Gırl traducir inglés
12,647 traducción paralela
Taşların nasıl oynadığını hatırlıyorum, sadece stratejiler aklıma gelmiyor.
I recall how the pieces move, just not any of the strategies.
Beni işe alırken, bana bunu nasıl sattığını hatırlıyor musun?
Remember what you sold it to me as when you hired me?
Saint-Tropez'de uyandığımız o sıcacık, tatlı sabahı hatırlıyor musun?
Do you remember waking up together in hot, sweet Saint-Tropez?
- Tanıkları sana teslim etmek için hazırlığımızı yaptık.
- We're prepared to hand them over to you.
Ama o tahta bacakla gemiden aşağı inerken Nick'in yaşadığı mutluluğunu gördüğünde kendini ne kadar iyi hissettiğini hatırlıyor musun?
- Get the hell off my bus. - Yeah. Come on.
Rufus bin kilo ağırlığında.
Rufus weighs 2,100 pounds.
Hey, yaptığımız o yarı şovu hatırlıyor musun?
Hey, remember that halftime show we're doing?
Ana kamp çevresi boyunca dolaştığını hatırlıyorum Bu tür şeyler gerçekten yüksek sesle okuyor.
I remember him walking around base camp perimeter reciting this kind of stuff really loud.
En iyisini umabiliriz, ama misilleme hazırlığı emri aldım.
We can hope for the best, but I have orders to prepare for retaliation.
Beyaz köpek balıklarının ağırlığı 1.8 ile 2.2 ton olabiliyor.
White sharks can weigh in excess of 4 or 5,000 pounds.
Muhbirimiz, savaş hazırlığı içerisinde olduğunu söylüyor.
Our informant reports that she's preparing for a fight.
... nasıl mezara gireceğine dair yaptığı şakaları hatırlıyorum.
Knowing the thought of her son, a prince, marrying a servant would send her to an early grave.
Sen içeri gir de hazırlığını yap.
You go on in there and powder it up.
Rose'la ne zaman tanıştığını hatırlıyorum.
I remember when you met Rose.
Burada bir ağırlığın kalmadı artık.
You don't count around here no more.
Burada ağırlığım kalmadı.
I don't count around here no more.
Birdenbire öyle bir büyüyüverdin ki babanın artık burada bir ağırlığı kalmadı, öyle mi?
All of a sudden, you done got so grown, where your daddy don't count around here no more?
Birdenbire öyle bir büyüyüverdin ki babanın artık burada ağırlığı kalmadı.
All of a sudden, you done got so grown that your daddy don't even count around here.
İzin istemene gerek yok çünkü artık babanın burada bir ağırlığı kalmadı.
You ain't got to say, "Excuse me," because your daddy don't count around here no more.
Cumartesi günleri çalıştığını söylediğini hatırlıyorum.
I remember you saying that she worked on Saturdays.
En son geç kaldığında ne olduğunu hatırlıyor musun?
Remember what happened last time you were late?
Eskiden Meacham'ın bize anlattığı şu hikâyeleri hatırlıyor musun?
You remember those stories that Meacham used to tell us?
Ratchet, açıkça bizim buna hazırlıklı olmadığımız görülüyor.
Ratchet, we are clearly not prepared for this.
Geri döndüğümüzde yaşacağı hayal kırıklılığı için kendini hazırlıyor, yani...
He's setting himself up for a disappointment when we get back, so...
Aslında kimse gerçekten suyun ağırlığını bilmiyor.
You know, nobody really realizes how much water weighs.
Sizin sokakta eskiden Futbol oynadığımız zamanları hatırlıyormusun?
You remember when we used to play football on your street?
Ikinizin de iyi iş yaptığını biliyorum Hazırlık grup derslerinde Ve uzun altı ay oldu,
I know you've both done good work in the preparation group classes and it's been a long six months, but we're nearly there now.
Bazı kulaklıklar çünkü onları kırdığımı hatırlıyorum.
Some headphones because I remember breaking them.
Frank'in görevi için Drew'u getirdiğini hatırlıyorum... tam da salgının başladığı zamanlarda. Değil mi, Drew?
I remember when Frank brought Drew in for his DUI... right when the plague started.
Bu da demektir ki kış uykusu yüzünden her gün ağırlığımca yemek zorundayım.
It means that I have to eat my... Weight every day, for hibernation purposes.
Evet, hatırlıyorum, Pazar gününün kutsallığını korumakla ilgili.
Yes. "Remember the Sabbath day, to keep it holy." No.
Dylan'dan aldığım her mesajda "Bekleyin, sabırlı olun Göz'ün bir planı var" demesinden hoşlanmıyorum.
I don't like that every message I get from Dylan is, " Wait. Be patient.
Şanslıyız ki ağırlığı ve boyutu bir iskambil kartıyla aynı. O yüzden kart cambazlığına ağırlık vermeliyiz.
Luckily, it's similar in weight and size to a playing card, so we're gonna have to brush up on our card-istry.
Bu şey ağırlığında, yarım ton gibi, değil mi?
That thing weighs, like, half a fucking ton, right?
Her yaz, adaya kar yağmadığında, Mars araştırmasına hazırlık yapmak için oraya gidiyoruz.
Each summer, when the island is free of snow we go there to prepare for Mars exploration.
İlk kez omuzlarımda bu seferin.. ağırlığını hissediyorum.
For the first time, I feel the full weight of the expedition on my shoulders alone.
Kendi ağırlığının, sana durmaksızın nasıl işkenceler yaşatacağını düşün.
And choose which torture your own weight will inflict constantly.
Ağırlığınız 68.723 kilogramdı, rüzgar kuzey kuzeybatı, sıcaklık eksi altı.
Your weight was 151,510 pounds, wind and temperature north, Northwest, 21 °.
- Aralarında eylem hazırlığında olan var mı?
Is any of this actionable? No.
Simon'un Paris'e taşındığında ne söylediğini hatırlıyor musun?
Remember what Simon said when you moved to Paris?
Sanki burda hiç öyle bir Kıyamet günü hazırlığı yok gibi mi ne.
Doesn't look like a lot of doomsday prepping going on in here.
İlk kez buz hokeyi oynadığımız anı hatırlıyor musun?
Remember the first time that we played hockey?
Kaymaya başladığında seni nasıl tuttuğumu hatırlıyor musun?
Remember how I held you up while you started to skate?
Tanıştığımız ilk günü hatırlıyor musun?
Do you remember the day we first met?
Ve onun durumunun ağırlığı... Bana bağırdı. İtti beni.
And the extremity of her position... she was yelling at me.
Patronumun yaptığı şey butu. Hatırlıyor musun, sana bunu söylüyorum?
Remember I was telling you about that?
İlk çıkmaya başladığımız zamanı hatırlıyorum.
I remember when we first started dating.
Bu oyunu oynadığımız zamanı hatırlıyor musun?
Do you remember when we used to play that game?
Sen ve arkadaşlarının parti yaptığınız zamanı hatırlıyor musun? Duvarıma tüm o çılgın hayvanları çizmiştin.
Do you remember when you and your friends had that party and you painted all those crazy animals on my wall?
Onuna tanıştığım zamanı hatırlıyorum.
I remember when I met her.
Kızım ve eski karımla tekrar birleşmeye çalıştığım zamanı hatırlıyorum.
Well, I remember when I tried to reconnect with my sister and my ex-wife.