Içmiyorum traducir inglés
1,210 traducción paralela
Ben içmiyorum.
I don't drink.
Garajda sigara içmiyorum.
I don't smoke in the garage.
İçki içmiyorum.
I ain't drinking.
Hayır dedim, içmiyorum.
- No, I'm not on it.
Bebeğim yemin ederim içmiyorum.
Babe, I promise you I'm not on it.
Hayatım üstüne yemin ederim ki içmiyorum.
I swear on my life I'm not on it.
Sigara içmiyorum.
Sorry, I don't smoke.
2 gündür Smilla... içki içmiyorum.
2 days, Smilla. No drink.
Ben içki içmiyorum.
- No, thanks. I don't drink.
Ben içki içmiyorum.
I don't drink.
- Ama içmiyorum.
- But, I'm not drinking.
İçki içmiyorum.
For a very long time.
Doğru, içmiyorum.
That's right. I don't.
Sigara içmiyorum.
I don't smoke.
İçki içmiyorum.
I don't drink.
İngiltere'de gemilere binerken, herkese kartonlarla sigara dağıtıyorlardı. Ve ben de, "Hayır, teşekkürler, içmiyorum." demiştim!
You know, when we were shipping out of England the supply sergeant was handing out cartons of cigarettes, and I said "No, thank you, I don't smoke."
Söyledim ya anne, ben sigara içmiyorum.
I told you, Ma, I don't smoke.
Ben buna içmiyorum.
I'm not drinking to that.
Sigara falan içmiyorum.
I'm not smoking.
Sigara içmiyorum, anladın mı?
I'm not smoking, okay?
Ben sigara içmiyorum.
I don't smoke.
Senin içtiğin şeyden içmiyorum.
I ain't smoking'what you smokin'.
Çok çekici bir teklif, ama artık içmiyorum.
That's mighty tempting but I don't drink anymore.
"Senin kadar ot içmiyorum."
I don't smoke as much dope as you do.
Artık içmiyorum ama manzara değişikliği için her zaman istekliyimdir.
Well, I don't drink any more, but... I'm always up for a change of scenery.
Ben sigara içmiyorum, sen içki içmiyorsun, Bob bir kadına karşı şehvet duymayı aklından bile geçirmiyor.
I don't smoke, you don't drink, and Bob here, wouldn't think about lusting after a woman.
Sen evdeyken de ben içmiyorum.
Idon't smoke when you're home.
İş saatlerinde içmiyorum.
Not during working hours.
Aslında ben içki içmem. Artık içmiyorum.
Uh... well, I don't... um, drink actually.
Yani... ... çok içmiyorum.
I mean... not a lot.
- Sigara içmiyorum ki.
I don't smoke.
On yedi ay, dört gündür kahveden daha sert hiçbir şey içmiyorum.
Been off everything stronger than cappuccino for 17 months, four days.
Sigara içmiyorum.
I'm not smoking.
Bak, baba! Ben sigara içmiyorum.
Look, Dad, I don't smoke.
- Bak, ben sigara içmiyorum!
- Look, I don't smoke!
Ben sigara içmiyorum!
I don't smoke!
- Sigaranız var mı, Ajan Fowley? - Sigara içmiyorum.
- Bum a cigarette, Agent Fowley?
Birkaç aydır içki içmiyorum.
I've been sober a couple of months now.
Evet çünkü aslında sigara içmiyorum.
That's'cause I don't really smoke. [Coughs]
İçmiyorum zaten.
I don't.
İçmiyorum, Anne.
I don't smoke, Mom.
Hayır. İçmiyorum.
No, I ain't on it.
- İçmiyorum!
- You smoke!
Ben böyle içmiyorum.
I don't drink like that.
Evet içmiyorum.
Well, I'm not.
- İçmiyorum.
I don't drink.
İçmiyorum.
Don't smoke.
Kola içmiyorum.
I don't drink Coke.
"Sigara içiyor musunuz?" İçmiyorum.
"Smoker, nonsmoker?" Nonsmoker.
Ve ben icki icmiyorum.
And I don't drink alcohol.
Senin içmediğini sanıyordum. İçmiyorum.
I thought you didn't drink.