Huddle traducir inglés
505 traducción paralela
Herkes bir araya toplansın.
Everybody huddle in. Come on.
Hepimizin burada sıkışıp, verandaya taşmamız gerekecek.
We'll all have to huddle here and overflow onto the porch.
Kan lekeleri ve yere yığılmış yırtık paçavralar.
A smear of blood and torn rags in a huddle on the ground.
Kapı aralığında bekliyor musun?
Just huddle in that doorway and wait?
Koğuşta birbirimize sarılmayı mı?
That huddle in the wardroom?
Bir torpil subayıyla birlikte çalışın.
Go in a huddle with the torpedo officer.
Tuvalete mi tıktılar?
A huddle in the latrine?
Ya bir koyun sürüsü olacağız, ya da böyle bir şey yutacağız.
Either we huddle together like waifs, or swallow something like this
Bu gezegenler, ateşin çevresindeki kampçılar gibi sıcaklık ve ışık kaynağı olan güneşin etrafında toplanır.
They huddle around the sun their source of heat and light a little bit like campers around a fire.
Böyle günlerde şömine başında oturmak, aptalca işlerin rastgele dağılmış öykülerini, hatırlamak daha yeğdir.
Better to huddle by the fire and remember old times. Foolishness is scattered aimlessly.
Yasadışı el kullanımının lig rekoru ondaydı. Hem de maç başlamadan.
He held the league record... for illegal use of hands- - in the huddle, yet.
Buraya gelin.
Huddle up.
- Pioneers 14 Rockets 0.
And here they come. Pioneers break out of the huddle.
Rockets atağa geçti.
Three yards to go. Rockets break huddle. Handoff to Phelps.
Toplanın, haydi.
Huddle up, let's go.
Toplanmış durumdalar.
They're in a huddle now.
Haydi toplanalım.
Let's huddle up on the ball.
Toplanın.
Huddle up.
Normal toplanmadan çok dua için toplanmışa benziyorlar.
It looks more like a prayer meeting than a huddle.
çabuk saldırın!
C'mon, huddle up.
Güneşin etrafında toplanmış kendi iç ısısı olmayan sert yüzeyli küçük gezegenlerden biri de bu mavi ve şirin olanı, Dünyamız.
They huddle about the sun with almost no internal heat of their own tiny places with solid surfaces one of which is a blue and pretty world called Earth.
Ayrıca Belgrad'a kadar tüm yol boyunca sarmaş dolaş gideceğiz, üstelik o taraf bomboş!
And now we will huddle up together all the way to Belgrade - and this side is free!
Zahmet etme. 3 watt ampulün etrafında toplanırız biz.
Don't bother. We'll just huddle around a three-watt light bulb.
Bu koridorlarda niye toplandığımızı hiç düşündün mü?
Did you ever think why we huddle together in these corridors?
Tamam toplanın, haydi.
PLAYER : All right, huddle up. Let's go.
Tamam toplanın, haydi tekrar.
PLAYER : All right, huddle up. Let's go again.
Selam baylar, toplanın toplanın, yakına gelin.
Hi, guys, huddle, huddle. Real close.
\ And the hymn they're hummin' \ Is those cuddle-up, huddle-up blues
And the hymn they're hummin'ls those cuddle-up, huddle-up blues
Bugün çıkmadan toplantı yapmayı umuyordum.
I'd hoped we'd be able to huddle today.
Tamam, çocuklarım, toplanın.
AII right, my guys, Iet's huddle up.
- Toplan.
Huddle. Huddle.
Toplanın çocuklar.
Huddle up, you guys.
Amigo kız toplantısı!
All right! Cheerleader huddle!
Toplanın!
Huddle up!
Bir nikel bulurlar, toplanırlar, bir sincap gibi, onu gömerler.
They find a nickel, they huddle together and bury it like squirrels.
Şimdi işimize dönelim.
I promise. Now get the hell on back to the huddle.
- Bütün gece çapkınlık mı yaptın?
Get back to the huddle, let's move it! Looks like you've been up all night screwing, boy.
Fransızcamın kusuruna bakma.
Pardon My French. Get Back In The Huddle!
Tamam çocuklar, toplanın bakayım.
OK, kids, huddle up.
Hey beyler, bir araya toplanın.
Hey, guys, huddle.
Pekâlâ, toplanın hadi.
Okay, huddle up. Come on.
- Toplanın beyler.
- Get in the huddle.
- Toplan!
- Huddle!
Penguenler, eksi 70 derece sıcaklığa ve korkunç fırtınalara karşı ısınabilmek için toplanır ve sıkıca birbirlerine sokulurlar.
With temperatures of 70 below, and in terrible storms, the penguins huddle tightly together for warmth.
Fırtınaya doğrudan maruz kalanlar topluluğun çevresinde dönerek, daha korunaklı bölgeye geçerler.
Those most exposed on the windward side move around the huddle to the more sheltered side.
Penguen grubunun üzerinde "Güney Işıkları" latince adıyla "Aurora Australis" kış göğü boyunca parlayıp söner.
Above the huddle, the Southern Lights - the Aurora Australis - blaze across the winter sky.
Oyun yeniden başlıyor. 38 çizgisindeler.
All right. They're out of the huddle. Sedovich is wide.
Rockets kendi sahasında birinci ve onuncu sayıda.
Rockets'ball. Break huddle. New ball game, fans.
- Haklısınız.
Cinnelli breaks the huddle.
Saat tam olarak 14.29.
Pioneers back in their huddle. Exactly 2 :
Pekala, toplanın.
Huddle up.