Industries traducir inglés
1,416 traducción paralela
Şu futbol takımını toplu seks nedeniyle mahkemeye verip kazanan kadın var ya artık BHDR Industries'in CEO'su olmuş.
Oh, come on. She took that football team to court for institutional sexism, won massive damages, and now she's Head CEO at BHDR Industries.
Renham Industries, içerisinden böyle kadınlar çıkarabiliyorsa geçen yıllarda büyük mesafe katetmiş demektir.
Renham Industries has come a long way in the past few years if a young woman like this can blossom within its walls.
'Jen, Roy ve Morris Renham Industries'in IT elemanları.
'Jen, Roy and Morris are IT professionals with Renham Industries.
Reynholm Industries.
Reynholm Industries.
Gelecek onu istiyor... ve Reynholm Industries de onu geleceğe vermek istiyor.
The future wants it! And Reynholm Industries wants to give it to the future.
Friscia eskiden Hart-Fam Sanayii adında bir emlak şirketini yönetirmiş.
So Friscia used to run a real estate company called Hart-Fam Industries.
Warren Pierce Sanayii'nin samimiyetini göstermesi için 24 saati var.
Warren Pierce Industries has 24 hours to show us their sincerity.
Yarın itibariyle Warren Pierce Sanayii ortadan kalkacak. "
As of tomorrow, Warren Pierce Industries will cease to exist. "
Danimarka İş Konseyiyle toplantın var. Tartışma konusu, seçim günü...
In half an hour you have a meeting with Danish Industries.
Yeni teknolojiler Hollywood ve müzik endüstrisi için ürünlerini satabilecekleri yeni kanallar sağlarken bu ürünlerin tüketicileri için de öngörülmeyen olanakların önünü açmaktadır.
New information technologies provide Hollywood and the recording industries with fresh channels on which to sell products, but they can also open unplanned possibilities for their consumers.
Peer-to-Peer teknolojisinin sağladığı olanaklar eğlence endüstrisinin daha önce benzeri görülmedik bir biçimde tepki göstermesine neden oldu.
The possibilities suggested by Peer-to-Peer technologies have prompted the entertainment industries to react in an unprecedented way.
Şu anda inanması güç de olsa, eğlence endüstrisi olmadan da yaşayabiliriz ; yapılmasını istediğimiz şeylere ulaşmak için yeni yollar bulabiliriz. Bunu yaparken paylaşabileceğimiz, birlikte çalışabileceğimiz, birbirimizi desteklemek için yeni yollar bulabileceğimiz bir dünya istiyoruz.
Although it's difficult to believe it now, we can do without the entertainment industries, we'll find new ways to get the stuff we want made - we want a world in which we can share, work together and find
Sağlık sigortası endüstrisi Hillary'nin sağlık hizmeti planını bozguna uğratmak için yüz milyon dolardan fazla harcadı.
The healthcare industries spent over a hundred million dollars to defeat Hillary's healthcare plan.
Robinson Sanayi. Dünyanın önde gelen araştırma ve tasarım fabrikasıdır.
Robinson Industries, the world's leading scientific-research-and-design factory.
Yeni adı Robinson Sanayi.
- Robinson reaches out to... - It's new name, - Robinson Industries.
Tam Robinson Şirketi'nin merkezini yok etmek üzereyken onunla tanıştım.
Then, just as I was on the brink of destroying Robinson Industries, I met her.
Thatcher hükümeti erken seksenlerde Kamusal işletmeleri satmaya başladı - Fakat Çok geçmeden anlaşıldı ki modern dünyada
The Thatcher government had begun in the early Eighties by selling off many of the state-owned industries, but it soon became clear that in the modern world were large areas of the stat that would have to remain under government control.
Kaza Hayden Endüstrileri'ni yoketmekle kalmadı, Olympia'nın atmosferine de zarar verdi. Siviller şehrimizi çevreleyen bitmemiş, bu duvarlardan kaçmak zorunda.
The accident not only destroyed Hayden Industries, but also the atmosphere of Olympia, forcing the citizens to flee to the unfinished walls surrounding our city.
Magris Endüstri'nin merkez ofisi.
That's the head office of Magris Industries.
Fosil yakıtlara olan bağlılığımızı kopardığımızda ekonomik canlılığı temsil eden firmalara para aktığını göreceksiniz :
When we break our addiction to fossil fuels you see money flowing to industries that represent the vitality of the economy :
Evet, Schumpeter şunu varsaymış ; Sanayiler yeni teknolojiler geliştirdikçe eskisine eklemeler yapılır - yapıcı yıkım bu.
