Gold traducir inglés
20,245 traducción paralela
Ülke büyük buhranın ortasındayken Black Hills'deki altın haberi herkesi heyecanlandırdı.
The country was in the midst of a very, very deep depression, so gold in the Black Hills had everyone excited.
Şimdi altın için barıştan vaz mı geçeceğim?
Now I'm supposed to throw it all away over gold.
Black Hill'de altın olduğu ortaya çıkınca Grant'ın barış politikası geçerliliğini yitirdi.
Once the news of gold in the Black Hills got out, then Grant's peace policy was in tatters.
En büyük dedektiflik bürosu ülkedeki en ünlü kanun kaçağının peşine düşerken ve altın arayışı kızılderililerle yapılan barışı tehlikeye atarken ülkenin kaderi bir bilinmezin içindeydi.
As the greatest detective agency hunts down the most infamous outlaw in the country and the pursuit of gold risks breaking peace with the Indians... the fate of the nation hangs in the balance.
Daha batıda ise George Armstrong Custer Güney Dakota'daki Black Hills tepelerinde altın olduğu söylentilerini onaylamıştı.
Further west, George Armstrong Custer has confirmed rumors of gold in the Black Hills of South Dakota, setting off a massive gold rush.
Fakat Grant bir çözüm yolu bulduğuna inanıyordu. Güney Dakota'daki Black Hills tepelerindeki altın.
But Grant believes he's found a solution... the gold in the Black Hills of South Dakota.
Birleşik Devletler hükümeti Black Hills'i istedi. Tüccarlar Black Hills'i istedi. Altın arayıcıları Black Hills'i istedi.
The United States government wanted the Black Hills, merchants wanted the Black Hills, gold seekers wanted the Black Hills.
Altının bizim için bir anlamı ve değeri yoktur.
Gold had no meaning, no value to us.
Black Hills'de altın olduğunu duyurduktan sonra George Armstrong Custer'ın yaklaşan savaşın bir parçası olmasına izin verilmeyecekti.
After announcing gold in the Black Hills, George Armstrong Custer is barred from taking part in the upcoming battle.
Oraya gidip kızılderilileri yok ederse elde edilecek altının ekonomiye ilaç gibi geleceğini herkesin onu federal hükümeti kurtaran büyük bir kahraman olarak göreceğini düşünüyordu.
He thinks if he goes up there, eliminates the Indians, the windfall of all that gold comes into the economy, everybody sees him as a great hero who bailed out the federal government and now he can position himself
Büyük düzlüklerde Birleşik Devletler ordusu Oturan Boğa'nın ve Çılgın At'ın ordularını yenip Güney Dakota'daki Black Hills tepelerindeki altını alma peşindeydi.
In the Great Plains, the United States military looks to defeat the armies of Sitting Bull and Crazy Horse and secure the gold in the Black Hills of South Dakota.
Kızılderili nüfusunun tükenmesiyle birlikte Birleşik Devletler hükümeti bütün güçlerini Black Hills'e gönderdi. Üç yıl boyunca gelenlerin toprağı sahiplenmelerine ve altın aramalarına izin verdi.
With the Indian population depleted, the U.S. government moves full force into the Black Hills, allowing them to take the land and the gold discovered there three years earlier.
1880 yılına gelindiğinde bölgeden yıllık 7 milyon dolarlık altın ve gümüş çıkarılıyordu. Günümüz parasıyla 170 milyon dolar.
By 1880, the area is yielding over $ 7 million in gold and silver annually, over $ 170 million in today's dollars.
Altın ekonomiyi canlandırınca Birleşik Devletler kendini küresel buhrandan kurtaran ilk ülke oldu.
As gold pours into the economy, the U.S. is the first country to pull itself out of the global depression.
Altın zengini Black Hills tepelerini ele geçirmek için hiçbir şey yapılamamıştı.
Grant's plan for peace with the Indians has failed and the country is no closer to securing the gold-rich Black Hills.
