Geçeleri traducir inglés
8,136 traducción paralela
# Geceleri yalnız, özlerim ben seni #
"In the lonely nights, I miss you.."
Cumartesi geceleri kaplumbağa yarışları yapıyorlar.
That's McAdoo's Tavern. They have turtle races on Saturday nights.
Geceleri uyumana ne yardım edecekse ondanım.
Oh, whatever helps you sleep nights.
Cuma geceleri,... bir çok insan işten sonra içki içmeye giderdi.
On Friday nights, A bunch of people would go out drinking after work.
Bir süre sonra farkettik ki insanlar geceleri uyuyabiliyorlar.
After a while, most people find they can actually sleep through the night.
Geceleri evin etrafında dolanıyordun.
You were creeping around that house at night.
Çünkü kitle geceleri yaklaşık 130 derece kadar soğutulur.
Cools to about 130 degrees or so at night because of the mass.
Kimse sana geceleri köprü altında takılma demedi mi?
Anyone tell you not to hang out under the freeway at night?
Geceleri bir adamım ilgileniyor.
I got one guy on it at night.
Ya geceleri koridorlardaki çığlığın?
And your screams at night, in the corridors?
Geceleri parlayacağız biz.
But that's — It's fine!
Geceleri parlayacağız biz.
Okay!
Tammy ve ben Cuma geceleri böyle şeyler yapmaya çalışıyoruz yemek zamanı, fişi prizden çıkarma.
Well, Tammy and I have been kind of working on making Friday nights, you know, dinner time, time to unplug.
Geceleri ihtiyaç sahiplerine haberleri olmadan hediyeler verir olmuş.
He spent his nights making secret deliveries to those in need.
- Evet, geceleri de...
- Yeah. And at night...
Geceleri bankta mı uyuyor?
He sleeps on a bench?
Bazen geceleri eve bile gitmez.
Sometimes she doesn't even go home at night.
Bebekler ve savaşta yaptıkları yüzünden geceleri uyuyamayan yaşlılar içindir o. Süt.
Milk.
Yelkenleri film yansıtmak için kullandığımız çarşamba geceleri hariç.
Except for Wednesday night when we project a movie on the sails.
Bütün gün sahilde şarap içip geceleri de çadırda kalırız bir de kömür sobası kurarız, elektrik yok zaten.
We'd drink wine all day on the beach and we'd stay in a cabin at night with a wood burning stove, no electricity. No Internet.
Geceleri burasının korkunç olacağını hayal ederdim.
I imagined it would be quite scary at night here.
Geceleri yatağa girdiğimde tekerlekli sandalyede olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum.
I laid in bed at night wondering what it would be like to be in a wheelchair.
Hatırlat da geceleri o bölgeden geçmeyeyim.
Remind me not to walk in that neighborhood at night.
Perşembe geceleri Stephie'nin ve cuma günlerinin ise Stu'nun olduğunu sanıyordum.
I thought that Thursday nights were for Stephie and Fridays were for Stu. Right?
Bavuluna eldiven ve geceleri üşürsün diye fazladan yün çorap koydum.
I've packed you gloves and extra wool socks in case you get cold at night.
Şey, ben seni herkesten daha iyi tanıyorum, ve diyebilirim ki, değilsin. Aslında, kendine istediğini alan ve kimi incittiğini umursamayan..... lanet bencil bir korkak olduğunu itiraf etsen, geceleri çok daha iyi uyursun.
In fact, you'd probably sleep a lot better at night if you just admitted to yourself that you're a selfish goddamn coward who takes whatever he wants and doesn't give a shit about who he hurts.
Brody'nin geceleri çıkmadığını biliyorum.
I know Brody doesn't go out.
Neden geceleri barda çalışıyorsun?
Why work nights at the bar?
Geceleri gizli gizli buluşuyorlarmış.
They meet secretly at night.
Camille geceleri pek iyi süremez, o da pek kendinde değil, o yüzden...
No problem. Camille doesn't drive well at night, and, uh, he was in quite a state, so- - Yeah.
Geceleri ay ışığında seks ticareti yapıyor olabilir.
Good bet she was moonlighting in the sex trade, too.
Bir an ayrı kalsalar bile ortalığı birbirine katıyorlarmış dolunay olduğunda geceleri dışarı çıkıyorlar ve gökyüzüne bakıyorlarmış...
They made a vow that if ever they were apart, they would go outside at night when the moon was full and look up into the sky...
Yani Kallikantzaroilar, Indol Gentile'nin çocukları... ve Noel zamanı, sadece geceleri ergenlik dönüşümü yaşıyorlar.
So Kallikantzaroi are children of Indole gentile who somehow go through a puberty transformation during Christmas but only at night.
Geceleri gizlice dışarı çıkıyordu herhalde.
He must have been sneaking out at night.
Geceleri şehirde kimle takıldığını buldum.
After Blake got me fired, I did some digging.
Ya da geceleri.
Or at night.
- Geceleri uyuyamıyorum.
I can't sleep at nights.
... geceleri şehrin bazı noktalarında ve Ranges'da sıfırın altına düşüyor.
ANNOUNCER :... overnight lows of zero in parts of the city and the Ranges.
Yani sen geceleri sahneye çıkabilirsin.
So you take classes at night.
İyi dostun Hayes'in geceleri sık sık sevgilin Chloe'yi ziyaret ettiğini öğrendik.
I'm cooperating. You know, we just recently found out that your good buddy Hayes was visiting your girlfriend Chloe repeatedly at night.
Geceleri yalnız yürümekten hâlâ korkarım.
I still get scared walking alone at night.
Genelde geceleri bir bardak şarap eşliğinde yazardı.
She wrote mostly at night, with a glass of wine, as you can see by the...
Geceleri tüylerinizi diken diken eden benim.
- I am the one Who goes bump in the night.
Çünkü oğlumun cumartesi geceleri için bir arkadaşa ihtiyacı var.
She's leaving. Too bad.
Hatta öyle bir sert ki, geceleri yatarken kasık bağı bağlıyor!
He's cisginger! He's so cis he wears a jockstrap to bed at night!
- Evet geceleri uyumayı seviyorum!
- Yeah, I like to sleep at nighttime!
Kendine böyle söyleyerek geceleri daha rahat mı uyuyorsun?
Do you sleep better telling yourself that?
Çünkü geceleri çalışıyorum, bu da gündüzleri telefona benim bakacağım anlamına geliyor.
Because I work at night, which means I'm probably the one who should answer the phone during the day.
Sen ne deha geldi bilmiyorum, biliyorum Cuma geceleri lise futbol.
You know, I don't know what genius came up with high school football on Friday nights.
Sadece salı geceleri seks için geliyor.
He just comes over for sex on Tuesday nights.
Yakında tüm baba kız pazar geceleri, Ayı Teddy piknikleri arka bahçedeki çöp avı oyunlarımız anı olacak.
Soon, all we'll have are memories of those Sunday-night daddy / daughter dates, the Teddy-bear picnics, the scavenger hunts in the backyard.