Hobby traducir inglés
2,054 traducción paralela
Hobilerim?
Hobby
Sadece hobi, bir de yarım gün bir yerde çalışıyorum.
It's just a hobby and part-time job.
Bu bir hobi, iş, değil, Janine.
It's a hobby, not a business, Janine.
Bovlingi hobi olarak oynuyorum.
Bowling's more of a hobby.
Bu güzel uğraşı uzun süredir yapıyor musun?
Have you been pursuing this delightful hobby for long?
Annem bana üç yaşındaymışım gibi muamele ediyordu,..
"Mom treated me like a child and dad was obsessed with his hobby."
Ayrıca tamir etmek gibi bir hobisi olduğunu da biliyor musun?
You know she told me to also get a hobby other than fixing her?
Ayrıca aynı hobilerimiz var.
And anyway, we have the same hobby.
Plastik askerleri yakmak gibi bir huyu varmış bir çeşit travmatik eğlence.
His famous used to burn plastic soldiers is a hobby traumatic.
Genç bir kadın için olası olmayan bir hobi.
- Seems an unlikely hobby for a young woman.
Balıkçı kayıklarının, eski fabrikaların manzaraların resimlerini çekmeye başlamış. Bir hobi bulduğunu söyledi.
He tells me he's found a "hobby".
Seni tanıdığımdan beri bir hobini ya da izinli bir gün geçirdiğini ya da gece dışarı çıktığını...
In the time that I've known you, I've never heard you mention a hobby,
Dostum... daha iyi bir hobiye ihtiyacın var.
Dude... you need a better hobby.
Hobin nedir?
- What's your hobby?
- Hobin nedir?
What's your hobby?
Bahçe işleri, annemin en gözde hobisiymiş.
Gardening was my mother's favorite hobby.
Dünya atlasına bakmakta hoşlanıyorum.
My hobby is looking at world maps.
- Hayır, Parker, Uyumak bir hobi değildir.
Oh, that... No, Parker, sleeping is not a hobby.
Evet biraz var.. hobimiz bu
Yeah, we have a few. It's our hobby. What was that?
Bazen kendime, bu kadına bir hobi lazım diyorum.
Sometimes I wish she'd get a hobby.
Ticaret benim için önemli değil, hobi olsun diye yapıyorum.
Business is not important, it's just a hobby for me.
Baban için bu bir hobiydi sanarım, Fazla ortalıklarda gözükmezdi
Boy, when your dad takes up a hobby, he doesn't mess around.
Hobi sadece.
It's a hobby.
Bu benim hobim! - Ne!
This is my hobby!
O sadece hobim...
It's just a hobby.
Bu bambaşka bir hobi.
Now, this is a whole'nother hobby entirely.
Hobinin işin olması çok güzel.
Good thing your work is your hobby.
Gizli ve rahatsız edici hobi.
the obscure and disturbing hobby.
Sevimli bir hobi.
It's a lovely hobby.
Hobi olarak neler yaparsınız, Bay Jarvis?
What do you do for a hobby, Mr Jarvis?
Hobi olarak ne tür şeyler kuruyorsun?
What sort of things do you build as a hobby?
Ağır ordu teçhizatları ile hobi mağazası tetikleyicisi birleştirilmiş.
We've got high-test army ordnance combined with a hobby store trigger.
Hobim sayılır.
- Kind of a hobby.
Ya bu bir görev, ya da ikiniz hobilerinizi saklamakta ustasınız.
Or you are on a mission or are very good at hiding your hobby.
Herkes bir hobiye ihtiyaç duyar.
Well, everybody needs a hobby.
Ve sonra ben bir hobi mağazasından bir kaç basit parlak şey aldım.
And then i've got some just simple sparkles from the hobby store.
- Mastürbasyon hobi olarak sayılmıyor Simon.
- Masturbating doesn't count as a hobby.
Pahalı bir hobi.
That's an expensive hobby, man.
Flüt çalmak hobin mi?
Playing the flute is your hobby, isn't it?
Ve hobim girişimcilik.
And my hobby is entrepreneurship.
Charlie, Danny O'Day'e * merhaba de.
This is, uh, just a new hobby. Charlie, say hello to Danny O'Day.
Bu hobi değil.
That's not a hobby.
Müze falan mı işletiyorsunuz yoksa?
What, are you running a museum here on the side or something? It's just his little hobby.
Otel harika. Bu sadece bir hobi.
This is just a hobby.
Gary amcam hobi dükkânında yangın çıkartmıştı.
My uncle Gary torched a hobby store.
10 yıl boyunca savaş suçlarına hizmet ettikten sonra kendine yeni bir hobi bulmalıydın.
You know, I thought after serving 10 years for war crimes you would have found a new hobby.
Balık tutmak yeni hobin mi?
Is fishing, your new hobby?
Hobim olduğunu mu düşündün?
Thought it became my hobby?
Evet, dahası bu ustanın bir hobisi bile var.
Yeah, after all, even the taskmaster has a hobby.
Bir çeşit hobi diyelim.
Call it a hobby.
- Öyle mi? - Evet.
- It's kind of more than a hobby.