, I mean, she's the only other person in my class who hasn't taken the s.A.T.S already.
Şey ikinci sınıfta birlikteydik.
Um... just my sophomore year.
Peki neye atıfta bulunuyordu?
And-and what was he referring to?