English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ G ] / Gına

Gına traducir inglés

110,740 traducción paralela
Yüce Kral ve ben Loria Krallığı'na savaş ilan ediyoruz.
And now the High King and I hereby declare war on the kingdom of Loria.
- Kaşığına ihtiyacım var.
- I need its spoon.
Kitapta tamamen hayal kırıklığına uğradım.
I'm totally disappointed in the book.
Seni hayal kırıklığına uğratmak istemedim, hepsi bu.
I didn't wanna disappoint you, is all.
İnsanlığın temel varlığına bir tehditle karşı karşıyayız.
We're dealing with a threat to the basic existence of humanity.
Belki egonu sadece bir anlığına bir kenara bırakırsan yanıldığını kabul edebilirsin.
Perhaps if you just let go of your ego for just a moment, you could admit that you are simply wrong.
Başka şeyler isterlerse bu tıklanmak için ne yaptığına bağlı.
They want other stuff... it's just what you what you want to do to get tipped.
Sırf bu katilin yaptığı yanına kâr kalsın diye.
All so that this killer could get away scot-free.
- Seni vurmadığına yemin ediyor.
- He swears that he didn't shoot you.
Bir rıhtıma adınız verilmiş, hayır kurumlarına yaptığınız bağışlar...
A pier's dedicated to you, charitable contributions...
Gel, altı aylığına benimle çalış.
Come work with me for six months.
Sadece birkaç dakikalığına girmeme izin verdiler.
They said I could only stay in here for a few minutes.
Jessica'nın tanıdığı biri çıkmasına şaşırmam.
I wouldn't be surprised if it was someone she knew.
İşkenceye uğramış. Ama bağlandığına dair iz yok, tahminimce şüpheli felç edici bir maddeyle canlı ama hareketsiz kalmasını sağladı.
The thing is I can't find any bruising or contusions to suggest that she was restrained, so I'm assuming that the unsub used a paralytic to render her helpless but also keep her alive.
11'de vardiyasına geldiğinde arabayı görmemiş, ama 2'de sigara molasına çıktığında oradaymış.
Now, he says, when he arrived for his shift at 11 : 00 PM, he didn't see the cart, but when he came back out at 2 : 00 AM for a cigarette, it was there.
İki kurban da aynı yerde izlenip atıldığına göre yakında olmalı.
Considering both victims were stalked and dumped in the same location, I'd say there's a good chance that it's nearby.
Geonwoo'nun son 48 saatteki telefon konumlarına bak. Cinayetlerde civarda olup olmadığını öğren.
See if he was in the area during the time of the murders.
Gözaltına alındığında itiraf etmemesine inanmak zor.
It's hard to believe he didn't give it up once they took him into custody.
Ama şimdi cesetlerin atılmasına ve sığınaktaki kaosa bakınca dağınık bir kadın suçlu olduğunu düşünüyorum.
But now I'm thinking the way the bodies were dumped plus the chaos we found in the lair, that suggests a disorganized female offender.
Ne yaptırdığına bakın.
And look what she had done.
Cumhuriyetçilerin çıkardığına epey eminim. Kokain ve Jerry Springer'ı da.
Okay, I'm pretty sure the McRib was invented by Republicans in the'80s to destroy black communities, along with crack and Jerry Springer.
Bak, adam Rudy'nin zayıf not aldığı bir bölüm çekip yarım saatlik kahkaha tufanına döndürebiliyor.
Listen, the man could take an episode about Rudy getting a B-minus and stretch it into a half hour of comedic gold.
Ben sadece 2017 yılında böyle bir şeyin yaşandığına inanamıyorum.
[both laughing] You know, in 2017, I can't believe something like this could happen.
Ve tamamen öldürücü olmadığına.
- And completely non-lethal.
Görgü tanıkları doğruca masasına gidip yoğurdu yemeye başladığını söylüyor.
Witnesses say she walked straight to her desk and started eating the yogurt.
Şeytanın en büyük hüneri var olmadığına ikna etmesidir.
The loveliest trick of the devil is to persuade you he doesn't exist.
Bunun bir sinyal olmadığına emin misiniz?
You sure this wasn't a signal?
Bu sayede diğerlerinin önünde buluşma noktasına gidip beş adım önce geçtiler ve porno kariyerini insanlara yaydığı için Cherly'e kızan sen onlara kefil oldun.
