Grubby traducir inglés
221 traducción paralela
Hayat boyu kıytırık bir detektif olarak kalamayacak kadar hoşsun.
You're much too nice to be a grubby detective all your life.
Böyle pis ve dağınık daha sevimliler.
They're much cuter like this, all grubby and untidy
Bu garabet odadan ayrılır görkemli bir ev kiralar, dilediğiniz gibi yaşayıp eğlenirsiniz.
You could leave this grubby room rent an attractive house, live as you please, entertain as you please.
Bende bureyı seviyorum... yüksek ve rezil dünyanın tüm endişelerinden uzak.
To each his own. I like it here... high, free from me worries of a grubby world.
Evet, kaba saba bir çiftçiyle.
Yes, to a grubby dirt farmer.
Üzgünüm, etraf çok pis.
I'm sorry, everything's grubby here.
Pis ve çizik içinde.
They're all scratched and grubby.
- Yeterince pespaye miyim?
- Do I look grubby enough?
Sevgili John'u küçük bir otel sahibinin elinden nasıl çekip aldığını mı anlattın?
That you saved dear old John from the hands of a grubby little hotel keeper?
Alçaklar, dürüstlükten bahsedip, kirli hayatlarını yaşıyorlar.
The bastards talk about sincerity and go about their grubby lives.
Bir ölümlüyle evlendin Samantha kirli, küçük ev hanımı rolünü abartmana gerek yok.
Just because you married a human, Samantha that's no reason to overdo this grubby little housewife role.
Büyük patron Grubby Mattson'un, Bumblebee O'Neill adında dansçı bir sevgilisi vardı, kızla birlikte olduğumdan şüpheleniyordu.
The boss, Grubby Mattson, had a girl named Bumblebee O'Neill she was a dancer and he got worried that I was also with her.
10 şilin, katlanmış ve pis.
Folding grubby 10 bob.
Tabağımdaki pis tarım arazileri.
Grubby farmlands on my plate.
Nahoş, pis, kirli uyuz, lekeli çatal!
Nasty, grubby, dirty mangy, scrubby little fork!
O lanet olasıca sigaraların umrumda bile değil.
I'm not interested in your grubby little cigarettes.
Başıboş dolaşıyorsun sokaklarda Grand Boulevard'daki küçük, pis sinemalara giriyorsun.
You drift around the streets, you slip into the grubby little cinemas on the Grand Boulevards.
Kiristiricaksin güzelim kumasi!
You'll get it all grubby.
Rhine ırmağı kıyılarındaki bir kulübede doğmamışız ya da Suriye'de pis bir çadırda.
That we weren't born in a hut on the banks of the Rhine, or in a grubby little tent in Syria.
Ama aşçının pis suratlı çocukları ailene sızarsa, bu asaletin sonunu getirir.
But if the cook's kids with grubby faces find their way into your family, that will be the end to nobility.
Size söylemiştim, kirli yüzlüler çalamaz!
I told you, the grubby-faced can't play!
Kirli yüzlüler yapamaz!
The grubby-faced can't do it!
Kirli yüzlülerin herşeyi silip süpürmesi an meselesi.
In no time the grubby-faced will gobble up everything.
Kirli yüzlüler!
The grubby-faced!
Kirli yüzlüler her yerde, Tanrım!
The grubby-faced all around, my God!
Bırakın kirli yüzlülerle ben karşılaşayım ama Pavel Shcherbuk gibi değil, Aslan Yürekli Richard gibi.
Let me face the grubby-faced not as Pavel Shcherbuk, but as Richard the Lion-Hearted.
Ve siz benim sayemde yaşıyorsunuz bir kirli yüz sayesinde!
And you go on living only because I, the grubby-faced, is alive!
Ve ben, kirli yüz...
And I, the grubby-faced...
Böyle bir tanımlama seçmek!
To choose such a word! Grubby-faced!
Rusya hakkında konuşmaya devam et, Kirli yüzlü Shcherbuk hakkında da...
You go on and on about Russia, Shcherbuk about the grubby-faced...
