English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ G ] / Gash

Gash traducir inglés

304 traducción paralela
"Boynundaki bu yara!"
This gash on your neck!
- Bir de yara.
- A gash.
Agnes'in yüzü kalbimde açılan bir yara gibi.
Agnès'face is like a gash across my heart.
Üzerine çıktığım, çarptığım...
Cut a big gash in the side of it there.
Göğsünde hançer yaraları ; varlığını talan etmeye gelmiş yıkıcı gücün açtığı gedikler gibi.
And his gash'd stabs look'd like a breach in nature for ruin's wasteful entrance.
Memleketimiz boyunduruk altında ezilip... kan ağlıyor, her gün yara üstüne yara alıyor, biliyorum.
I think our country sinks beneath the yoke. It weeps, it bleeds ; and each new day a gash is added to her wounds.
O yaşlı adamı soyduktan hemen sonra, kafasında bir kesikle hastaneye kaldırıldı.
Right after you robbed that old man, he was taken to the hospital with a gash in his scalp.
Mermi yok, çığlık yok ne de kurşuni bir yara.
No bullet, shriek or livid gash.
Gözde yarık, ağızda kan ; kopuk parmaklar, kırık boyun.
Gash in the eye, blood in the mouth, fingers gone, broken neck.
Bu 100 mt uzunluğunda bir yarık demek. Şuradan şuraya kadar ve suyun altında.
That means a gash 300 foot long... from there to there... below the waterline.
15 senedir çalışıyorum, iki defa da vernikle çalıştım.
31. I've been in the factory for 15 years, I've had lead poisoning twice, I've got a gash in here, I've got an ulcer
Her sabah yaralarına bir yenisi ekleniyor.
And each new day a gash is added to her wounds.
Şurada büyük bir yarık açılmıştı.
I had a big gash right across here.
Derin bir yara ile yüzünde, o güzelim yüzünde.
A gash across her face Her pretty face
Bence sondaj konusunda kendi özel düşüncelerin vardır.
I bet you had some ideas of getting some gash yourself.
Eğer bu karı buradan gitmezse... motorumla kıçını ezeceğim!
If this gash doesn't get out of here I am gonna drive this bike up her butt!
Üç kaburga kırık kafada da yarık var.
Three ribs cracked and a gash on the head.
Klas olduğu müddetçe böyle şeylere para vermeyi umursamam.
I don't mind paying cash for gash, as long as it's class.
" Gaş-Bil-Bethuel-Bazda'nın evine vardılar.
"... to the house of Gash-Bil-Bethuel-Bazda.
Çok büyük bir yara.
Oh, that's a major gash.
Üç kaburgası kırık ve kafasında bir yarık var.
Three ribs cracked and a gash on the head.
Gözleri kanlı, sakalları yeşil, dudakları ölümün kapısı gibi ayrık.
His eyes are blood, his beard green, his mouth a gash like the gate of death.
- Kesik.
- Gash.
- Senin şansın var. Çok derin bir yara değil, izi kalacağını sanmıyorum.
It's not too deep a gash, so there shouldn't be much of a scar.
Bulduğumuz tek yeni yara sağ yanakta ağız içindeki derin kesik.
The only new wound we found... was a gash inside the mouth on the right cheek.
Hatta kalın, Doktor.
Gash. Hold the phone, Doc.
Kesik.
Gash.
" Sağ yanakta kesik.
" Gash in the right cheek.
Sıyrık değil, derin bir yara.
That's not a scratch, it's a gash.
Yaradan anlarım.
I know a gash when I see one.
Jesse pençe attı ve sırtımda boyunca yara açtı.
Jesse gave me a swipe. He opened up a two-inch gash all the way down my back.
Kötü bir yaraydı.
That was a nasty gash.
Suratında derin bir yara...
A gash across his face
Öyle heybetli ama bir o kadar yaşlı, dalları sanki köklerini arar gibi toprağa eğilmiş, yapayalnız ve yaşlı bir ağaç.
An olive tree on a hill slowly sinking to its death on the ground. A huge solitary tree. The gash made by the falling tree revealed an ancient head, the bust of Apollo, dislodged with all the weight.
- Porno dergi deposundaki alarm çaldıktan sonra çöpe saklandığımız zaman.
We had a fine time. - How'd you get that gash? - When we hid in the Dumpster after the fire alarm went off in the pornographic-magazine warehouse.
Ama Begbie bok gibi oynuyordu.
But Begbie is playing absolutely fucking gash.
Pis bir derin yara, ama iyileşecek.
It's a nasty gash... But it'll heal.
- Altı üstü bir sıyrık.
- That's a baby gash.
- Ama sadece bir sıyrık.
- But it's a baby gash. - It could've been a lot worse.
Simon'ın omurga kemiği kırılmış ve omzu yerinden çıkmış... ve kafasındaki yarayı dezenfekte etmem için bana izin vermiyor.
Simon's got a broken rib and dislocated shoulder... and he won't let me disinfect a gash in his head.
O yarayla ilgilenmeden olmaz.
First take care of the gash.
- Yarık.
Gash.
Kesik mi?
Gash?
Aman Tanrım, ne korkunç bir yarık.
Good God what a horrible gash.
- Derin bir yara, ama iyi olacağım.
- It's just a deep gash, but it'll be fine.
Bacağım... dün onun üzerinde derin bir yarık vardı... on iki dikiş aldı.
My leg... Yesterday, it had a gash on it and took twelve stitches.
Baksana, yara izi hâlâ görünüyor.
And look, you can still see the gash.
Meghan... 34, Freckles 78 ve Gash.
Meghan... 34, Freckles 78 and Gash.
Teknemin gövdesindeki göçük yüzünden neşe saçmadığım ve rahatlamış görünmediğim için beni affedeceğinden eminim.
You'll forgive me for not expressing joy and relief at the sight of the gash.
Berbat bir yara.
Oh, nasty gash.
- Acil olay.
- It's a deep gash.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]