Işin sırrı traducir inglés
598 traducción paralela
Drago, kabile büyücüsü bir zamanlar ustamdı bu işin sırrını ondan öğrendim.
Did you think we could do it alone? In their lifetime they were my enemies. Ledot, the witch doctor.
Bu işin sırrını çözüp çözmediğimi merak ediyorum doğrusu.
I wonder if I'll ever get the knack of it.
Bak bana mesela Sağlığıma dikkat ederim, bol tuz alırım elbette ama işin sırrı zihinsel davranışlarda.
Now, take me. I watch my health, take plenty of salt, of course, but I think the real secret is in one's mental attitude.
Yeni bir şey yok, peki işin sırrı nedir?
Nothing new, perhaps, but then, what is?
Sadece ihtiyar Dock'u dinle ve işin sırrını çöz.
Just listen to old Dock, and you'll find out the...
Hareket, Georges, işin sırrı bu.
Action, Georges, that's the secret.
Bu işin sırrının birazdan çözüleceğini hissediyorum.
I got a feelin'this case is gonna bust wide open.
- Çok lezzetli. - Bu işin sırrıdır.
Chicken Kiev.
Böyle zamanlarda işin sırrı sakin olmaktır.
The trick in these situations is to remain cool.
Bu işin sırrı, kovalanmadıkça asla kaçmamaktır.
The secret is, never run until you know you're being chased.
Atılganlık, özgüven, işte işin sırrı bu.
Aggression, confidence, that's the ticket.
Ancak kazanamazsan, onu keseceğiz. Tamam, işin sırrı şu.
Okay, here's the thing.
Öyle mi, kahya efendi? Bu işin sırrını bana da öğretirseniz çok memnun olurum. Mutfağın başına da siz geçersiniz.
Indeed, Mr. Steward, you will oblige me greatly by telling me your secret and also by filling my place as cook for you keep on meddling here, and want to be everything.
Ve kalan herkese : işin sırrı, aklınızı bir araya toplayın.
And to everyone else, the secret is bang the rocks together, guys.
Belki de işin sırrı budur!
Maybe that's the secret!
Bu işin sırrı, aşağıya bakmamaktır.
The secret is not to, uh, look down.
Bence bütün işin sırrı bu konuda düşünmemek.
I think the whole trick is not to think about it.
Bir dostum delegasyondaki kıdemli korucular arasındaydı işin sırrını kendisine izah ettim.
One of the senior foresters in the delegation was a friend of mine, and I explained the mystery to him.
İşin sırrı, kimin kimi konuşarak alt edeceğini anlamakta.
The trick is to see who can outtalk the other.
İşin sırrı burada.
That's the whole secret.
İşin sırrı dengede durmakta.
Equilibrium's the thing.
İşin sırrı, ilgilendiğini hissettirmemekte.
The secret is never let her know you care.
İşin sırrı görünene değil, görülmeyen şeye odaklanmaktır.
One must not focus on what is seen but on what is not seen.
İşin sırrı bu.
That's the devil.
İşin sırrı saçında.
It was the hair that done it.
İşin sırrı seni bulmakta.
The trick is to find you.
- İşin sırrı ne?
- What's the gimmick?
İşin sırrı bu.
That's the catch.
Sırrın bizimle kalabilmesi için bu işin gerçekleştirilme yöntemine çok kafa yordum.
I've given considerable thought as to the method of doing this work so that the secret will remain ours.
İşin sırrı ne?
How do you do it?
İşin sırrı, başlığı biraz şişirmek ve ilginç bir kapak bulmak.
The trick is to soup up the title and get an interesting cover.
İşin sırrı zayıf olanı, büyük, sağlam bir şirketle birleştirmekmiş gibi görünüyor. - Ve sonra her şey düzeliyor.
The big secret seems to be to merge a sick corporation with a big, fat healthy one, and then everybody gets well.
Bu işin bir sırrı var, Ponch.
There's a secret to this thing, Ponch.
İşin sırrı bu işte tamam mı?
- That's the secret, understand?
İşin sırrı iyi davranmakta veya kötü davranmakta... ya da öyle veya böyle davranmakta değil... bütün insanlara aynı şekilde davranmakta.
The great secret is not a question of good manners or bad manners or any particular sort of manner but having the same manner for all human souls.
- İşin sırrı bu mu Bay Rome?
That's the secret, Mr. Rome.
İşin sırrı bunda.
There's no other knack to it.
İşin sırrı eşit miktarda dökmekte.
The trick is to pour equal amounts.
İşin sırrı yeterince yakıt beslemesi yapmada.
The secret lies in pumping enough fuel.
- İşin sırrı Fletcher, sınırlarımızı sırasıyla ve sabıra aşmaya çalışmaktır.
- The trick, Fletcher, is that we're trying to overcome our limitations in order, patiently.
- İşin sırrı ne?
- What's the trick?
İşin sırrı bu.
That's the secret.
İşin sırrı burada.
That's the secret.
Canavarı yakalayarak bu işin üstesinden gelen ve son sırrı ifşa ettiğimiz defteri ele geçiren kişi.
Who won the notebook from which we extracted the final secret and topped it by capturing the beast.
İşin sırrı geride bıraktıklarını düşünmek değil seni bekleyenleri düşünmek.
The trick is not to think of what you've left behind, but what awaits you.
İşin sırrını anlayacağımı umuyordu!
He hoped I could understand its essence and I did after these twenty years.
İşin sırrı, o mektubu okumadan bu zarfa geri koymakta. - Ben varım.
The trick is going to be to get that letter into this envelope without reading it.
. İşin sırrı tavırlarda.
It's all in the moves.
- İşin sırrı, yağlı kağıtta.
- The secret is wax paper.
İşin sırrı bu.
It's a secret.
İşin sırrını öğren.
Get the knack of it.
sırrın nedir 19
işin var mı 24
işin bitti mi 39
işin bitti 115
işin aslı 146
işin gerçeği 35
işin doğrusu 120
işin var mı 24
işin bitti mi 39
işin bitti 115
işin aslı 146
işin gerçeği 35
işin doğrusu 120