Yeah, Schumpeter posits that when industries advance new technologies that cannibalize the old- - it's constructive destruction.
Burada elektronik endüstrisi kurulacağını söylüyorlar.
They say electronics industries will set up here.
Uluslararası J.L. şirketinin bir yan şirketi ki, şu an yörüngesinde olduğu şirket Queen Endüstrisi mi?
It's a subsidiary of JL International... which is a satellite company currently orbiting... Queen Industries.
Queen Endüstrisi'nin güncellemesi sağolsun.
- Queen Industries upgrade.
Yamagato Endüstrisi'ndeki işine geri döneceksin.
You will return to Yamagato Industries.
Bence kaderin, Widmore Sanayi çatısı altında sürdüreceğin sefil yaşamdan seni kurtarmasına içelim.
We celebrate that fate has spared you a miserable existence under the employ of Widmore Industries.
Gıda'dan tekstile ve medikal araştırmaya kadar Amerika'nın kurumsal şirketleri fazla kâr için hayvanlara zulüm uyguluyor.
From food industries, to clothing, to medical research corporate America employs horrible cruelty to animals simply to maximize profit.
- Stoltz Endüstri'den Mel Stoltz mu?
- Mel Stoltz. Stoltz Industries?
Stoltz Endüstri.
Stoltz Industries.
Prospero Endüstri.
Prospero Industries.
Eğer Daiwa Heavy Industries olarak onayınızı alabildiysek, bir alkış rica ediyorum.
If we at Daiwa Heavy Industries have your endorsement, I'd appreciate a round of applause,
Ana hedef Daiwa Heavy Industries'den Saito.
The primary target is Saito of Daiwa Heavy Industries,
En güçlü şirketleri olan Daiwa Heavy Industries, tecritin son yıllarında piyasayı silip süpürmüş.
Its most powerful corporation, Daiwa Heavy Industries, has dominated the economy for the past years of isolation,
İşaret sinyalini gönderdikten sonra, sızma takımı Japonya'nın içlerine girerek Daiwa Industries hakkında olabildiğince bilgi edinmeye çalışacak.
After you send the beacon transmission the infiltration team will press further into Japan to gain as much information as possible about Daiwa Industries,
Daiwa Heavy Industries...
Daiwa Heavy Industries...
Dawkins Endüstri 1992'de brandalardan 300.000 adet üretip satmış.
Let me see. Dawkins Industries... Sold and produced over 300,000 of them in 1992.
Sakuradite'nin çıkarımını yapan Kirihara Sanayisi'nin kurucusu olarak ünlendin.
You became famous as the founder of Kirihara Industries through the extraction of Sakuradite.
Eğlence endüstürisi işine girmek için daha uygun bir zaman yok.
There's never been a better time to buy into leisure industries.
Adım, "Knight Industries Three Thousand".
I am the knight industries three thousand.
Global ekonominin bir parçası olan bu saniyeleşme yarışı üzerindeki baskının amacı bazen büyük sorunlara yol açabiliyor.
In the face of increasing pressure for industries to compete successfully in a global economy that goal can sometimes come up against some very harsh realities.
- Morgan Endüstrileri ve Bio-Tonic.
- Morgan Industries and Bio-Tonics.
- Morgan Endüstrileri temiz.
Morgan Industries is clean.
Çaylak, Morgan Endüstrileri'nde.
Probie's over at Morgan Industries.
McGeyik de Morgan Endüstrileri'nde aynı şeyi yapsın.
McGee can go back and do the same at Morgan Industries.
Günaydın, Adipose Endüstrileri.
Good morning, Adipose Industries.
Adipose Endüstrileri, kilo vermenin 21. yüzyıldaki tek adresi.
Adipose Industries, the 21 st century way to lose weight.
Adipose Endüstrileri.
Adipose Industries.
Günaydın, Adipose Endüstrilerini temsil ediyorum.
Good morning, I represent Adipose Industries.
Kutunuzun içinde 21 günlük hap, tam bir bilgi paketi ve bedava özel hediyemiz ve Adipose Endüstrileri kolyesi.
The box comes with 21 days'worth of pills, a full information pack and our special free gift, an Adipose Industries pendant.
Adipose Endüstrilerini temsil ediyorum.
I represent Adipose Industries.
Bay Roger Davey, Adipose Endüstrilerini temsilen geldim.
Mr Roger Davey, I'm calling on behalf of Adipose Industries.