Huzur traducir inglés
8,594 traducción paralela
Güzel bir nakarat bulmalıyım. Bunun için de biraz huzur ve sessizliğe ihtiyacım var.
I gotta come up with this sweet hook, and I just need some peace and quiet to really get it.
Herkesi bir araya getirdim. Artık evime gidip huzur ve sessizlik içinde nakaratıma çalışmak istiyorum.
I got everyone all together, now I just want to go home so I can work on my hook in peace and quiet.
Önümüzdeki günlerde bu bana büyük huzur verecek.
This will bring me great comfort in the days ahead.
Huzur içinde yatsın.
Bless her soul.
Çok huzur içinde gitti.
He went so peacefully.
Belki huzur ve sessizlik arıyordu.
Maybe looking for peace and quiet.
Babamız, Tanrı huzur versin, bir alkolikti.
Our father, God rest his soul, was an alcoholic.
Bagaj vagonunda huzur içinde.
She's resting comfortably in cargo.
Huzur seni bekliyor, Yolcu.
Peace awaits you, Traveler.
Zihnimin içinde ki huzur merkezine gidip ilham perisinin gelmesini bekliyorum.
I go to a restful place in my mind and I let the painting come to me.
- Huzur içinde uyu tatlı prens.
Good night, sweet prince.
- Evet, huzur içinde yatsın.
Yeah, may he rest in peace.
Huzur için çalışın ve asla pes etmeyin ne olursa olsun, ne yaşarsanız yaşayın bir kez daha söylüyorum, asla pes etmeyin!
Work for peace and never give up, no matter what's happening, no matter what's going on around you, I say again, never give up!
- Önerin ne? Birliklerinizi tapınağımdan çekmenizi ve halkımın, bayramı huzur içinde kutlamasına izin vermenizi öneririm.
I would suggest that you remove your troops from my temple and let my people celebrate their festival in peace.
Huzur içinde yat, B. Lee.
R.I.P., B. Lee.
Omelas'taki huzur bozuldu.
The peace in Omelas was destroyed.
Eşin ve kızın sayesinde değer verdiğin birçok kişi huzur içinde yaşıyor.
Thanks to your wife and daughter, many people you hold dearly live in peace.
Kardeşim iktidardayken Abbudin'de huzur sağlanamaz.
There will be no peace in Abbudin with my brother in power.
Başkaları böyle bir acıya katlanırken, huzur olması mümkün değil.
There can be no peace... while others endure such pain.
Bazilarimiz huzur içinde kahvalti etmek istiyor.
Cos some of us would like to have breakfast in peace.
Arthur cennetin beşiğinde huzur bulsun ve bu dünyada çektiği acılar yaradanın evindeki sonsuz hayatında iyileşsin.
May Arthur be comforted in the cradle of heaven, and the abuses he suffered in this world be healed by his eternal life in the house of the lord.
Sen Walt McCready'nin kızısın, huzur içinde yatsın.
You're Walt McCready's daughter, god rest his soul.
Huzur içinde yatsın.
May he rest in peace.
Ve bu histen, senin mantıklı bir sebep yüzünden gittiğine inanana ve huzur bulana kadar vazgeçmeyeceğim.
And I couldn't kill that thought not until I believed that you were gone for good, and what a relief that was!
Huzur istiyorum.
I want peace.
Babam geçen sene huzur evine yerleşti. Sonra da işler bu hâle geldi.
Dad went into assisted living last year, so it all went to that.
Neyse, evdeki huzur sağlansın da.
Ah, whatever keeps it fresh at home.
Korku ve huzur, karanlık ve aydınlık gibi.
Fear, peace, dark, light...
Savaşla huzur buluyorsunuz.
Your resting state is war.
Çok huzur verici buluyorum.
I find it very peaceful.
Kimilerine huzur verir.
To some, it's calming.
- Huzur içinde kahvemi içemeyecek miyim?
- Can't I drink my coffee in peace?
Umarım yaptıklarından sonra huzur bulabilmiştir.
I just hope his actions have brought him some peace.
Huzur içinde yatsın.
May she rest in peace.
İyi geceler tatlı prens. Sen huzur içinde dinlenirken melekler şarkılarını söylesin.
Good night, sweet prince, and flights of angels sing thee to thy rest.
# Yeryüzünde huzur ve merhametin yumuşaklığı #
# Peace on Earth, and mercy mild #
Umarım huzur bulmuştur.
I just hope his actions have brought him some peace.
Kendi inançlarının olduğunun farkındayım. Onun muhtemelen daha iyi bir yerde olduğunu düşünüyorsun, huzur içinde ve...
I know you have your faith or whatever, and you think he's somewhere perfect, whole, and...
Doğru, yani... - Seni huzur içinde bırakacağım. - Hayır.
Right, well... ~ I'm going to leave you in peace, then.
Tanrı'nın huzurunda kendini kaybedip, alçaltarak huzur buluyor.
He takes comfort in forgetting and humbling himself before God.
Suratın huzur veriyor ve bakması güzel.
He's got a soothing face and I like looking at it.
Umuyorum ki insanlık huzur içinde yaşamaya devam edecektir.
My hope is that humanity will go to its rest in peace.
İtiraf etmeliyim ki, Mystic Falls sınırları içinde doğal yollardan ölecek olan ilk kişi olmanın verdiği bir huzur var.
I have to admit, there is a certain amount of peace knowing I'll be one of the only people in Mystic Falls to die an ordinary death.
Mickey, Minnie ve Mighty, huzur içinde yatın.
Mickey, Minnie and Mighty, rest in peace.
Avalon, bırak onu huzur içinde uyusun.
Avalon, just let him rest in peace.
Hayatının geri kalanını da huzur evinde geçirebilirsin.
You'll be spending the rest of your life in some old age home.
~ Kalbim ne huzurda ne de sadakatte huzur bulmadı. ~
"My heart finds no comfort in prayers or devotion."
Büyükanneyi de huzur evinden alın.
And take grandma from the old age home.
Oh, bir huzur ver ya.
Oh, give me a break.
- Huzur içinde yatsın.
God rest his soul.
- Huzur ve sessizlik...
Peace and quiet.