Güvercin traducir inglés
1,483 traducción paralela
Bu doldurulmuş güvercin.
It's squab stuffed with foie gras and black truffles with a pinot noir glaze.
En azından bir tanesi güvercin kemiğinden boğulsun.
Let at least one of them choke on a pigeon bone.
buda suki... ayakkabimin üzerindeki sakiz veya güvercin pisligi mi?
Is that... gum or pigeon crap on my sneaker?
Güvercin ağacımı dikiyorum.
I'm just putting on my witch hazel.
Güvercin neden karşıya geçmiş?
Why did the pigeon cross the road?
Millet fıstık mıknatısı diyor ama ayrıca güvercin boku ve köpek havlaması mıknatısı.
They say it's a chick magnet, but it's also a pigeon-crap magnet and a dog-whiz magnet.
" Umarım bu mektup arzulanan zeytin dalıyla dönecek güvercin içindir.
"I shall hope against hope that this note is the dove... " which will return with the wished-for olive branch.
Güvercin geliyor.
- Pigeon poop.
Penisimin, kalp krizi geçiren bir güvercin gibi çırpındığını hissettim. Ve sonra, yavaşça yere uzandı ve eski sakin haline geri döndü.
I felt my pecker flutter once like a pigeon having'a heart attack then it laid back down and remained limp and still
Sen ve o aptal güvercin hiçbir yere gitmiyorsunuz.
You and that bloody pigeon aren't going anywhere.
Gördüğünüz beyaz güvercin dişidir.
This white dove is a female
Pembe güvercin ise erkektir.
The purple one is a male
Deve Ovası Güvercin Tepeleri Ceylan Uçurumu.
Camel Plains, Dove Hills... Gazelle Cliff.
Güvercin kuyruğu şeklindeki yaranın kenarları, bir silahın sapının sürtünmesinden oluşmuş.
The dovetail abrasion of the margins was caused by the scraping of the handle of some weapon.
Serserilerin öldükten sonra güvercin olarak yeniden dünyaya geldiğini duymuştum.
I heard bums are reincarnated as pigeons when they die. Really?
Bir güvercin.
A pigeon.
- Korkunç güvercin mi dönmüş?
- The scary pigeon's back?
Ya kil güvercin, gerçek bir güvercine çarparsa?
What if a clay pigeon hits a real pigeon? Does that count? I've only done this once.
* Noelin on bi-birinci gününde * * ge-gerçek a-aşkım * * bana on bir gü-gü - güvercin... *
* on the e-E-Eleventh day of c-Christmas * * my t-True love gave to m-M-Me * * eleven p-P-Pipers p - P-Piping... *
Yani bir güvercin gagasıyla çözse daha iyisini yapar.
I mean, a pigeon can peck a better score than that.
- Güvercin kim?
- Who's the pigeon? - The what?
Güvercin gibi olan ayak izlerinden anladım.
I saw your pigeon-toed tracks.
Güvercin Sigorta Sirketi, kazanan yarışmacıya bir haftalık sigorta armağan ediyor.
Insurance company "The Pigeon" gives away a whole week's free insurance for the best sprinter.
Bags'ın güvercin kovalama huyu yoktu.
It wasn't like Bags to chase pigeons.
Bu güvercin zalimdi.
This pigeon was cruel. It was...
Kaza oldu, bir güvercin.
Accident, A Pigeon.
- Baba, bak bir güvercin!
- Look, Daddy, a pigeon!
Baba, bak bir güvercin!
Look, Daddy, a pigeon!
Yavru köpek ve güvercin kitabı bizi iflas ettirecek, Hobbs.
That frigging puppy and pigeon are tanking hard, Hobbs.
Beyaz bir güvercin yanıma uçtu... ve gagasında taşıdığı dalı ayağımın ucuna bıraktı.
A white dove came flying by And dropped a twig it was carrying in its beak
Çocuk güvercin ayaklıydı.
Boy was a tad pigeon-toed.
Tıpkı evcil bir güvercin gibi.
Just like a homing pigeon.
Güvercin yuvasından uçmuş, ama ötememiş.
From the nest it flew, now it doesn't go coo.
Griler, güvercin tüyü falan.
They're gray, like pigeons or something.
" Kutsal Ruh onun üzerine bir güvercin gibi indi.
" The Holy Spirit descended as a dove upon Him.
Güvercin boku.
Pigeon shit.
Ama kraliçeleri, en büyük güvercin, çok üzgün olduğundan, kanatlarını kıza verdi, ve onu hayata döndürdü.
But their queen, the biggest pigeon, felt so sorry, she gave the girl her wings, and brought her back to life.
Buzdolabında bulduğum tek şey ölü bir güvercin.
The only thing I found in the freezer was a dead dove in a bag.
Gob evcil hayvan dükkânının donmuş güvercin değişimi politikasını protesto ediyor.
Gob protests the pet store's frozen dove exchange policy.
Ben balkondaki güvercin. Özür dilemek istedim.
This is the pigeon from the balcony calling to apologize.
Benimdi. Ben güvercin.
It was me, the pigeon.
Kusmuğu güvercin yedi.
And then a pigeon ate it.
Konserve kavurmalı güvercin dolması desem?
Would you believe a pigeon stuffed with Spam?
Eğer ikinizde de güvercin besleme tutkusu yoksa buluşmanızın bir sebebi olmalı.
Unless you both share a passion for feeding pigeons... there must be a reason for your meeting.
Büyük babamla gerçekten güvercin yarıştırdın mı?
You really used to race pigeons with my PePop?
- Şuna bak, bir güvercin.
- Look at that. It's the dove.
Çürümekte olan bir güvercin dahil.
Certainly not a decaying pigeon.
Lord Marlborough ile kil güvercin atışları, Körler Enstitüsü için bir hayır galası ve Singapur'a yaklaşan bir kasırga.
Eh, you have clay pigeon shooting with Lord Marlborough, a benefit gala for the Institute of the Blind, and, incidentally, there's a typhoon bearing down on Singapore.
Güvercin beslemek gibi.
Like feeding pigeons.
Marine edilmiş güvercin geldi.
I was sent some marinated pigeon.
* [Bir şahin... güvercin] *
"lt's a hawk, it's a dove"