Hostile traducir inglés
2,412 traducción paralela
- Çok düşmanca bir iş ortamı burası.
This is a hostile work environment.
Dünyanın en soğuk kıtası ve hayata karşı en düşmanca yeri.
The Earth's coldest continent, the one that is most hostile to life.
Çocuğu vuran düşman geri döndü.
That Hostile that shot the kid came back.
O düşmanlar Kuğu'yu biliyor!
That Hostile knows about the Swan.
Düşmanca bir dünya gerçekten de.
It's a hostile world, indeed.
Demek aklına birden esiverdi kalkıp bir insan için yaşanması en zor olan yere, üstelik hiçbir eğitim almadan gelip şansını denemek istedin?
So you just figured you'd come out here, to the most hostile environment known to man, with no training of any kind, and see how it went?
Düşmanlar mı?
Are they hostile?
Önce Afganistan, sonra Irak, bir dahaki sefere nereye gideceğiz?
Hey, we're not gonna lie to you — Iraq, Afghanistan — wherever we go next, hostile.
Arkadaşlardan gelen iki olumlu eleştiri yazısı, toplamda altı ve dört tanesi düşmanlarımdan.
There were two very positive reviews, by friends, and six mainly positive and four hostile.
EVA Birim 05, tehdit ile çatışmaya geçiyor.
EVA Unit 05 is about to engage the hostile.
Henüz düşman oldukları kesin değil.
Haven't identified as hostile yet.
Düşman raptor uçuşa geçti. 634-2 yönünde ilerliyor.
hostile raptor outbound... bearing six, three, four, at two.
İnsanlar bu konuda mantık dışı ve hatta bazen düşmanca olurlar. Ancak delil belirleyicidirler.
People are irrational in connection with this subject, sometimes hostile but the evidence is decisive.
Belirtmek isterim ki önceki duruşmalarda şüpheliye düşmandınız, o şartlar altında gayet normaldi, ama yeni tutumunuz tam karşıt şekilde.
I'd like to note that in previous hearings you were hostile to the accused, quite normal underthe circumstances, but in great contrast to your new attitude.
Öncesi için özür dilerim. Ben kaba ve ve saldırgandım. Ve normalde böyle biri değilim.
I'm sorry, before, I was unpleasant and - and hostile even.
- düsman
- Hostile.
Soğuk ve düşman.
Cold and hostile.
-... nedenini asla öğrenemedik fakat Louis açıkça düşman olmuştu.
-...we never found out exactly why, but he was definitely hostile.
Bilindiği's kuzey Mason-Dixon ki burada özellikle düşmanca bireysel biçimsiz kim bu ödül için Huntin oldu uzun, uzun süre.
It's common knowledge north of the Mason-Dixon that there's a particularly hostile disfigured individual who's been huntin'for that reward for a long, long time.
Aç ve susuz bir şekilde sürekli saldırı altında bulunan düşman bir bölgede mahsur kaldım.
I'm stranded in hostile territory, under constant attack, without any food or water.
Arada bir takındığı düşmanca bakışı hatırlıyorum.
I recall his hostile stare he occasionally had.
B'Dar'da Başkan Hassan'ın biyografisini yazarken, onun rejimine muhalif olan biri size hiç yaklaştı mı?
And when you were in B'Dar, profiling President Hassan, were you ever approached by anyone who was hostile to his regime?
Haklı, menzilde herhangi bir düşman gemisi olduğuna dair bir gösterge yok.
He's right, there's no sign of any hostile ships in range.
Bu şeyin saldırgan olduğuna emin misiniz?
Are you guys sure this thing is hostile?
Düşmanı gözetleme kameralarından birinin altına getirip yeleği sana göstermesini sağlamalısın.
I need you to get the hostile underneath one of the surveillance cameras and make him show it to you.
- Düşman mı?
Is she a hostile?
- Düşmanın kimliği var mı?
- You got I.D. on this hostile?
Hastings, ikinci katta bir düşmanı etkisiz hale getirdik.
Hastings, we just took a hostile out on the second floor.
Sana da hiç şaka yapılmıyor, çok çabuk kızıyorsun.
No fun joking with you, you turn hostile so easily
Bu demek oluyor ki çalılıklardaki bir nişancıysanız av kıyafeti giyersiniz. Miami'de, ev partisinde ki bir kadınsanız Vücuda yapışan bir kıyafet giyersiniz.
Infiltrating hostile territory is all about blending in... which means if you're a sniper in the bush, you wear a ghillie suit... and if you're a beautiful woman at a Miami house party... you wear a slinky dress.
Böylelikle ben de akşamki yaz festivaline adalatsizliğe karşı öfke duyarak gitmemiş olurum.
Then I can attend tonight's thaw fest unencumbered by... hostile feelings of injustice.
İnsanlar senden, onun yakalanmasında yardımcı olmanı bekliyor sen de yapamıyorsun, böylece seni muhalif tutuyorlar.
Because people expect you to help in the capture, and you cannot, so they're hostile.
Oraya girdiğinizde, her kim olursa olsun, tehdit unsurudur ve potansiyel düşmandır.
Yes, Sir. So, when you go in, treat all and any contact as hostile, no exceptions.
Hayır.
Hostile suppressed.
Sadece sınırılarını korumaya çalıştıkları zaman rehine alıyorlar.
The only time they've taken hostile action is defending they're own borders.
Ama bu değişikliği önceden anlayabilmek için...
But predicting the random mutation of a hostile virus..
Şerif, bilinmeyen bir kişiyi takip ediyorum, muhtemelen düşman, 140 yolu üzerinde.
Sheriff, I'm on foot pursuit of an unknown person, possibly hostile, out on Route 140, over.
Demem o ki, onları çok nadir görürsün. Sen saldırganın gizlendiği yeri ve ya sıfatını görene kadar, çoktan üstüne atlayıp boğazını kesmiş olur.
I mean, you rarely see hide nor hair of a hostile... till he just jumps you and cuts your throat.
İş devlet duruşmalarına geldiğinde olmayı sevdiğim tanık türü düşman bir tanık olmaktır.
When it comes to government hearings, the only type of witness I enjoy being is a hostile one.
Muhtemel düşman, gizlenmiş.
Possibly hostile, probably subterranean.
Ben İnsan Kaynakları müdürüyüm, düşmanca iş ortamı yaratan şey seni.
I'm the Human Resources Director, Little Miss Hostile Work Environment.
Hey, düşmanca bir iş ortamı oluyor.
Screw you, Archer. Hey. Hostile work environment.
- Bu ne şimdi, zorla satın mı alacaksın?
- What is this, a hostile takeover?
Ne kadar zorla alacağım size kalmış.
How hostile? That's up to you, bro.
- Able Victor Charlie düştü.
Hostile 36, confirm. Able Victor Charlie down.
- Ve kesinlikle saldırganlar.
- And totally hostile!
İkinizi hiç böyle düşman gibi görmedim.
I've never seen you two so hostile.
Düşmanca davranan bir tanık olacağımı biliyorsunuz değil mi?
You do understand I'll be a hostile witness?
Her zaman düşmanca olmadığını biliyoruz.
We understand that you weren't always so hostile.
Burası düşman bölgesi.
This is a hostile land.
Hem sana, hem annene, hem ISIS'e, hem de- -
And I'm gonna file a hostile work environment lawsuit against you, and your mother, and ISIS, and...