English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ J ] / Jacob

Jacob traducir inglés

5,271 traducción paralela
Çocuklar, Jacob?
What are you guys, uh
Sağol ama Jacob kocaman adam.
Thank you but Jacob's a big boy.
Jacob, uyandın mı?
Jacob, are you awake?
Jacob ve ben her yere baktık, bunun imkânı yok.
Jacob and I, we went everywhere. So there's no way.
Ayrıca böyle şeylerle beni meşgul etme, tamam mı Jacob?
Try not to take my head off with that thing, okay?
- Jacob, bunu kullan.
Jacob, use this.
Willy ve Jacob'ı arayalım, bizimle burada buluşacaklardı.
Let's call Willy, Jacob, have them come meet us here. Are you sure?
Jacob!
Jacob.
Onu yemişler Jacob.
They ate him, Jacob.
Sanırım kendine biraz daha zaman ayırmalısın Jacob.
Whoa I think you need to treat yourself right, Jacob.
"Jacob artık herşeyi görebilir."
Jacob can see everything now.
- Bak, Jacob'ı götürmüşler.
Look, they got Jacob. What?
Bak, Jacob'ın işi bitmiş değil.
Look, Jacob, It's not over.
Jacob bana, Candlewood Caddesi'nde, Rudy Ray Moore civarında gizli bir yer olduğunu söylemişti.
Listen, Jacob, He told me in confidence that he fucking kicked the shit out of Rudy Ray Moore on Candlewood Street.
Bak, Jacob ölmemiş olabilir.
Look, he might not be dead. What?
Yanılmıyorsam, Jacob bu civarlarda bir yerde olabilir, tamam mı?
Well if I'm right Jacob could be anywhere near here, okay?
Jacob?
Jacob.
Jacob.
" Jacob.
Karşılığında da benden neden Bella'nın Edward yerine Jacob'la birlikte olması gerektiğiyle ilgili bir inceleme hazırlamamı istediler.
In exchange, they want me to compose a treatise on why the character of Bella should've ended up with Jacob rather than Edward.
Jacob Shaw adındaki adam başka alemler yaratabileceğine inanmış.
So this guy Jacob Shaw, he believed he could create other worlds.
Jacob Shaw'un anı defteri.
It was the private journal of Jacob Shaw.
Jacob Shaw.
Jacob Shaw.
- Jacob Shaw.
- Jacob Shaw.
Ben Jacob Shaw.
I'm Jacob Shaw.
Jacob'ın babası, o kadar aceleyle terk etti ki beni eşyalarını almaya zahmet bile etmedi.
Jacob's dad was in such a hurry to get out of here, he didn't bother to pack.
Jacob'ın ölümünde ben asla seni suçlamadım!
I never blamed you for Jacob's death!
Jacob'ı bize geri getirdiğin için teşekkür etmek istedim...
I just wanted to thank you for bringing Jacob back to us.
Jacob gibi onun da dönmesinden bahsediyorsan... - Hayır...
If you're talking about him returning like Jacob...
Jacob'ı uzaklaştırmaya çalıştığım için özür dilerim.
I'm sorry. I'm sorry I tried to take Jacob away.
Bizimle, Jacob'la her şeyle ilgili...
Us. Jacob. All of it.
Evet, Jacob Nighthorse.
Yeah, Jacob Nighthorse.
Ve Jacob Nighthorse alıp kırdı.
And Jacob Nighthorse broke in and stole it.
Bugün Jacob Nighthorse ile hiç bir temasım olmayacak.
I will have no contact whatsoever with Jacob Nighthorse today.
Ona olan ilgimiz nedeniyle Jacop erkenden uyarılmış olabilir.
It's possible I alerted Jacob to our interest in him earlier tonight.
Ne istiyorsun, Jacob?
What do you want, Jacob?
Bu Jacob Reisner, Ulusal Suç Şube'den.
This is Jacob Reisner, nationwide Crimea.
- Jacob Reisner.
Jacob Reisner.
Oğlum Jacob Dustin Maker ve Alfred Rentman tarafından, okul otobüsünde vuruldu.
My son Jacob was shot to death on the school bus by Dustin Maker and Alfred Rentman.
Jacob'ı gömmeyi ya da tüm bunların pişmanlığını yaşamayı kaldıramıyorum, çünkü hiç böyle olacağını ummamıştım.
I was not supposed to bury Jacob or live with the regret of all the things that I never said to him or got to see him do.
Jacob.
Jacob.
Buralı değilim Jacob.
I'm not from here, Jacob.
Aynı ona benzer bir şey arıyordum ben de, Jacob.
I've been looking for one just like that, Jacob.
Jacob Warren.
Jacob Warren.
Anlat o zaman Jacob, sen ve Lucas Reem'in ruhu Bruce Waters'ı öldürmek için o otoparka gittiniz. - Nereye park ettin?
So tell me, Jacob, when you and the spirit of Lucas Reem went to that lot to kill Bruce Waters, where'd you park?
Henry'nin, Jacob Warren'dan aldığımız bıçakları incelemesi bitti.
Henry finished processing the knives that we got from Jacob Warren.
- Jacob.
- Jacob?
Jacob?
Jacob?
Hiç kimse zarar görmeyecek.
And Jacob?
- Jacob?
Jacob.
Dinle sadece dinle... hey, hayatında bir kez olsun sadece beni dinle sen bunu kabul edene kadar Lucille'le bunları geçmişte bırakamayacaksınız çünkü bu yaptığın şey, sen söylemesen de anneme, Lucille'den ve Jacob'dan daha çok önem verdiğini gösteriyor... gerçek bu.
Listen. Just list... hey. For once in your life, just listen to me.
Biliyorsun otuz yıl boyunca Jacob'ın yasını tuttu, bu neredeyse onu bitirmişti ve sonra bir süreliğine de olsa oğluna geri kavuştu... sadece bu adil görünmüyor muhtemelen kalbiydi... ani kalp krizi babası gibi muhtemelen hiçbir şey hissetmedi.
You know he spent 30 years grieving Jacob? It almost broke him. And then he gets his son back for a little while, only to...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]