English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Ikimiz

Ikimiz traducir inglés

27,449 traducción paralela
Ne düşünürsek düşünmüş olalım ikimiz de sana inandık. Seni korumaya çalıştık.
No matter what your mother and me thought, we believed in you, we tried to protect you.
Sadece ikimiz.
And only us.
Binbaşım, burada... uzun süre kalmayacağımı ikimiz de biliyoruz.
Commander, we both know I'm not going to be here for long.
Prentiss, ikimiz son olay yerine bakacağız.
Prentiss, you and I will check out the latest crime scene.
Demek istediğim, ikimiz de o terfiyi istiyoruz, değil mi?
I mean, we both want that promotion, right?
Cesede bakabilirsen o başka ve ikimiz de bunun imkansız olduğunu biliyoruz.
Not unless you could get a look at the body, and we both know that's impossible.
Bu alıntıyı ikimiz de daha önce defalarca duyduk.
We've both heard that quote before.
O yüzden sen aklıma geldin çünkü ikimiz de astronomiyi seviyoruz.
That's what made me think of you... Because we both love astronomy.
Evet, artık bir düşmanımız var ve ikimiz de kuyumu kazdığını biliyoruz.
Well, now we've got one, and we both know you're not above undermining me.
Doğru olan için hep ikimiz mücadele ettik.
It's always been you and me off to fight the good fight.
Biliyorum ki eğer ikimiz bu holocronları birlikte açarsak sorduğumuz her soru cevap bulacak.
I know if we open these holocrons together, any question we ask will be answered.
Ve, ve ikimiz de Apple mağazasını aradık, ve onlar da olayın böyle olmadığını kanıtlayamayacaklarını söylediler. yani buradayız, hala evliyiz, hala dizideyiz.
And-and we both called the Apple store, and they said they can't disprove that it doesn't happen, so here we are, still married, still on the show.
Ikimiz için çok seviniyorum.
I'm so happy for us.
Ve ikimiz de görevlerimizde başarısız olmuş olacağız.
And we will both have failed in our duty.
Ve şimdi sadece ikimiz kaldık.
And now it's just down to the two of us.
Çünkü ikimiz de biliyoruz ki James Olsen katil değil.
James Olsen isn't a murderer.
Ne tür bir toksinle karşı karşıya olduğumuzu çözene kadar ikimiz de burada karantinada kalacağız.
You and I will remain quarantined here at the DEO until we can figure out exactly what sort of toxin we're dealing with.
Bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz.
And we both know that's not true.
Annemle ikimiz hemen üzerinde çalışmaya başlayacağız.
Mom and I will get to work on it right away.
Çünkü ikimiz de ne olduğunu biliyoruz, değil mi?
Because we... we both know what this is, right?
Sonrasındaysa buradan gideceğiz, sadece ikimiz.
And when he vests, we're leaving town, just the two of us.
Bilmem, yani sen halen eğer ikimiz de istersek...
I don't know, if-if you still... if we still like each other, then...
Ama bugünün geleceğini ikimiz de biliyorduk.
But we both knew this day was coming.
Evet, sadece ikimiz geldik.
Yep, just the two of us.
Christy, neden biz ikimiz konuşurken bize biraz çay yapmıyorsun.
Christy, why don't you go make us some tea while I talk to my granddaughter?
Hayır. Sanırım annen bunu ikimiz için de yeterince yaptı. Sadece nasıl olduğunu bilmek istiyorum.
I think your mom's done enough of that for both of us.
Tanrıya şükür ikimiz de hayatlarımızı biraraya getirdik.
Thank God both of us got our lives together.
Bugün ikimiz de yemek yemeyi ihmal ettik bence. Şekerimiz düştü.
I think we both forgot to eat today.
Sadece ikimiz arasında.
Just between you and me.
Yaralanmayan sadece ikimiz kalmıştık.
We were the only two not wounded.
Şimdi sadece ikimiz kalmış bulunuyoruz.
Except there's only two people on board now.
Sonra da beni satacaksın çünkü çaresiz olduğun kadar ikimiz de biliyoruz ki buradan çıkmama asla izin vermezsin.
And then screw me over, because as desperate as you are, you and I both know that you would never let me out of here.
Evet ama isin baska bir yönü daha var, o da ikimiz yatmistik ve ben uyuyordum.
[Jacob stuttering ] Right, but I mean, he... Here's the... here's the other context, is that... [ stammers] we had, um, we had slept with each other and I was asleep.
Evet, sadece Sal'la ikimiz varız.
Yeah, just me and Sal.
İkimiz de bu sabah Jamie Douglas'tan mail aldık.
We both received one this morning... from Jamie Douglas.
İkimiz de bunun doğru olmadığını biliyoruz.
You and I both know that's not true.
- İkimiz de seni seviyoruz.
We both love you.
İkimiz de affedildik.
We both are.
İkimiz de öyle.
Both of us will.
İkimiz içinde
For both of us.
İkimiz de çok tutkuluyduk.
We were both very passionate.
İkimiz de çok büyük baskı altındaydık. İşler kızışmıştı. Bu kadar.
We were both under a lot of pressure, and things got heated, and that's all.
Kimin yaptığını bildiğini düşünüyor ve haklı olduğunu ikimiz de biliyoruz.
She thinks she knows who, and you and I know she's right.
İkimiz için de birer tane banyo ve el havlusu vereceğinizi biliyoruz.
We know, obviously, there'll be a bath sheet and a hand towel for each of us.
- İkimiz mi?
- Both?
İkimiz mi?
Both?
İkimiz de dayak yiyoruz.
Well, we all take those.
Gerçi ikimiz de sıçtık ama o en azından benden hoşlanıyor.
We're kind of both fucked, but, at least he likes me.
İkimiz adına da konuşabilirsin dedi ama senin dediğin de mantıklı.
'Cause he was more like, you know, you can just talk for the both of us, but... -... that makes a lot of sense, so... so why don't we do this?
- Ben... - İkimiz de çok uzun zamandır bunu bekliyorduk.
Shh, we have both waited a long, long time for this.
İkimiz de öyleyiz.
Hell, we both are.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]