Hepimizin traducir inglés
10,677 traducción paralela
şef oldu bize çok cömertçe, Ve bana yine hatırlatıyor hepimizin yaptığı aynı Clay'in.
The chief has been very generous to us here, and he reminds me yet again that we are all made of the same Clay.
Hepimizin hayalleri var. DEĞERLİ METALLER
We all have dreams.
Şimdi sırada hepimizin beklediği o an.
And now, for the moment I've all been waiting for.
Madem hepimizin işe ihtiyacı var, o zaman ne yapmalı?
But we all need a job. So, what do you do?
Hepimizin bildiği gibi bu bizim son bir araya gelmemiz yani bu son sefer, sizin önünüzde dünyanın en güzel kızına söyleyeceklerim var millet.
Well, as we all know, this is our last assembly, which means this is the last time in front of you guys that I'll be able to tell the most beautiful girl in the world...
Hepimizin sakinleşip Luce'nin öleceğini kabullenmesi gerek. Senin, Daniel'ın ya da Bayan Sophia'nın bunu durdurmak için yapabileceği bir şey yok.
Now y'all just need to relax and accept that Luce is gonna die and there's nothing you or Daniel or Miss Sophia can do to stop it.
Hepimizin aleti için yapmalısın.
You gotta do it for the dicks of all of us.
Hepimizin süslü Greene apartman dairesi almaya gücümüz yetmez duydum ki tamamen mobilyalı ve boşmuş ve muhtemelen tek başıma parkta uyuyacağım.
Not all of us can afford a fancy Greene condo, which I hear is fully furnished and uninhabited, and I will probably sleep in the park alone.
Hitler'i yenmek için hepimizin bir parçası var.
We all have a part to play in defeating Hitler.
Bayanlar baylar. Şimdi tanıtmak benim için bir ayrıcalık Hepimizin çok uğraştığımız genç bir adama.
Uh, ladies and gentlemen, it is my privilege to introduce you now to a young man to whom we all owe a great deal.
Mutluluk hepimizin içindedir, değil mi?
Happiness is inside of all of us, right?
Hepimizin içinde!
It's inside of all of us!
Hepimizin oluyor.
We all do.
hepimizin işi bitti!
He finds out he's on that thing too, we're all dead.
Hepimizin var.
We all do.
O bir- - Evet, tamam, Ranjit, hepimizin bir baba var.
He's a- - yeah, okay, ranjit, we all have a dad.
Hepimizin 8 yaşında olmadığı gerçeğini Bayan Peregrine bir türlü anlayamamışa benziyor.
The fact we are not all eight years of old's seems to have eluded Ms. Peregrine.
Hepimizin vadesi dolacak
( SINGING BLUE ÖYSTER CULT SONG "THE REAPER" )
Umarım demin hepimizin ölüm fermanını imzalamamışsındır.
I hope you didn't just kill us all.
Aslında hepimizin kökeni zenci.
Deep down, we are all black.
- Çünkü hepimizin istediği şeylere sahipsin.
'Cause you have what we all want. Eddy, look.
Hepimizin hareket ettiği, yaşadığı ve varlığı olan koca aptal anlamsız dünyaya hoş geldiniz.
Welcome to the big fat stupid meaningless world in which we all move, live and have our being.
Hepimizin birlikte çalışacağını düşünüyor olabilirsin ama işler bu şekilde yürümüyor.
You'd think we all get along, but it don't work out that way.
Ama sonunda hepimizin yok olmasının ne gibi bir amacı olabilir ki?
But what is the point of that when, in the end, we are all extinguished?
Hepimizin sonunda yaptığı şey değil mi?
Isn't that what we all do, in the end?
Sonunda hepimizin başına en korktuğumuz şey gelecek.
In the end, we all become the thing we most dread.
Bir tek cenneti biliriz gitmekte, Ve hepimizin ihtiyacı var cehenneme.
Parting is all we know of Heaven, And all we need of Hell.
Göbek bağı. Bu hepimizin aynı yerden çıktığını sembolize ediyor eşcinsel, transseksüel, siyah, beyaz, mor falan filan işte.
But seriously though, like, I don't know, like, on video, is like, should I be wearing more blush.
- Tabii ki hayır. Hepimizin sonunda geleceği yer burası. Acele etmek istemiyorum sadece.
Now, speaking of fashion and supermodels, you are dating the absolutely resplendent Sebastian.
Tanrı aşkına, ödüm bokuma karıştı! Hepimizin yeri doldurulabilir.
I have never, never seen you so ungrateful.
Hepimizin özgür dansı var evlat.
We all got a free dance, boy.
Hepimizin seçme hakkı var.
Each one of us has a choice.
O senin seçimindi ama hepimizin yerine seçtin.
That was your choice, and you made it for all of us.
Hepimizin bildiği gibi "bilinmeyen" diye bir şey yoktur.
As we come to understand there's no such things, the unknown.
Burada olmanızın, hepimizin burada olmasının sebebi onlar.
They are the reason why you are here, why we are all here.
Hepimizin küçük sırları var, değil mi Claire?
And we all have our little secrets, Claire. Right?
Hepimizin yapacağı bir şey yaptı.
He just did what any one of us would have done.
Konuşmak istediğim savaş hepimizin askeri olduğumuz savaş.
That's the war I'm talking about. The one we're all in.
Hepimizin sınırları vardır.
We all have limitations.
Yani bardağa dolu tarafından bakarsak hepimizin ortak bir sürü noktası var.
Which means, hey, glass half full, we all have a lot in common.
Hepimizin açık olacağını söylediğini sanıyordum?
I thought you said we were all in the fucking clear, huh?
Hepimizin aynı tarafta olması lazım.
We're all supposed to be on the same side.
Kesinlikle, dediğiniz gibi Sör James Hz. Süleyman değil. Son dönemdeki üzücü olayların elinden aldığı mutluluk ve güveni Leydi Susan'a verebiliyorsa benim ve hepimizin, değer verdiği biri olacaktır.
Certainly, as you've said, Sir James is no Solomon, but if he can give Lady Susan the happiness and security which the sad events of recent years deprived her of, then he is someone that I and all of us should value.
Düşünüyordum ki, hepimizin bir ismi olmalı.
Hey, so I was thinking, we should all have trail names.
O rüyaları hepimizin gördüğümüzü biliyorum dünyada olmayan çocuklarımızı görüyormuş gibi hissettiğimizi.
I know we have all had those dreams, and felt like we've seen our kids out in the world.
Hepimizin sırları vardır.
We all got our secrets.
Hepimizin var!
We all do!
Hepimizin buraya toplanmasının nedeni budur.
is the reason we have all gathered here :
Hepimizin bildiği gibi Almanya. Kasım 1933'den beri. PEN Uluslararası topluluğundan ayrıldı.
Germany, as we all know, left the PEN's international community already in November 1933.
Hepimizin fedakârlık yapması gerekir.
We all have to make sacrifices.
Bir hayvan hepimizin içindeki yoktur.
There is an animal within us all.
hepimizin sorunları var 16
hepimiz 265
hepimize 22
hepimiz gibi 27
hepimiz biriz 41
hepimiz iyiyiz 17
hepimizi 34
hepimiz mi 18
hepimiz biliyoruz 28
hepimiz birimiz 20
hepimiz 265
hepimize 22
hepimiz gibi 27
hepimiz biriz 41
hepimiz iyiyiz 17
hepimizi 34
hepimiz mi 18
hepimiz biliyoruz 28
hepimiz birimiz 20