Guide traducir inglés
5,279 traducción paralela
Bu güne kadar yaptığın gibi bizi gözet ve iyiliklere yönelt ve evimin kıymetlisini, sağ salim geri getirdiğin için şükürler olsun.
Bless us all and Keep us from evil. Lead us and guide us in our day, and thank God, to return the treasure of my house safe.
Önsezin seni yönlendirir.
Intuition will guide you.
Genç kızlara yol yordam öğretmek konusunda mı?
To guide young women?
Onları nasıl yönlendiriyorsun?
Guide them how?
Bana yol göster, rehberim ol.
Lead me, guide me.
Bize rehberlik et.
Guide us.
Hava alanına ulaşmak için GPS kullanacaksınız. Oradaki bağlantımız Mamed Zade sizi İran renklerine boyanmış depoları dolu ve uçuşa hazır 3 SU-27 verecek.
You'll use GPS to guide you to the airfield... where our contact, Mamed Zade... provides you with 3 SU-27, painted in Iranian color... fully fueled and ready to go.
Kaybolduğunu, berbat bir tur rehberi olduğumu söylersin.
Oh, you just tell them you got lost. I'm a terrible tour guide.
- Tur rehberiyim.
Uh, I'm a tour guide.
Amerikalı bir tur rehberiymiş. Bir yıldan beri buradaymış. Yale Üniversitesine gitmiş.
He's an American tour guide, he's been here a year and before that he went to Yale.
- Tur rehberliği için iyi bir bölümmüş.
- Economics. Hmm. Good training for a tour guide.
Harika bir rehber, değil mi?
Great guide, isn't he?
Onlara yol göstermek istersin yine de dinlemezler.
Guide them along the way Still they don't listen
Annen yol gösteremez.
Mother cannot guide you
Günün birinde fırıncıyla karısı dükkânlarındayken cadının biri çocuk sahibi olmaları için fikir verip yol göstermiş.
Guide them along the way Children will glisten
- Ama izciye de benzemiyorsun.
Well, I have some idea that you weren't a Girl Guide.
- Tur rehberi diyelim biz ona.
I'm gonna be your tour guide.
- Restoran rehberini göndermemişler.
- They didn't send the restaurant guide. - Hey, I'm, uh...
- Söyledim zaten Frank.
- I've already done that guide, Frank
Hal böyleyken, bir çok teorisyen bunu, kayıkçı sombolünü, ahiret için bir kılavuz ya da ölümün habercisi olarak görüyor.
Where as, many theorists see in it, the symbol of the ferryman... a guide to the beyond... or the messenger of death.
Seni buradan çıkaracağım.
I'll guide you out of here.
Geçici polis şefiniz olarak şehrimiz bir zehir tacirliği fiyaskosundan daha kurtulurken bu baskında bugün size ben önderlik edeceğim.
Now, as your new interim police chief, I will guide you through this raid today as we rid our city of another one of its drug-dealing washouts.
Şatoya giden yolu göster ve beni o canavarın yanına götür.
Guide me to the castle and take me to that Beast.
benim sorunumu söyle en azından bir yol göster.
ask my trouble Atleast guide me.
Kutsal haç benim ışığım ol. İblis benim rehberim olmasın.
"Holy Cross, be my light, let not the dragon be my guide."
Ona güç ver ve lütfün ile ona rehber ol ki.. ... bu zavallı ruhları eve götürebilsin.
Grant her Thy strength, guide her with Thy grace... that she may carry home these poor souls.
Avlanıp rehberlik edecek ve yağmurlarda yerimi alacak birine ihtiyacım var..... ve yolculuk esnasında hayvanlar için bana yardım edecek.
I need someone who can hunt and guide and spell me at the rains... help with the animals on the trip.
Kimsenin senin görmemesi için sana rehberlik etmem gerekiyor.
I need to guide you so nobody will see you. Keep it on.
Seni yeni bir rehber köpek almaya mı götürüyoruz?
Are we taking you to take a new guide dog?
O zamana kadar tur rehberiniz olarak size güzel kasabamızın güzide yerlerini tanıtacağım.
But in the meantime, please allow me to be your tour guide pointing out all the sights of our fair city.
Newman Loslein, akıl hocanız ve rehberiniz size bu fikri veren kişi iyileştirme amacıyla sanat ve doğayı kullanma fikrini.
Newman Loslein, who was your mentor and guide, instilled in you the idea of art and nature as a means of healing.
Bence sen de diyemezsin çünkü senaryondan anladığım kadarıyla bana olan ilginin asıl sebebi daha önce babandan alamamış olduğun şefkati bende arıyor olman.
Well, exactly, I am not sure that you can, because if your script is any kind of guide, it could be said that any interest you have in me is just a misplaced attempt to earn the attention that you never received from a remote father figure.
Rehberin o.
He's your guide.
Yüce Tanrı'nın inayeti ve Kutsal Ruh'un rahmeti üzerine olsun.
May the strength of God Almighty and the Holy Spirit guide you in the decision you made.
# Geceleri sana evinin yolunu gösteren ateşi hissetmezsin #
At nighttimes you can't feel the fire to guide you home
Bak, ben müthiş bir tur rehberiyim.
I am a great guide.
Bizlere güç bahşet onu bu genç erkek ve kadınlara ver ki bizlere bu karanlık ve korku ormanından geçerken yol göstersinler.
We ask you to lend us some of your strength and give it to these fine young men and women that they may help guide us through this forest of fear and darkness...
Rehber kitabında yazdığına göre birinci sınıf ve oldukça romantikmiş.
The guide book says it's fancy and very romantic.
Bize rehberlik edecek.
He will guide us.
"Olgun Erkeğin Stil Kılavuzu..."
"The Mature Man's Guide to Style..."
Yer domuzu, paketi bulman için gerekli olan Kordinatlara saatinden ulaşabileceksin
Aardvark, your watch will transmit the coordinates to guide in the package.
Bir ölümsüzlük rehberi.
It's a guide to immortality.
Kilisenin bize yol gösterip koruduğunun bilincindeyiz.. ama sizler ve ben Kiliseyi oluşturan değerleriz.
We know that the Church will protect and guide us but the Church consists of you and me.
Sana rehberlik etmekten memnuniyet duyarım.
It would be my pleasure to guide you.
Yarış listesine bile bakmayacak.
He won't even look at the form guide.
Yol gösteren bu aletler olmadan anahtarlar hiçbir işe yaramaz nasıl olsa.
The keys remain useless without these tools to guide the way.
Sana tur rehberi gibi mi gözüküyorum?
Do I look like a tour guide to you?
- Tur rehberin bir harika.
- That's a great tour guide you got.
Eğer "şuraya bakın, biraz da bu tarafa" diyen bir rehbere ihtiyacınız varsa o ben değilim.
If you need a tour guide, you get a tour guide who say, "Look over here, look over there" and everything. But that's not me.
Bir şekilde yönelendirmeye mi çalışıyor?
Trying to guide me in some way?
Yolumuzu aydınlatan yıldızlar sensin.
Yours are the stars that guide us.