Görürsünüz traducir inglés
1,614 traducción paralela
Eğer gece yukarıdaki yıldızlara bakarsanız bir gözleri açık uyuyan fillerin ışıldayan gözlerini görürsünüz.
When you gaze up at the stars at night You are looking into the unblinking eyes of elephants, who sleep with one eye open
Önceki duruşma kayıtlarında, aleyhimdeki suçların düşürülmeden önce dikkatle değerlendirildiğini görürsünüz.
During the previous proceedings, the charges against me were carefully considered before they were dismissed.
Kendinizi burada esir gibi hissetmeyin... değer verilen misafirler olduğunuzu düşünün. Ve umuyorum ki, beni de... sizin alçak gönüllü evsahibiniz olarak görürsünüz.
I prefer to think of you not as prisoners, but as honored guests... and I hope you come to think of me as your humble and caring host.
Diğerleriyle kıyasladığınızda onun yeteneğini görürsünüz
See how she stacked up against some real talent.
Evet, bu kadar yüksek oranları sadece bağımlılarda görürsünüz.
You only see levels that high in chronic users.
- Kayıtları kontrol ederseniz görürsünüz.
You check it out and you'll see yourself
Ama siz bir görürsünüz önce.
But you'll see it.
Ama cilanın altına bakarsanız, süregelen bir mücadele görürsünüz.
But if you look beneath the veneer of gracious living, you will see a battle raging.
Ama iptal etmeyip, şimdi gelirseniz sihirli bir harikalar diyarı görürsünüz.
But if you reconsidered your cancellation and came in now... you would find nothing less than a magical wonderland.
Bence, işte o zaman gerçek Malachi'ı görürsünüz.
I think you'll find I am.
Ama görürsünüz dediklerim çıkacak.
Listen, I'll be the only one who's match fit, okay.
Bu protestoculara bakacak olursanız, memeleri olan erkeklerle, koltuk altları kıllı kadınları görürsünüz.
If you look at these protesters, you see men with breasts and women with armpit hair.
- Rahatladıklarını görürsünüz.
- You'll be able to see them get that.
Yakından bakarsanız azı dişinin aşınmasına bağlı farkı görürsünüz. Bu da bu kadar kısa yaşam süresinde olağan değildir.
Now, if you look closely, you can see a perceptible difference due to molar wear, which is highly unusual given the short span of years, at least in modern man.
Hastanede çok fazla üzücü şey görürsünüz.
You see a lot of sad things in a hospital.
Dış dünyada, patlak lastikli yaşlı bir kadına yardım etmeyecek binlerce araç görürsünüz.
In the outside world, you'll see a stream of cars drive by an old woman with a flat tyre.
Görürsünüz, bununla acayip kariyer yapacağım.
Check it out. I'm gonna get my freak on with this other little ho.
Biraz dinlensin. Sonra gökyüzünde süzülür. Görürsünüz.
A little rest and he'll be soaring through the sky.
Ama tavanın öteki tarafını aydınlatırsanız her bir küçük mavi ışığın, aslında ışıl ışıl parıldayan ve başka zaman gözle görünmeyen, boncuklu liflerden oluşmuş perdelerle çevrili olduğunu görürsünüz.
But shine a light sideways across the ceiling... then you can see that each little blue lamp is surrounded by a curtain of glistening, beaded filaments, curtains that are invisible at other times.
Şimdi görürsünüz!
You'll see now!
Ve onları müzelerde sergilenen şeylerin önünü tıkarken, şöyle derken görürsünüz,
And the... you see them in museums blocking up the exhibits going :
Orada çok ince ve son moda giyinen insanlar görürsünüz, gerçekten.
People are ultrafashionable and very thin, really.
Harika görünüşlü kişiler görürsünüz.
You see these amazing looking people.
Odaya girdiğinizde, bir tabak bisküvi görürsünüz,... odana dönen başka şeyler de olabilirr.
You walk in the room, you see the plate of biscuits, there could be other things going on in the room.
Bunu resimlerinde görürsünüz, resmin hep dışını işaret eder.
You'll see this in the pictures, pointing outside of the picture.
