Improvement traducir inglés
1,237 traducción paralela
Yeni modeller.
Definite improvement.
Pek bir gelişme olmayacak.
There won't be much improvement.
Baby Gunderson daha gelişmişi.
Baby Gunderson's an improvement. One hundred percent machine.
Kan nakilleri ve virüse karşı uygulanan tedaviler Ajan Mulder'ın sağIığını, yavaş yavaş olsa da düzeltti.
Transfusions and an aggressive treatment with antiviral agents have resulted in a steady but gradual improvement in Agent Mulder's condition.
Her zaman daha iyi olabilirsin.
- Always room for improvement.
- Çok daha iyi.
- That is improvement.
Alınmak yok, çocuk fakat her şey bunu atlatabilmen için.
No offense, kid, but anything's an improvement over this.
İkisinden birisi bu oyunun sonunda kazanmak zorunda.
One has to be impressed with the vast improvement in his short game.
Oh, ım, Louie çok gelişme gösterdi. - Çok Büyük...
Oh, um, Louie's showing a lot of improvement.
Zeki değil, özel bir yeteneği de yok. Yine de çok ilerleme kaydetmiş.
She's not bright, she's no particular talent, yet she's made much improvement.
Belki de şu seks yardım kasetlerinden almalıyız?
We should get some sex-improvement tapes.
Evet, çok değişik göstermiş.
Yeah, quite an improvement.
- Harika. - Evet. Hala gelişmesi gereken yönlerin var, konsantre gibi.
There are areas that need improvement, like focus.
- Pek bir gelişme yok henüz.
- Not much improvement yet.
Tavırı : geliştirmesi gerek. "
Attitude : needs improvement. "
- Dig ve Lasix, düzelme yok.
- Dig and Lasix, with no improvement.
Güzel, aslında bir gelişme var geçen hafta suratına kapatmıştı.
Well, that's an improvement.
"Home Improvement" dizisindeki çocukmuş gibi davranmak da öyle.
So is pretending to be that kid on Home Improvement.
"Home Improvement" dizisindeki çocukla mı evlendin?
You married the kid from Home Improvement?
İyileşme yok.
No improvement.
Galiba şu kişisel gelişim mezheplerinden birine filân bulaşmış.
I think he's in one of those personal improvement cults or something.
- Geliştirme Birliği?
- Improvement Association?
Gelişme var mı?
Any improvement?
- Anne, bu bir gelişme.
- Mom, it's an improvement! - Mom :
- Bu bir gelişme değil.
It is not an improvement.
Dr. Steenbeck'in uyguladığı tedavinin işe yaradığını hissetmiyorum.
I feel no improvement from the trial medicine Steenbeck gave me.
Wendell, 78. sayfanın ilk iki paragrafını okur musun? Isaacson bu bölümde aktif dinlenmenin, özel ihtiyaçları olan hastalarında ne kadar hızlı bir gelişmeye olanak verdiğini açıklıyor.
Wendell, read the first two paragraphs on page 78, where Isaacson describes the improvement active listening brought to some special-needs clients.
Evet, kesinlikle gelişme vardı.
Yeah, it was definitely an improvement.
Bir şeyler bulmayı umuyorduk, ama herhangi bir problemle karşılaşmadık.
We expect to see significant improvement at this time and don't anticipate any problems.
Benim, kişilik geliştirme projem.
My personality improvement project.
Orum'un dediğine göre, zarar görmüş dokularında gözle görülür bir ilerleme varmış.
Orum says the degraded tissue has shown marked improvement.
PET taraması iyileşme göstermedi.
The pet scan showed no improvement.
Ve onlar Bansheeler'e göre daha iyi mi olmalılar?
And they're supposed to be an improvement over the Banshees?
Anneniz bu sabah iyileşme belirtileri gösterdi.
I'm pleased to say your mother's showing some signs of improvement this morning
Bir ilerleme ya da uyanma belirtisi bekliyoruz.
We're watching for any sign of her waking or of an improvement.
Yıllardır konuşuluyor ama bir ilerleme kaydetmedin.
Years of talk and no improvement whatsoever.
Evet sensin. Artık bundan kurtulabiliriz.
Yeah well, it's an improvement anyway.
Arada geçici iyileşmeler gösterse bile ilâç kullandığı sürece araba kullanmamalı.
Even though you may see some transient periods of improvement... she still shouldn't drive while she's on this medication.
İyi bir gelişme.
- I'm not sure if that would be an improvement.
Bu adam sonuncusunun üzerine büyük bir gelişme.
This guy is a big improvement over the last one.
Sadece söylüyorum.. .. bu hiçbir şeyi kanıtlamaz.
I'm just saying... there's room for improvement.
- Duruma bağlı. Orada gördüklerinin Roma İmparatorluğu'ndakilerden daha gelişmiş olup olmadığına göre değişir.
- That depends on whether what you see out there is or is not an improvement on imperial Rome.
Tomas her hafta gelişme gösteriyor, Ekselansları!
Every week Tomás shows improvement, Your Excellency.
Bu bir gelişme.
It's an improvement.
Evet, boşanma kesinlikle bir gelişim.
Yeah, it's certainly a home improvement.
Genellikle ilk 3 ayda belirgin iyileşme görülür.
Usually improvement occurs within the first months.
Callahan'dan sonra bir ilerleme olmuş.
That's an improvement over Callahan.
Fakat kadınlarla tanışmak için şu kişisel gelişim seminerine gittim ve hayatta belli hedefleri olan insanların yaşlanmak konusunda bu kadar endişe duymadıklarını öğrendim.
But I went to this seIf-improvement seminar to meet women... and I Iearned that people with goals don't worry so much about getting old.
Gelişmenden memnun oldum.
I'm pleased with your improvement.
Bu parayı bırakıp gideyim böylece ihtiyaçlarını karşılar ve manastırın gelişmesi için çalışır.
I'd rather leave this donation so that she won't lack anything and for works of improvement on the convent.
Bir geliştirme.
It's an improvement.