Hollandalı traducir inglés
897 traducción paralela
Hollandalı bir fizikçi ve Lübnanlı bir bürokrat. Ve büyük bir gıda zincirinin CEO'su.
Here's a Dutch physicist and a Lebanese bureaucrat and the CEO of a major grocery concern.
Hollanda ve İsviçre arasında imzalanan gizli ticari anlaşmayı Cenova'ya getirmesi gereken Hollandalı kurye, ekspres trende, saldırıya uğramış ve şuursuz bir halde bulundu. Ticari anlaşmanın bulunduğu evrak çantası kayıp.
The Dutch courier who was to have brought to Geneva the secret trade agreement between Holland and Switzerland, has been found assaulted and dazed in the express train.
"321 numaralı odadaki Hollandalı profesördü."
It was the Dutch professor from room 321. "
Şimdi, Hollandalı tüm planı biliyor.
Now, Dutch here knows the whole layout.
Bir Hollandalı'yla evlenmiş.
You know she married a Dutchman.
Senin Hollandalı birkaç güne burada olacak, değil mi?
Your Dutchman will be here in a couple of days, won't he?
Hollandalı yargıç mı?
Dutch magistrate?
- Hollandalılarla sorunun nedir?
- What's the matter with the Dutch?
Seni, Hollandalıların yargı yetkisinin olmadığı bir yere götürmek için ne kadar yol gitmemiz gerektiğinin farkındasın.
You realize how far we'd have to go to land you out of Dutch... jurisdiction?
Hollandalılara hayat veren süt. Seramik bir şişede, can suyu.
Dutchman's mother's milk, the staff of life in a stone bottle.
Şimdi uzun, çok uzun zaman önce Netje adında küçük bir Hollandalı kız varmış.
Now... a long, long time ago... there was a little Dutch girl named Netje,
Herkes gibi, biz de Hollandalı için çalışıyoruz.
Same as everybody else, working for the Dutchman.
Şu Hollandalı Van Meer için düzenlenen öğle yemeği için davet.
There's an invitation to that lunch for the Dutchman Van Meer tomorrow.
Eğer buraya gelirsen, konuşman için Hollandalı dostumuzu getirebilirim.
I can get our Dutch friend to talk if you come along yourself.
Aynı Fisher, Hollandalı diplomat Van Meer'in kaçırılması olayını organize edenlerden biriydi.
The same Steven Fisher engineered the kidnapping of Van Meer, the Dutch diplomat.
Çevremizdeki tek insanlar Hollandalılar olur.
The only people around us would be Dutch.
Hollandalı yazar, Cornelius Leyden burada.
The dutch writer cornelius leyden.
Kondüktör kompartımanda bir Hollandalı var dediğinde rahat bir yolculuk yapacağımı anlamıştım.
You know, the moment the attendant told me that there was a hollander on the train, i knew that i should have a pleasant journey.
İşte Hollandalı bir model Hiç bir zaman eskimeyen bir klasik
Here's a touch of the quaint old Dutch It's an old that's always new
1933'te bu bina ateşe verilmişti, bir gariban Hollandalı suçlanmıştı.
That's the building set on fire in 1933 and blamed on a poor Dutchman.
Uygun bir şekilde "Kayıp Hollandalı" diye anılan... Amerika'nın en ele geçmez madeninde, bulunmayı bekleyen... 20 milyon dolar değerindeki sarı metal.
$ 20 million worth of precious yellow metal... waiting to be found in America's most elusive mine... appropriately named "The Lost Dutchman".
O ana dek, Kayıp Hollandalı Madeni'ne anlaşılır bir merak duyan... sıradan bir adamdım.
Up till then, I was just an ordinary guy with a reasonable curiosity... about the Lost Dutchman Mine.
Kayıp Hollandalı Madeni'nin sahibi olan adam.
The man who owned the Lost Dutchman Gold Mine.
Hollandalı, ha?
The Dutchman, huh?
Kayıp Hollandalı servet değerinde olmalıydı.
The Lost Dutchman was supposed to be worth a fortune.
Bazıları Kayıp Hollandalının gerçek olduğuna inanmıyor.
Some people don't believe there ever was a Lost Dutchman.
Beni ilgilendiren, Kayıp Hollandalıyı bulacağınızdan emin olmanız.
I'm just interested in you being so sure about locating that Lost Dutchman.
Peralta madenini arıyorum, Kayıp Hollandalı da aynı maden zaten.
The Peralta mine I'm seeking and the Lost Dutchman are one and the same.
Hollandalının torunu olduğunu söylüyorsun.
You say you're the Dutchman's grandson.
- Kesinlikle Hollandalı.
- Why, sure, Dutchie.
Ne dersin Hollandalı?
What do you say, Dutchie?
- Belki Hollandalıdır.
- Must be a Dutchman.
Evet, ben de öyle dedim ya, Hollandalı.
Yeah, that's what I said, a Dutchman.
Madeni nerede buldun Hollandalı?
Where'd you strike it rich, Dutchie?
Sahiden Hollandalı mısın?
Are you really a Dutchman, honey?
Bu Hollandalıdan bıktık bu gece.
Had enough of that Dutchman tonight.
Sence Hollandalı onu öğrenmiş midir?
You think that Dutchman would've found out about him by now.
O Hollandalıyla kırıştırmana müsamaha göstermeyeceğim.
I won't stand for you fooling around with that Dutchman.
Selam millet, az önce Hollandalıyı gördüm.
Hey, everybody, I just saw the Dutchman.
Hollandalı gitti.
The Dutchman's gone.
- Neyin var Hollandalı?
- What's the matter, Dutchie?
Kayıp Hollandalıya giden ekspres yoldaydım nihayet. Doğruca oraya gidip... moloz gibi yığılmış altın parçalarını bulacaktım.
I was on the express road to the Lost Dutchman... and my grandfather's fabulous mine... where I'd find lumps of gold piled up like rubble.
Hayır, sadece iki Hollandalı. Fabrikada...
No, two Dutchmen at the factory.
Hayır, yolda benim Hollandalıları düşüneceğim.
No, I'll think about my Dutchmen on the way.
onlar fransız değil hollandalı.
Why, they're not Frenchmen. They're Hollanders.
hollandalı, efendim.
Dutch, sir.
iri hollandalı, bir doğum günü partisi veriyormuş.
Big Dutchman's giving a birthday party.
hollandalının bizim gemiye binmemizi istediğini gördüm.
Seems that the Dutchman wants us to move the Witch downstream.
st.peter imzalı bu hollandalı gemi uçarak geliyor.
Answer back the Flying Dutchman just got in ahead of him. And sign it St. Peter.
Hollandalı bir adam...
Some Dutchman, some...
İkiz Hollandalının oğlu!
Belay!