Ve bununla doğru dürüst başa çıkamazlarsa, onları kırk yıl sonra aynı insanları aynı restoranda görürsünüz, eğer zamanınız varsa oraya gider ve onları görüsünüz ama iletişim yöntemleri başka şekillerdedir...
And if they don't handle it properly you see them forty years later,... the same people in the same restaurant, if you have the time... you go there and you see them and they communicate on a different way now...
Yaşlanan insanlar görürsünüz.
You see people aging.
Nasılını ona söyledim, görürsünüz.
I told her how, you see.
Çoğu kez, elleri olmaksızın dolaşan şempanzeler görürsünüz onlar şanslı olanlardır.
Often you see chimpanzees walking around without hands, and those are the lucky ones.
Bu organizmalardan birini insan boyutlarına büyütürseniz ona Dünya'daki bağımsız, komplike bir varlık olarak yaklaşırsanız o zaman onun büyük bir memeliyle eşit olduğunu görürsünüz.
And when you magnify one of these organisms to human size, and approach it as an independent, highly-complicated entity on Earth, then you see it as the equal of a large mammal.
Rüyanızda görürsünüz.
Not on your life.
Görürsünüz.
You'll see.
- Görürsünüz!
- I'll get you.
Kıçınızı kaldırıp aşağı inerseniz görürsünüz.
Well, if you bring your tushies downstairs, we'll find out.
Ama o zaman kayıtlarda beni değişimi yaparken görürsünüz.
But wouldn't you then see me on the tapes doing that? No.
Bu kutu sihirli, istediğiniz herşeyi görürsünüz içinde..
- No, thanks. - It can say everything you want.
Boyun eğmeyeceğiz, görürsünüz!
We'II hold out, you'II see!
Bu akşam son haliyle yandığında binlerce insanın nasıl coşacağını görürsünüz.
Now, just wait till tonight when it's lit properly... and there's thousands of cheering people in the stands.
- bu iş için uygun olduğumu görürsünüz...
- you will see that I am fully qualified to...
Bahse girerim ki, çok dikkatlice baksanız, BillyThe Kid'in bile bir iki defa altına yaptığını görürsünüz.
I bet if you looked hard enough, you'd find Billy The Kid pissed his pants once or twice.
Çok çalışırsanız, sonucunu görürsünüz.
You work hard and you get results.
Tırnak aralarında görürsünüz- -
You look at the fingernail clippings...
Hissetmezsiniz, görürsünüz.
You see'em.
Siz ne uygun görürsünüz?
Whatever you think is fair.
Onu denizden bir deniz kabuğu alırken gördüğünüzde yaydığı dalgayı görürsünüz ve güzelliğini üzerinizden geçen elektrik akımı gibi hissedersiniz.
She's a wave when you see her reach down to pull a shell from the sea and you feel her beauty pass through you like electrical current.
Ama mutlaka hiç şüphelenmeyeceğiniz biri de vardır Ve sonra onun geldiğini görürsünüz
But when Soot decides to move on somebody, they're the last ones to see it coming.
Kıçınıza tekmeyi yiyince özgürlük neymiş görürsünüz.
When they kick your ass out of here, then you'll be independent.
Bu kibritin altına mikroskopla baktığınızda bir sürü altın rengi boya zerresi görürsünüz.
When you look at the underside of this match... under the microscope... what you find is a large particle of gold paint.
Yargıtay'ın 1950 ve 1960'lı yıllardaki kararlarına, önemli kararlarına bakarsanız sinema filmi sektörüne karşı, gerçek bir hükümet sansürü tehdidi olmadığını görürsünüz. Çocuk pornosu alanı dışında tabii.
If you look at the Supreme Court decisions, key decisions, in the 1950s and 1960s, there is no real threat of governement censorship at the motion picture industry after that time, except for the area of child pornography.
"Günah Şehri" gibi R almış bir film izlerseniz uzuvların kesildiği, başların kesildiği en dehşet verici şiddet sahneleriyle dolu olduğunu görürsünüz.
If you see a movie like "Sin City", which is R rated and... it's just full of dismemberments, decapitations, the most grisly kind of violence.
Güneyden yaklaşırsanız, pencereleri görürsünüz.
Approaching from the south, you'll see windows.