Herkes salondan çıkınca koşup silahı alıyorsunuz ve hemen kamarasına gidip Madame Doyle'u öldürüyorsunuz.
And then, when everyone has gone, running in to take up the gun, and then stealing forth to kill Madame Doyle. My world is the world of grand love and passionate romance, not grubby murders. No!
İster inanın, ister inanmayın ama, eğittiğim adamları ve sizi her şeyden daha çok seviyorum.
And believe it or not, I also love those grubby thick-headed men I trained you most of all.
Elle yapılan yiyecek işlemleri şüpheli... yiyecek hazırlama alanında sigara içildiğine dair kanıt... kirli ve lekeli mutfak önlükleri... el yıkama lavabosu eksik ki 6 ay önceki ziyaretimizde... taktıracağınıza dair söz vermiştiniz... ve de su deposunda iki ölü güvercin.
Food handling routines suspect, evidence of smoking in food preparation area, dirty and grubby food handling overalls, lack of wash handbasin... Which you gave us a verbal assurance you'd have installed on our last visit six months ago... And two dead pigeons in the water tank.
35 kokuşmuş ceketli erkek veya 35 aptal şapkalı kadın.
35 men in grubby raincoats or 35 women in silly hats.
Sessizlik Tanrısı, ıssızlığın en yüksek tanrısı... beni, dünyayı "ikinci gelen" den kurtarmak için... ve onun pis inancından korunmak için güçlü kıl.
strengthen my purpose to save the world from a second ordeal of Jesus Christ and his grubby, mundane creed.
Ortaçaglardan bu yana pislik, bel büken islere kosuluyorlar.
Ever since the middle ages they've been doomed to grubby and back-breaking jobs.
Hangi kirli yemeği verdiklerinden ruhun duymaz.
You don't know what grubby food they'll slip you.
Kendi pis, meraklı ellerini kendine saklar mısın acaba?
( KITT ) would you mind keeping your grubby little hands to yourself?
Sadece kirli yüzlerimiz, pis gömlekler ve ter kokan battaniyeler...
Just grubby necks, torn shirts, sweaty blankets and worst of all, our own miserable faces.
Haydi, şu leş suratını çıkar buradan.
Come on, get your grubby face out of here.
Grubby?
Grubby?
Küçük pis bir parazit.
Grubby little parasite.
New Haven'da Nubby's adlı yer aslında bence Pasaklı daha uygun bir isim olurdu.
In New Haven, a place called Nubby's. "Grubby's" would be a better name for it.
Çek kirli pençelerini onun üzerinden!
Get your grubby paws off of him.
Şu pis pençelerini üzerimden çek.
GET YOUR GRUBBY MITTS OFF OF ME!
Onun dünyasında o kadar inanılmaz şeyler olmaya devam ederken nasıl oluyor da bizler, okula gitmek gibi sıradan dünya işlerine kendimizi kaptırıyoruz hiç anlamıyorum. Ama, o bu şekilde bir elvedayı bana uygun görmüş.
I often think how all of us... were going through the normal grubby business... of school and growing up... while the most incredible things... were happening in her world... but she liked me enough to do this... to say good-bye.
Radyoaktif Çocuk'un kendini bulduğu sayı size özel bir şey göstereceğim ama ellerinizi arkanızda tutacağınıza söz verirseniz.
That's before Fallout Boy became his ward. I'll show you something if you'll put your grubby little hands behind your back. Behold.
Ve şimdi, yüzlerindeki korkularından... O`Driscoll'lar farketti ki, kendilerinden korkan düşmanlarının... kaledeki düşmanlar, onlardan bir grubu esir alarak... şartlara göre teslim olmaları gerektiklerini söylemişti.
And now, to their horror, the O'Driscolls realised that their defeated allies were bent on handing the castles over to the enemy, as part of their grubby terms of surrender.
... çocukların iskelesinde sallandığı, bitişik evlerde yaşıyoruz.
.. then there's your back-to - back houses, your grubby children hanging off scaffolding.
- Evet, birçok daireyi çok kötü bir hâlde buluyorum. - Öyledir.
Pretty grubby ain't it
- Küçük bir mahluk...
Grubby, grubby!