Habibi traducir inglés
40 traducción paralela
Merhaba Bay Habibi.
Hello, Mr. Habibi.
Almerya'da "100 tüfek... diye bir film yapıyorduk ve Raquel Tejada bu Raquel Welch'in gerçek ismi bana" ne kadar... vaktimiz var " dedi.
We were making a film here in Almeria, "100 Rifles", and Raquel Tejada, for that's Raquel Welch's real name, habibi, says to me, "How long do we have?"
Yirmi dakika Habibi.
Twenty minutes, Habibi.
Selam habibi benim.
Hey, habibi, it's me.
Üzgünüm habibi.
I'm sorry, habibi.
Senin derdin ne, biliyor musun, tatlım?
You know what your problem is, habibi?
Söz, habibi.
It's a promise, habibti.
İkna etmek istediğinde hep habibi oluyorum, değil mi?
It's always habibti when you want to win, huh?
Normal usul, habibi.
Real time, habibti.
Habibi deyip durma.
Don't habibti me, man.
Habibi ne demek?
What does habibti mean?
Habibi mi?
Habibti?
Hoşça kal, habibi.
Bye, habibti.
Gitmek istemiyorum, habibi.
I don't want to go, habibti.
Sara? Sevgilim. Sen olduğuna inanmıyorum.
Habibi, I can't believe it's you.
( Habibi Ana-Müslüman Gey Barı )
Okay, we're here at Habibi Ana.
Sen iyi bir adamsın, habibi.
You're a good guy, habibi.
Haydi bakalım.
Yalla, habibi.
Dürüst olmak gerekirse habibi, bu çocuk beni çileden çıkarıyor.
Honestly, habibi, that boy, he wears me out.
- Benim habibi.
- It's me, habibi.
Ju'an, biraz dolaş habibi.
Ju'an, run along, habibi.
Sonra görüşürük, habibi.
Holla atcha later, habibi.
Kalabalıkta durup size doğru bağıracağım, habibi.
I'm gonna be out there in the crowd, hollerin'atcha, habibi.
Habip'in yerindeler.
They're at Habibi's place.
Bak, habibi Lübnanlı birine yardım etmek isterdim ama bu ekonomide, başka birini işe alabilir miyim sence?
Look, habibi, I'd love if I could help a fellow Lebanese, but in this economy, you think I can hire somebody else?
Ve sen, dostum?
And you, habibi?
Habibi.
Habibi.
- Dostum bir gün tamir ettireceğim.
- Habibi... I'll fix it up some day.
Habibi, ben satış temsilcisiyim, mühendis değilim!
Habibi, I'm a salesman, not an engineer.
Uyan habibi!
Wake up habibi!
Fawad, seninle birazdan üst katta buluşalım.
Fawad, habibi, I shall meet you upstairs momentarily.
Git.
Go, habibi.
Cansın.
Habibi.
Bu kadar kaygılanma hayatım.
Don't be so nervous, habibi.
Habibi, sen ilgilenmiyor musun?
Habibi, you interested?
Jack, habibi.
Jack, habibi.
Sevgilim.
Habibi.
Pekala, Habibi Ana'dayız.
This is what they are proud of.
Habip'in yerindeyim.
I'm at Habibi's.