English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ G ] / Generatör

Generatör traducir inglés

2,113 traducción paralela
Çabuk jeneratörü kapat!
Turn of the generator!
Bir tür üreteç.
A sort of generator.
Ailesinin karavanını alıp bir de jeneratör bulabiliyordu ve sonra, Spartanaires'te onlar rutin çalışmalarını yaparken hoparlörleri ayarlayıp rock'n'roll çaldırıyordu.
You know, the fact that he was able to get his parents'RV and hook up a generator and then set up speakers and play rock'n'roll to the Spartanaires as they were practising their routines.
Laboratuarın kendi jeneratörü var, ama reaktör çalışmadan Tanis'e kadar gitmeyi başarabilir miyiz bilmiyorum.
The lab has its own generator, but without the reactor working, I don't know if they will ever make it to Tanis.
Çok fazla elektrik çekiyor, o zaman jeneratör çöküyor.
It drains too much energy and our generator's messed up.
Bir yerlerden jenaratör bulmalıyız.
Then, we find the generator somewhere.
Jenaratör odası bu koridorun sonunda.
The generator room at the end of this corridor.
Jeneratörün aşağıda olduğundan emin misin?
Are you sure that the generator at low est l?
Şu jenarötörü bulup buradan gidelim.
We search the generator and leave this fucking shit.
Jeneratör iflas etmek üzere ve yiyeceklerin hepsi kokuşmuş.
The generator's dying and the food's all gone.
Ama jeneratör iflas etmek üzere.
But the generator's dying.
Pekala, alt kata inmeden jeneratör çökerse, ne olacak?
Okay, so, what happens if the generator fails before we reach the sublevel?
Ama jeneratör havlu atmak üzere.
But the generator's gonna fail.
Burası da gerçekten kolay olabilir.
And the mansion, it takes quite a generator to run.
Burada jeneratör bile var.
It's a bloody generator.
Ama dört tanesi oradaydı.
I went to turn the generator off and there were 4 of them hanging around.
Ama o 4 tanesi kesinlikle jeneratörün yanındalardı.
But these 4 were definitely hanging around the generator.
Dün gece jeneratörü duydular, bu sabah da silah sesini.
They heard the generator last night and the gun shot this morning.
Mutfaktaki eski müzik setini aldım ve o tarafa götürdüm.
I took the old boom box from the kitchen down by the track this morning and left it by the generator.
Jeneratörü açalım, nasılsa rğzgar sesini kapatır.
I'll go turn the generator on while there's still light.
Jeneratörü de açtım rüzgar sesi var diye.
They must have heard the generator. The sound carried by the wind.
Jeneratörü daha önce kapatmalıydık.
I should have turn the generator off.
Jeneratörümüz bile var.
We got a generator that's well equipped,
Ben arka tarafa gidip jeneratörü açacağım ki ilgileri o tarafa gitsin.
Okay, I'm gonna go round the back and restart the generator, there's lesser of them around there.
Füzyon jeneratörü koruma alanının yeniden düzenlemesini neredeyse bitirdik, sayılır.
We're almost finished realigning the containment field of the fusion generator.
Jeneratör de durdu.
Well, there goes the generator.
Hayır. Tansör alanı jeneratörü.
No, it's a tensor field generator.
Jeneratör için daha müsait bir zamanda tekrar gelirim.
I'll come back for the generator at a better time.
Fielding'in tansör jeneratörünü makineyle düz kontak yaptım.
I've hotwired Fielding's tensor generator to the engine.
- Elektromanyetik güç alanı jeneratörü.
It's an electromagnetic force field generator.
Plazma jeneratör haline getirilmiş bir çöp yığını.
A pile of crap that someone is turning into a plasma generator.
Genel olarak konuşursak, bir plazma jeneratörü ne üretir?
And, generally speaking, what does a plasma generator generate?
Alüminyum Noel ağaçları ve izole bantla çalışan bir plazma jeneratörü inşa etmenin mümkün olabileceğini hiç sanmıyorum.
I don't think that it's possible to build a working plasma generator out of aluminum Christmas trees and duct tape.
Bu güçte bir jeneratöre ihtiyaç duyan bir proje yok.
No project needs a generator that powerful.
Orman çöplüğünde neden bir plazma jeneratörü inşa etsin ki?
Why would he build a plasma generator in the woods out of junk? I don't know.
Anti madde mi? Plazma jeneratörü olduğunu söylemiştiniz.
You told me it was a plasma generator.
Orijinal plazma jeneratörü bir düzine yeni bileşene şebekelendirildi.
The original plasma generator has been networked to a dozen new components.
O güç kaynağı bize lazım.
We need that generator.
Şimdi sizi Olabilirlik Üretecine götürüyorum.
Now I've took you over to the Possibility Generator.
Evet, o yazılım "Mersenne Twister" denen sözde rastlantısal sayı üreteciyle sayı üreteciyle ehliyet veya oy kayıtlarından potansiyel jüri üyelerini bir araya getirir.
Yeah, that software uses a pseudo-random number generator called the Mersenne Twister to assemble lists of potential jurors from DMV records and voter registration.
Jeneratör.
The generator.
Jeneratör Gideon'un beyninin belirli bölgelerine kısa magnetik titreşimler gönderecek.
Uh, the generator will produce short magnetic pulses... directed towards certain areas in Gideon's brain.
3 boyutlu üreticin asla göze batmaz.
Your 3-D generator never ceases to impress.
Tüpün kafasının X - ray üreticiden koptuğunu görebilirsen, sende söylersin.
You can if the tube head is loose From the X-Ray generator.
Mantıklı X - ray üreticiden gelen eski tüp başlığının ayrıldığını görene kadar.
Well, it makes sense... Since the X-Ray generator came loose From the old tube head here.
Tanrım!
- Did the generator kick on?
Biri jeneratörü kontrol edebilir mi?
Can someone please check the generator?
Ama jeneratörü onun elinin üstüne bırakan galiba bendim.
But... I think I was the one who dropped that generator on his hand.
Kendinden itişli, kendi kendini besleyen, gümüş iyodür üreticisi.
It's a self propelled self sustaining silver iodide generator.
Burası bir otel. Buralarda bir yerde bir jeneratör olmalı.
It's a motel, there's gotta be a generator here somewhere.
Müsaade edelim sanal inekler bağlansın. Biz gidip jeneratörü bulacağız.
Let's let the cyber geeks get online, we'll go find the generator.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]