English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ I ] / Imzalayacağım

Imzalayacağım traducir inglés

519 traducción paralela
- Sözleşmeyi bu akşam imzalayacağım.
- I'm going to sign the contract tonight.
"100 bin franklık başka bir çek imzalayacağım."
"I'll sign another check for 100,000 francs."
Geçer geçmez imzalayacağım.
When I do, I'll sign it.
Kendim imzalayacağım.
I'll sign it myself.
Pekala, imzalayacağım, ama tek şartla.
All right, I'll sign, but on one condition.
- Kesinlikle, sonra imzalayacağım..
- Precisely. I sign after.
- Neyi imzalayacağım?
- Sign what?
- Ne imzalayacağım?
- Sign what?
İkimiz için de imzalayacağım.
I'll sign for us both.
Birini "Schuyler Green", diğerini ise "Philip Greenberg" diye imzalayacağım.
One I wanna sign "Schuyler Green" and the other "Philip Greenberg". See what I mean?
Lütfen oturun... Hemen dönüp, maaş makbuzunuzu imzalayacağım.
Would you sit down, and I'll be right back and sign your pay voucher.
Nereyi imzalayacağım Doktor Bey?
Where do I sign, Doctor?
"Valerie ve Büyük Evin Çocukları" diye imzalayacağım.
I'll sign it "Valerie and the Big House Children."
Sizin şartlarınıza göre anlaşmayı imzalayacağım. Rehineler, asker kaçakları mahkûmlar ve altın sizde kalacak.
I'll sign the treaty on your conditions, you will have the hostages, the deserters, the prisoners and the gold.
- Senet imzalayacağım.
- I will give you my marker.
Az da olsa bildiğim Mısır gelenekleri bana, Eğer bunu inşa edersem kendi ölüm fermanımı imzalayacağımı söylüyor.
Even what little I know of Egyptian customs tells me if I build it I sign my own death warrant. Is that not so?
Antlaşmayı imzalayacağım. Çünkü sözümü verdim.
I will sign this treaty because my word has been given.
Satış için gereken evrakları hazırla, imzalayacağım.
Draw whatever papers you have to have and I'll sign it.
İstediğiniz üzere imzalayacağım.
I'll sign it as you ask.
Bay ve Bayan Julien Tavernier diye imzalayacağım.
I'll sign in as Mr. and Mrs. Julien Tavernier.
Öyleyse Fenwick'e gidip ateşkes imzalayacağım.
I'll fly to Fenwick to arrange an armistice.
Ben belgeyi imzalayacağım, efendim.
I'll sign my copy, sir.
Sonra kredi mektuplarını imzalayacağım.
Then I sign your letters of credit.
Her zamanki gibi notlarını imzalayacağımı söyle.
Tell him I will sign his notes as usual.
Peki şimdi, nereyi imzalayacağım?
Now, where do I sign on?
Eğer kilise bunu yapmamı tavsiye ederse imzalayacağım.
If the Church advises me to, I will sign.
Bunun imzalayacağım şeyle hiç ilgisi yok.
This has nothing to do with what I sign.
Nereyi imzalayacağım?
Where do I sign?
Ama madem ödediniz, size bir kağıt imzalayacağım.
But, as long as you did, I'll just sign this over to you.
Bakın, onarım başlayınca imzalayacağım demediniz mi?
- Of course. Didn't you say you'd sign when the work starts?
Belgeyi dikkatle okuyacağım vicdanım izin verirse, imzalayacağım, Majesteleri.
I shall read the document with care and hope that my conscience will permit me to sign, Your Grace.
Benim de imzalayacağım yer...
That's where I sign my...
Emri imzalayacağım!
To sign a pledge
20 dolara bunu imzalayacağımı sanmıyorum efendim.
I don't think I'm signing this for $ 20, you know, sir.
- Pekala, imzalayacağım.
- All right, I will.
İşte, imzalayacağım.
Here, I'll sign.
Bir yöneticiyle görüşüp kontrat imzalayacağım.
I have to see a manager and sign a contract.
Akşam imzalayacağımız kontratı unuttunuzmu yoksa?
Can we forget the contract for the evening?
Haftaya sözleşme imzalayacağım, Nicole!
I'll have a firm contract next week, Nicole!
İmzalayacağım.
[speaking in CHEYENNE] I sign.
- İmzalayacağım.
- I'll sign. I will, right now.
İmzalayacağım.
I will.
İmzalayacağım.
I'll sign it.
İmzalayacağım!
I'll sign it!
İmzalayacağım.
I'll sign.
Nereyi imzalayacağım?
Where do I sign? Here.
- İmzalayacağım.
- I'll sign.
İmzalayacağım ölüm belgesinde kalp yetersizliği yazacak.
The death certificate signed by me will register heart failure,
- Geri dönmeliyim. - Tamam. İmzalayacağım, ama hepsi o kadar.
I'll sign, but that's it!
İmzalayacağım, ama kontrata uymamız lazım yoksa bedelini öderiz.
I'll sign, but we have to honor our contracts, or we'll pay for it.
Kendimi sürükledim ve imzalayacağımı söyledim.
I dragged myself up and told them I would sign.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]