English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ G ] / Gördük

Gördük traducir inglés

6,528 traducción paralela
Yaşam Öyküsünde şimdiye kadar hayvanların yavruyken karşılaştıkları tehlikeleri gördük.
So far on Life Story, we have seen animals face the dangers of childhood.
Yaşam öyküsünde şimdiye kadar hayvanların öğrendikleri çocukluk derslerini gördük.
So far on Life Story, we've seen animals learn the lessons of childhood...
Yaşam öyküsünde şimdiye kadar hayvanların ilk adımlarını büyüdüklerini bir yuva bulduklarını güçlendiklerini gördük.
So far on Life Story, we have seen animals take their first steps... .. grow up... .. find a home...
Yaşam Öyküsünde şimdiye kadar hayvanların yavruyken karşılaştıkları sorunları gördük.
So far in Life Story, we have seen animals face the challenges of childhood... grow up
Çok fazla ölüm gördük.
When we saw so much death.
- Seni dışarıda o çocuklayken gördük.
- We saw you outside with that guy.
Biz baktıktan 6 saat sonra kara deliğin yüzlerce kez daha parlak olduğunu gördük.
AND ABOUT SIX HOURS AFTER WE LOOKED, WE SAW THE BLACK HOLE GET A HUNDRED TIMES BRIGHTER.
Onları gördük!
We saw them!
Şimdi gördük işte. Belki de geri dönmeliyiz.
Now that we have seen, better to go back.
Son kampanyada saldırı reklamları kullandık ve çok zarar gördük.
No, no. In the last campaign, we used attack ads, and it hurt us badly.
İşte bunları gördük geçirdik.
These are the things we've seen
Bugün cadaloz karıyı gördük.
We saw that witch woman today.
Kaportacıda birini gördük, gerildik
See a nigga on Dayton's, and we creep
Polislerin, Los Angeles'ta arabasını kenara çektikleri bir vatandaşı nasıl dövdüğünü hepimiz gördük.
We've all seen the pictures of Los Angeles police officers beating a man they had just pulled over.
Glass'in halini hepimiz gördük.
We all saw the shape Glass was in.
Halini hepimiz gördük.
We all saw him.
Billy Hope'un geçmişte, şu anki halinden daha kötü durumda olduğundan bile dövüşleri kazandığını gördük.
We've seen Billy Hope win fights in the past looking even more the worse for wear than is the case here.
İkimiz de gördük.
You and me, we seen blood.
Evine gittik ve ailenin sağ olduğunu gördük.
So we do that and your parents are alive.
Sessiz olalım diye epey baskı gördük.
There was a lot of pressure to keep quiet.
Çok uzun zamandır, bu ülkenin karanlıkta kalması için ellerinden gelenin en iyisini yapan faşist akbabalar tarafından istila edildiğini gördük.
For far too long now we've seen this country invaded by fascist vultures, who do their best to keep you in the dark.
Ama bu yeteneklerin güçlendiğini gördük.
But this only seemed to intensify these abilities.
Nasıl birlik olduğunuzu gördük.
But we saw what that means.
Yani evet... buz dağını gördük, Titanik'i uyardık.
So, yes, we saw the iceberg, we warned the Titanic.
Ben yeterince gördük.
I've seen enough.
Kurulmuş mini bir mihrap gördük.
We saw some mini shrine shit set up.
Sistemde gördük bunu.
We saw it on the system.
Hepimiz aynı şeyi gördük, değil mi?
We all saw the same thing, right?
Hepimiz gördük.
We all saw it.
Kaçan bir oğlan gördük.
We saw a boy run that way.
James ve ben geçenlerde bir adamın gözleri oyulurken gördük.
Now, James and I were both present recently when a man was deprived of his eyes.
Hepimiz kötü şeyler gördük geçirdik ancak o şeylerin bizi tanımlaması gerekmez.
You know, we've all been through horrible things, but those things don't have to define us.
İkimiz de aynı şeyi gördük.
We saw the same thing. The Hallow.
Mississippi'deyken Nadine'le tek bacaklı, koltuk değnekli bir sakatın normal biriyle yarışıp kazandığını gördük.
Over in Mississippi, Nadine and I saw a cripple on crutches, with one leg race a normal man and win.
Birkaç hafta sonra bir gün Beşinci Cadde'de yürüyorduk. Aynı ceketi gördük orada.
And then a couple of weeks later we were walking down Fifth Avenue, and we see the same coat,
Hey, demin arkadaşını gördük, Ted'i.
Hey, we just ran into your buddy Ted.
Ve karmaşık duygularla empati kurma yeteneğine gelirsek hepimiz Ted'in yaralı arkadaşıyla ilgili neler yaşadığını gördük.
As for complex emotions and the capacity for empathy, we all saw the distressing images of Ted agonizing over his fallen friend,
Onu videoda anahtarla gördük.
We saw her in the video with the key.
Ve işte o zaman burayı gördük.
And that's when we saw this place.
Hepimiz gördük onları.
We all had the dreams.
Provalarda Filipinlerden inanılmaz bir grup gördük.
We saw in rehearsal an incredible group from the Philippines.
Gittiğimizde gördük ki insanlar evini işgal etmişti.
So we've gone round there. It looked like people had been squatting in her house.
Pekâlâ, şu ana kadar gelişimin üç belirgin evresini gördük.
OK, so far, we've seen three distinct phases of development.
Kalıntıların orada Helena ile bir şey gördük ve o şey Helena'yı öldürdü.
Helena and I saw something in the ruins, baby, and it killed her.
- Gördük!
- We saw it!
Bugün çok kötü şeyler gördük.
We've seen some bad stuff today.
- Daha kötülerini gördük dostum.
- We've seen worse, mate.
Onu şurada gördük de.
'Cause we saw him there.
Fırtınadan hasar gördük...
Storm has damaged...
Jax ve ben binaya ilk girdiğimizde, EMTler kılığında iki adam gördük.
When Jax and I first entered the building, we saw two men dressed as EMTs.
Biz her şeyi gördük.
Uh, we saw it all.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]