Which enables them to race to the gathering spot ahead of the others making their way down five flights of steps, and be vouched for by you, who resented Cheryl for outing your porn career.
Gırtlağına bıçak geçirmemi mi diyorsun?
Oh, you mean pull a knife through her gut?
Şu an akıl hocalığına ihtiyacı var. Ama zamanı geldiğinde onu yanında tutan kişinin parlak bir geleceği olacak.
Now, he needs mentoring, but when the time comes, whoever gets him is going to have a bright future.
Boynunu kırıp hayal dünyasında yaşadığın zavallı hayatına son verebilirim hemen.
I could snap your neck... end your delusional little life right now.
Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın.
I'm so disappointed in you.
- Benim suçum olmadığına sevindim.
Good thing it was nothing I did.
Bu sadece tekrar yakalanmadığı anlamına geliyor.
That just means she hasn't been caught again.
Gabrielle'i gözaltına aldığımız gece, onun fiziksel durumu ile ilgili yaptığınız açıklamada, yaralarının kendi kendine olduğunu söylemiştiniz.
The night we took Gabrielle into custody, when you made your statement regarding her physical condition, you said her injuries were self-inflicted.
Bu basit bir büyü. Ancak bu güçlü olmadığı anlamına gelmez.
It's a simple spell, but that doesn't mean it's not powerful.
Ve kampüs güvenliğinin bilgisine, öğretim programının hiçbir yerinde hiçbirimiz Kendine Silah Çektirme ve İnsanlığını Ayaklar Altına Aldırmaya Giriş dersine başvurmadık.
And heads up to campus security, nowhere in the curriculum did any of us sign up for Get a Gun Pulled on You and Have Your Humanity Stripped Away 101.
Siz siyahlığınızı iki katına çıkardıkça onlar da saçmalıklarını iki katına çıkaracaklar.
As soon as you double down on your blackness, they will double down on their bullshit.
Bu tür durumlarda siyahlığımızı kontrol altına almalıyız.
We need to manage our blackness in situations like these.
Çok parası olmasına rağmen saygınlığı olmayan çok fazla milyoner var. Ve saygınlık kazanmak için yığınla para harcıyorlar.
There are some restless millionaires in our city, who are worried that they are not being respected in spite of having a lot of money and end up spending money trying to gain that respect.
"Ya da ormandaki ağaçların, alacakaranlıkta, şehrin yollarına balını damlattığında mı?"
Or when the jungle tree drips twilight honey over the country roads?
Projenin yarısı avans karşılığı satıldığında milletin ağzına düşecek olan benim.
When more than half of the project was sold in advance, that confidence of mine which you always talk about, went overboard!
Swamy bana parayı güvence karışlılığında verdi... -... adına ipotek ettirdiğim mallar var.
Swamy gave me the money only after I registered all the collateral security he asked for, in his name.
Sizin işyerinize gelmesinin yasal bir sebebi olmadığına emin misiniz?
Are you sure he didn't have legitimate reason to come to your place of business?
Duraksamak istemediğinizi biliyorum. Ama bir anlığına bile duraksarsanız cevap vermeyin. Mola isteyin.
I know you don't get rattled, but if you get rattled, even for a second, don't answer.
Sağlığıma iyi geldiği anlamına gelmiyor.
Doesn't mean it's good for me.
Biliyorum... hayal kırıklığına uğradınız.
I know... you're disappointed.
Umduğunuz, uğruna oy verdiğiniz değişimin biraz daha beklemesi gerektiği için hayal kırıklığına uğradığınızı biliyorum.
I know you're disappointed that the change you were hoping for that you voted for, has to wait a little longer.
Margaret sana yakışmadığımı biliyorum ama soyadına yaraşır bir koca olmaya çalışacağım.
Margaret. I know I am beneath you but I will try to be a husband who's worthy of your name.
Onlara yaptığımız ticaret kısıtlamasına misilleme.
Retaliation for the trading rights we made them forfeit.
Lizzie beni hayal kırıklığına uğrattı.
Lizzie disappoints me.
gina 191

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]