Hornet traducir inglés
414 traducción paralela
Ayağını eşekarısı yuvasına sokmuş sayılır.
He's practically put his foot right into a hornet's nest.
Büyük bir eşekarısı kovanına girdiklerini sanacaklar.
They'll think they've got into a blooming hornet's nest.
Daha önce Charles'ın farkında bile değildi. Şimdi senin sevgilin diye, eşekarısı gibi peşinde dolanıyor.
Now that Charles is your beau, she's after him like a hornet.
Artık bilmenizde bir sakınca yok. Hornet'teki Hava Kuvvetleri personeli Japonya'yı bombalamaya gidiyor.
I think you might like to know that the Army personnel on the Hornet are going to bomb Japan.
Hornet'teki Hava Kuvvetleri personeline tüm nezaketinizi gösterin.
Let's extend every courtesy to the Army men on the Hornet who are going to do the job.
Hornet'ten kalktıktan yarım saat sonra motor arızası yaşarsanız gemiye geri uçun ve suya inin.
If you should develop motor trouble within a half hour after leaving the Hornet, fly back to the ship and land in the water.
Bu takdirde Japonlara Hornet'in yerini bulmak için müthiş bir ipucu verirsiniz.
That would leave a perfect trail for the Japs to follow back to the Hornet.
Çok mızmızsınız,... tıpkı şişenin içindeki bir eşekarısı gibi.
You're too fussy. Just like a hornet in a bottle.
Hornet helikopter gönderene kadar bekleyeceğim.
I'll wait till the Hornet sends a'copter.
Hornet'in helikopteri Forney'in ikinci pilotunu aldı.
The Hornet's helicopter picked up Forney's crewman.
- Hornet'e ne dersin?
- How about the Hornet?
- Hornet kurtarma için yer değiştirdi.
- Hornet not spotted for recovery.
Bir eşek arısının zehri kadar.
About as poisonous as a hornet's.
Aslında, burada bir eşşek arısında bulunandan daha fazla "iğne" var.
In fact, there are more stings in here than in a hornet's nest.
O her haşereyi çileden çıkarır O bir arıyı yuvasından çıkartır
She'll out pester any pest Drive a hornet from its nest
Kimilerine göre, en büyük eşek arısı kovanına burnunu sokmadan önce bir kaç gün beklemeliydin.
Some people think you could've waited a couple of days before you stuck your nose in our biggest hornet nest.
- Vagona yaban arısı kovanı attılar.
- They threw a hornet's nest in the car.
Sen bir arı kovanına çomak soktun.
You've stirred up a hornet's nest.
USS Hornet'i gördüğümüzde, uzunca bir süredir denizdeydik.
We were has some days in the sea when we saw the Hornet to come close itself.
Güvertesinde, hiç de tanıdık olmadığımız türden uçaklar vardı.
E the Hornet had uncommon airplanes in the deck.
Yarbay James Doolittle komutasındaki 16 Mitchell bombardıman uçağı Japonya'ya yapılacak ilk hava saldırısı için USS Hornet uçak gemisinden havalandı.
Sixteen B-25 Mitchell, commanded for Lieutenant-Colonel James Doolittle, they had unglued from the aircraft carrier "Hornet" for the first aerial attack to Japan.
Ona Yeşil Eşşekarısını göndermesini söyleyin.
Tell her the Green Hornet sent you.
Yeşil Eşşekarısı mı?
The Green Hornet?
Yeşil Eşekarısı.
The Green Hornet.
Senin yeşil Hornet'inin başbelası bir çekiciliği var.
You know, your Green Hornet is an attractive nuisance.
Neden senin yeşil "Hornet" ine atlayıp birlikte gitmiyoruz?
Why don't we get into that Green Hornet of yours and go down together?
"Senin yeşil Hornet'e binelim ve bir yerlere gidelim."
"Let's get in your Green Hornet and go someplace."
Lexington battı, Saratoga kızağa alındı, elimizde sadece Hornet, Enterprise, ve Yorktown kaldı.
With the Lexington gone, the Saratoga laid up, all we've got is the Hornet, the Enterprise and the Yorktown.
Enterpreis ve Hornet güneş batana kadar limanda olmalılar.
The Enterprise and the Hornet are due in by sundown.
Hornet ve Enterprise uçak gemilerini bir kruvazör kaptanına teslim edersem, Washington'un ne diyeceğini şimdiden tahmin edebiliyorum.
I can just picture Washington's reaction if I hand over the Hornet and the Enterprise to a cruiser skipper.
Halsey'in yerine Spruance, Hornet ve Enterpreis ile yarın denize açılacak.
Spruance has replaced Halsey. He takes Hornet and Enterprise to sea tomorrow.
Enterprise ve Hornet hesaplı bir rizikoya gireceklerdir. Kendinden daha üstün düşmana karşı çarpışmak için, bu mücadele sonunda, düşmana mümkün olduğu kadar fazla hasar verme şansı bulunmalıdır.
Enterprise and Hornet will act on the principle of calculated risk, which means avoiding exposure to attack by superior enemy forces without good prospect of inflicting greater damage to the enemy.
Fakat, saat 7 : 00'da yola çıkarsanız, Enterprise ve Hornet ile tam vaktinde buluşabilirsiniz.
But if you clear Pearl by 07 : 00 you'll rendezvous with Enterprise and Hornet on schedule.
Hornet de hemen hemen aynı sayıda uçak gönderecek.
The Hornet will probably launch about the same number.
Enterprise ile Hornet'in rotasını rüzgara doğru çevirin.
Let's get Enterprise and Hornet turned into the wind.
Enterprise ve Hornet, uçaklarının hepsini uçuruyorlar.
Enterprise and Hornet are launching every aircraft they've got.
Bizim uçaklarımızın Japon uçak gemilerine ulaşması 1 saat sürer.
Our planes from Enterprise and Hornet should hit the Jap carriers in 1 hour.
Hornet'ten ne haber?
What about the Hornet?
Hornet'e sinyal ver :
Signal the Hornet :
Şİmdi, Cato, Gümüş Eşekarısını ısıt..
Now, Cato, warm up the Silver Hornet.
Eşekarısının bakım zamanının çoktan geçtiğinden şüpheleniyorum... eğer sakıncası yoksa... bu gece senin arabanı kullanayım.
I very much suspect... that the Hornet is overdue for a service... so if you don't mind, I'll use your car tonight.
Ben ona Gümüş Eşekarısı diyorum.
I call it the Silver Hornet.
Orasi tam bir eºek arisi yuvasi gibi.
It's like a damn hornet's nest down there.
Da Nang'teki kıyametin ortasında beni başka bir rotaya yöneltti ve zor da olsa beladan kurtulduk.
He vectored me in through a hornet " s nest... about a day from Da Nang... and we pulled some grunts out of trouble.
Sam, arı kovanına çomak sokmuşsun.
Sam, you've stirred up a hornet's nest there.
Yaban arası kovanına giriyorsun dostum.
You're really walking into a hornet's nest.
Eşekarısı gibi... Vızıldayan.
Just like a hornet... drowning in the Tabasco.
Eğer onu tutuklarsak, kendi sonumuzu hazırlamış oluruz.
If we arrest him, we could end up in a hornet's nest.
İşte şimdi başımıza bela açtın!
You've stirred up a hornet's nest now!
Darryl arayıp duruyor, bir eşekarısı gibi kızgın.
Darryl's been calling, mad as a hornet making all kinds of noise.
Sen, Akagi ve Hornet'i buraya, yakalama ağımızda açık oluşturmak için buraya çekeceksin.
You take the Akagi and the Hornet here to open a gap in our detection net.