Gençlik traducir inglés
2,559 traducción paralela
Bir gençlik dergisi için çalışıyorum da ilaçlar ve depresyon hakkında söylediğim birkaç yanlış şeyden endişe duyuyorum.
Well, I work for a troubled teen hotline, And I'm really worried that I said some wrong things about Drugs and depression, and was hoping that dr.
Yaptığı gençlik budalalıkları yüzünden hapse girmesine izin veremezdim.
I wasn't gonna let her go to prison over a youthful indiscretion.
Şu an kendimi gençlik zırvalıkları hatırlayan yaşlı bir adam gibi hissediyorum.
I feel like an old guy who's reliving his youthful shenanigans.
Neden beni gençlik yıllarıma döndürdünüz?
Why bring me back to my teenage year?
Kızının kilisedeki gençlik koluna gittiğini söyledi ve hoşuna gitmiş.
She told me her daughter's in the church youth group and likes it.
Gençlik kolu mu?
Youth group?
İlkbahar yeniliklerin başlangıcıdır ve Sue, gençlik koluna bir şans veriyordu.
Well, spring's a time for new beginnings and Sue was giving youth group a try.
Gençlik kolunu o yönetmiyor.
Oh, he doesn't lead the youth group.
O gençlik çağı...
~ That young time ~
Bu senin gençlik ateşin mi?
Is this the confidence of youth?
Gençlik...
Youth is...
- Gençlik işte. O zamanlar toydum.
- Youth, you see.
Chedi Singh, partimin gençlik kolları başkanı.
Chedi Singh is the youth leader of my party.
Bu Klon Gençlik Takımının her üyesi kendi anını yaşama fırsatı bulacaktır.
Every member of this clone youth brigade will have his moment.
Bu askerlere Klon Gençlik Takımının nasıl baş ettiğini gösterelim.
Let's show these troops how the Clone Youth Brigade rises to the challenge.
Gençlik yıllarımda dostum Greg ile otobüsün önüne atlamayı eğlenceli buluyorduk.
My junior year, I think, and my buddy gg and I decided that it mighbe fun to jump off an orpass onto a moving bus.
Sadece... Bana annenin gençlik hallerini o kadar çok anımsatıyorsun ki.
It's just that you remind me... so much of your mother when she was young.
Selam gençlik. Ben Sam.
Hey, everybody.
Sen beni bir gençlik rüyasında yaşıyormuş gibi hissettiriyorsun
# You make me feel like I'm living a teenage dream #
Sen beni bir gençlik rüyasında yaşıyormuş gibi hissettiriyorsun Beni tahrik edişin yok mu uyuyamıyorum.
# You make me feel like I'm living a teenage dream # # The way you turn me on #
Bu gece gençlik rüyan olacağım
# Be your teenage dream tonight #
Bu gece gençlik rüyan olacağım
# Be your teenage dream tonight # #
Hayır, bugün günlerden Cumartesi. Bugün Gençlik Merkezi'ndeki bana güvenen adam olacaksın.
No, it's Saturday, which makes him that guy at the Youth Center who really believes in me.
Gençlik enerjisi ile idare edebilir misiniz?
Would youthful enthusiasm suffice? I suppose it will have to do.
Gençlik işte.
Ah, youth.
Um, gençlik yurdunda kaldım.
Um, I stayed at some youth hostel.
Gençlik ve taşkınlık.
Youth and excess.
Ya Şeker Adam gençlik çalıyorsa?
What if the candy man is stealing youth?
Sanırım, gençlik dönemimi bitirdiğime göre mirasım hakkında düşünmeye başlasam iyi olur.
Well, I suppose as I leave my teens, that I should start to think about my legacy.
Gençlik krizini geç de sadede gel.
Skip the teen drama and get to it.
- Bırak gençlik eğlensin!
- Let youth be served!
Zalimlik olsun diye belki ya da gücü elinde bulundurmak, kontrol altında tutmak gençlik protokole sıkı sıkı bağlı kalır.
Cruelty maybe, Uh, power, control, Youthful clinging to protocol.
Gençlik Merkezi.
The Youth Center.
Gençlik Merkezi'nde takılırdı. Sonra Sudan'a gidip Talib al Jihadya teröristri oldu.
He used to hang out at the Youth Center until he went back to Sudan to become a terrorist with Talib Al-Jihadiya.
- Etiyopya Gençlik Merkezi'nde çalıştığınız dönemle ilgili bazı sorular sormak istiyoruz. Ben Özel Ajan Callen. Bu da Özel Ajan Sam Hanna.
I'm Special Agent Callen, this is Special Agent Sam Hanna.
Ama o Gençlik Merkezi'nde istifana sebep olacak bir şey olmuş.
Clearly, you care about young people. Something happened at that Youth Center that caused you to quit.
Gençlik Merkezi'nden.
He was connected with the Youth Center.
Etiyopya Gençlik Merkezi'yle olan ilginiz hakkında bazı sorular sormak istiyoruz.
We'd like to ask you some questions concerning your involvement with the Ethiopian Youth Organization.
Gençlik ve çevre konularıyla faal olarak ilginirim.
I'm very active in youth and environmental issues.
Gençlik Merkezi'nden hâlâ terörist topluyorsa USS Cole gemisinde bekleyen bir Deniz Hava Kara Özel Tim'i var.
If they were culling potential Jihadists from the Youth Center, it makes sense they'd want young men like Moe... There's a SEAL team on standby aboard the USS Cole.
Arabadaki adamların üçü de gençlik merkezinden.
All three of the men in the van were from the youth center.
- Gençlik ateşi...
- Youth infusion...
Bu çocukla tanıştığım zaman, Chirac'ın partisinin gençlik kollarını yönetiyordu.
When I met this guy, he was in charge of the youth section of Chirac's party.
Gençlik yıllarım.
My early days.
Gençlik, adeta bir yarış gibi hızla geçiyor.
Youth passes like a greyhound race.
Gençlik grubumuz bir kaç gün içinde onarmaya gelecek.
Ouryouth group will come fix it in a few days.
Gençlik kulübünün başkanı en iyisini bilir.
Head of the Youth Group is the best.
'.. daha kaybolmadan cevaplamasını istiyorlar, yerel okullar ve gençlik örgütleri genç kadınların yalnız başına yürümelerinin tehlikeli olduğunu uyarıyorlar...'
'.. the disappearance of yet another teenage girl, local schools and youth organisations are joining to warn young women of the dangers of walking alone...'
13,7 milyar yaşındaki kainatımız hâlâ gençlik döneminde.
At 13.7 billion years old, Our universe is still in its youth.
Gençlik yaralan asla iyileşmez.
Mm-hmm. The scars of our youth...
- O zaman Gençlik Merkezi'ndeyken neden kaçtın?
Then why did you run at the Youth Center?