Altın, gümüş, bakır, kereste, sığır. Batıdaki kaynakların çoğu sanayileşen bölgelere çekiliyordu.
The gold, silver, copper, timber, cattle... a lot of the resources in the West are being drawn into this industrializing nation.
Altın madeni.
It's a gold mine.
Salgın başladığında korsanlar Singapur Merkez Bankasındaki altın paraları çaldılar. Bu da onların para birimi oldu.
When the pandemic hit, pirates looted the Singaporean reserve bank for gold coins, and this became their currency.
Abraham, düellomuzun bir savaş yerine altın alışverişi ile bitmesi ne kadar ironik.
Abraham, how ironic that our duel should end not with a fight, but with a simple transaction in gold.
Al. 3 aylık altın var burada.
Here. There's enough gold for three months.
Çünkü hepsi altın olan onlar onlardı.
'Cause they're the ones with all the gold.
Bana altın ver, yedi kardeşim ve o yedek parayı.
Give me gold, seven brothers, and ride that spare.
Altın mı, Elmas mı? Altın mı?
Gold or diamonds?
Elmas mı?
Gold? Diamonds?
Altın daha iyi.
I'm going with gold.
- Eminim çünkü altınlar.
No, because they're gold.
Çünkü az önce adamın biri beyaz bir elmas pırlanta yüzük aldı ve nakit ödedi.
Because a guy just left, bought a white gold diamond halo, paid cash.
Ne yazık ki, Almanlar altını başka bir yere taşıdılar.
Unfortunately, the Germans have moved the gold to a new location.
Altın mı?
Gold?
Demek ki, burada sadece Tempest operasyonu için bulunmuyorsunuz şu halde neden bana bu kadar yüksek miktarda altını taşımakta olduklarını anlatmadınız?
So you're not just here for Operation Tempest. So why don't you tell me why they would be moving such high amounts of gold?
Josef Brunner, İsviçre bankalarından çalınan altının saklanmasında Hitler'e yardım eden banker.
Josef Brunner, the banker who helped Hitler hide stolen gold in Swiss banks.
Bu yüzden tekrar baştan başlamak ve yeni Reich'ı yaratmak için yeterli altın da dahil, ihtiyaçları olan her şeyi bulacaklar orada.
So they'll have everything that they need to start all over again, including enough gold bullion to start a new Reich.
Krauss altını bu yüzden taşıyor.
That's why Krauss was moving the gold.
Altın trenle teslim edilecek.
The gold will be delivered by train.
Niye altının yanında durmuyor?
Why doesn't he stay with the gold?
Ben altınlarla kalıyorum.
I stay with the gold.
Altın şu an yükleniyor.
The gold's being loaded now.
O altınları kanımızla ödedik.
We paid for that gold with our blood!
Altın?
Gold?
Sınıra doğru kaçmak istedik ama Bastien altınlar için dönmemizi istedi.
We wanted to run for the border, but Bastien made us come back for the gold.
Onu altınların peşinde olduğu için öldürdün.
You killed him because he was after his gold.
Bulduğunuz altın.
The gold you found.
Altınlar.
The gold.
Büyük hırslarını desteklemek için altınlarıma ihtiyaçları var.
They need my gold to back up their big ambitions.
Sizce bu sarı mı altın rengi mi?
Is this yellow or gold?
Omuzlarınızdaki küçük altın taçların.
The little gold crown on your shoulder.
Altına yatırım mı yapmak istiyorsunuz?
Are you invested in gold?
Müşterileri altınla ilgilenen bir finansal planlamacı mısınız?
Are you a financial planner with clients interested in gold?
Belki de altın almayı düşündünüz fakat komisyonlar çok yüksek geldi.
Maybe you've considered gold, but the commissions were just too high.
Doların düşmesi ve enflasyonun yükselmesiyle mal varlığımın büyük bir kısmını altına çevirdim bile.
With the US dollar falling and inflation rising, I've already converted considerable amounts of my assets into gold.
70'lerde altın fiyatının tavan yaptığını hatırlıyorum.
I remember the 70's when gold went through the roof!