Heaven traducir inglés
14,759 traducción paralela
Egemenliğin gelsin gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun.
Thy kingdom come, thou will be done on earth as it is in heaven.
Senin için her şeyi yaparım, Molly.
Heaven and Earth, Molly.
O, cennete giden küçük bir melek.
He's a little angel went to heaven.
Ve nihayet son kurucumuz merhametle Cennet'e göçtüğünde O ve ceset musallatı Dr. Wainwright'ın kurucumuzun bedenini nasıl kullandıkları yalnız hayal edilebilir.
And when our last founder finally mercifully passed to Heaven, one can only imagine how she and that corpse-botherer, Dr. Wainwright, disposed of the body.
Tanrı'nın, İnananlar ve O'nun sözüyle yaşayanlar için hazırladığı... Cennet'te ki görkemli evimiz, ışığın konağında...
Our home in Heaven, in glory, in the mansions of light, the lord has prepared for those who believe, who have lived by his word.
Cennet'te ki babamız, ismin kutsansın.
Our father, which art in heaven, hallowed by thy name.
"Cennet'te ki..."
"Which art in heaven..."
" Cennet'te ki babamız, adın kut...
" Our father, which art in heaven, hallowed...
Cennet'te ki babamız adın kutsansın!
Our father, which art in heaven, hallowed be thy name! - Aah!
Bu külleri kutsamak ve takdis etmek için Cennet'ten kutsal meleğini gönder o yüzden biz, kendimizi küllerden olarak bilir ve hiçbir kötülükten korkmayız.
Send thy Holy Angel from Heaven to bless and hallow these ashes so that we, who know ourselves to be but ashes, may fear no evil.
Hayaletlere inanmam ya da cennet veya cehenneme.
Not ghosts. I don't believe in ghosts... or heaven or hell.
"Cennet burada."
"Heaven is here."
Tanrı'nın kendisi bir seslenme emriyle Cennet'ten iner.
For the Lord himself will descend from Heaven with a cry of command.
Bir melek gördüğünü ve cennetin kapılarının açılacağını sanıyor.
He thinks he's seen an angel and the gates of heaven are going to open.
Mesele, cennette bir gece geçirmek.
It's about one night in heaven.
Cennet'e başka nasıl uçabilirim ki?
How else will I fly back to Heaven?
Belki cennete girebiliriz Şeytan bizi yarım saat önce öldü diye biliyor.
May we be in heaven a half hour before the Devil knows we're dead.
Hamburger Cenneti'nde siparişini mi aldı?
She's taken your order at hamburger heaven?
- Hamburger Cenneti'nde çalıştığını nereden biliyorsun?
How do you know she works at hamburger heaven?
Kız, Sunset'teki Hamburger Cenneti'nde garson.
She's a waitress at the hamburger heaven on sunset.
Sen de Hamburger Cenneti'ne bak.
You check out the hamburger heaven.
Cennetin krallığı içinde.
The kingdom of heaven is within!
Sadece kötü insanlar için yapılmış cennet.
It's just Heaven for bad people.
" Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam'dır.
"Flesh and blood has not revealed it, " but my Father which is in heaven.
Göklerin Egemenliği'nin anahtarlarını sana vereceğim.
"And I will give unto thee " the keys of the kingdom of heaven.
Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak ; yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak. "
"And whatsoever thou shalt bind on earth " shall be bound in heaven. " And whatsoever...
Ölmeden önce hatırlatayım, cennet falan yok.
Before you die, I want you to know, there is no heaven.
Burada kendi küçük cennetini kurmuşsun.
Your own little slice of heaven, if you ask me.
Cennete gitmek istiyorum anne.
I just want to go to heaven, mama.
Cennette.
She's in heaven.
Bu cennetten gelen bu eski evi terk edip benimle Seul'a gelmen için bir işaret.
This is a sign from heaven, to abandon this old house and come with me to Seoul.
Bir adamı çelik yerine tahta öldürdün diye cennetin kapılarının... -... ardına kadar açılacağını mı sanıyorsun?
You think the gates of heaven will fly open because you down a man with wood instead of steel?
Heaven's Eye Orta Ventrishire, Wales
_
Baronla Heaven's Eye'da karşılaştık.
Tell me of his death. We met the baron at Heaven's Eye.
Heaven's Eye gerçek değilmiş.
We found no truth at Heaven's Eye.
Leydi Love ile Baron Ventris'in öyle hayırlı, öyle özeldi ki daha doğmadan Tanrı cennete çağırdı.
The child of Lady Love and Baron Ventris was so blessed, so special, that God called him to heaven before he was even born.
Heaven's Eye Orta Ventrishire, Galler
_
Bu adamlar peşlerinde olduğumuz haydutlar. Heaven's Eye'ın dışındaki alanda savaştık.
These men are the bandits we pursued.
Yüce Tanrım.
God in heaven.
Heaven's Eye'ın güneyindeki patikada Pryce'ın kafilesini bekleyin.
Wait for Pryce's caravan off the pond trail to the south of Heaven's Eye.
Heaven's Eye'ın Güneyi İç Ventrishire
_
Cennet ile yeryüzünün kutsal birleşmesi cahil ve nankör bir köylü kızında heba oldu!
The holy marriage of heaven and earth is wasted on an ignorant and ungrateful peasant girl!
Tanrım, beni duyuyor musun?
God in Heaven, are you listening?
Bütün yaptıklarımdan sonra bana cennette yer var mı?
Will I have a place in heaven after all I've done?
Cennetteki Babamız, senin ismin yücedir. Senin hükmün gelecek, senin arzun olacak. Tıpkı cennet gibi olan dünyada.
Our Father, who art in heaven, hallowed be thy Name thy kingdom come, thy will be done on earth as it is in heaven.
Kuş sütü. Cennetten gelen beyaz ejderin yemek pişirme öyküsü.'
Cooking style of white dragon ascending to heaven.'
Heaven's Eye'da asilerin sembolünü gördük.
At Heaven's Eye, we saw the rebel symbols.
Heaven's Eye'ın dışındaki alanda savaştık.
Did battle in the fields beyond the eye.
Heaven's Eye'da saklanıyorlar.
No!
Yoğun fundalık olan yamaçta.
They hide at Heaven's Eye, in the thick briars of the hillsides.
Önemi yok.
The mind is its own place... and, in itself, can make a heaven of hell. No matter.