Jacqueline traducir inglés
687 traducción paralela
Marguerite Moreno burada Jacqueline Delubac ile konuşmakta.
Marguerite Moreno, chatting here with Jacqueline Delubac.
Jacqueline.
Jacqueline.
- İyi günler Jacqueline.
- Good afternoon, Jacqueline.
Marie Jacqueline adında bir hizmetçi kız varmış.
There's a maid by the name of Marie Jacqueline.
- İyi akşamlar Rahibe Jacqueline.
- Bonsoir, Sister Jacqueline.
- İyi geceler Rahibe Jacqueline.
Good night, Sister Jacqueline.
- Başka akraban var mı, Mary? - Hayır, beni Jacqueline yetiştirdi.
Have you any other relatives, Mary?
Jacqueline'e bir şey mi oldu?
Has anything happened to Jacqueline?
Gördüğün gibi, Jacqueline'in yokluğunda bile La Sagesse ürünlerinde kaliteyi koruyoruz.
You see, we do keep up the quality of La Sagesse products in spite of Jacqueline's absence.
Jacqueline yokken nasıl idare ediyorsunuz?
With Jacqueline gone, how do you carry on the business?
Jacqueline sana bahsetmedi mi?
Didn't Jacqueline tell you?
Hatta eskisinden bile iyi.
Perhaps even better than Jacqueline.
Nerede bulabileceğime dair herhangi bir şey yok mu?
Anything that might give me some hint as to where I might find Jacqueline?
Bayan Jacqueline nasıl?
How's Miss Jacqueline?
Bayan Jacqueline sana deli olurdu.
Miss Jacqueline's so crazy about you.
Ben Bayan Jacqueline'i bir hafta kadar önce gördüm.
I saw Miss Jacqueline myself about a week ago.
İsmi Jacqueline Gibson.
Her name is Jacqueline Gibson.
Eğer dikkatinizi çektiyse, eminim o Jacqueline'dir.
Yes, if she made that much impression on you, I'm sure it was Jacqueline.
Danny, Jacqueline Gibson dosyasını verir misin?
Hey, Danny, get me the file on Jacqueline Gibson, will you?
İsminizi morgdan verdiler. Jacqueline hakkında araştırma yapmışsınız.
At the morgue, they told me a Mr. Gregory Ward had made inquiries about Jacqueline.
- Jacqueline'i tanıyor musunuz yani?
- Then you know who Jacqueline is?
Jacqueline'de unutulmayacak, heyecan verici bir şey var.
There's something exciting and unforgettable about Jacqueline.
Jacqueline'ı sevdiğim için onu tanıdığımı sanıyordum.
Because I loved Jacqueline, I thought I knew her.
Odasında asılmaya hazır bir darağacı gördüm.
I saw a hangman's noose that Jacqueline had hanging, waiting.
Ama Jacqueline yokken eğlenince, kendimi suçlu hissediyorum.
But I feel guilty. It doesn't seem right for me to enjoy myself with Jacqueline gone.
Jacqueline'i bulmayı hayatının amacı haline getiremezsin.
Look, you can't make looking for Jacqueline your life's work.
Eğer Jacqueline oradaysa, hiç fark etmez.
If she's in there, it won't make any difference about warrants.
Beni Jacqueline gönderdi.
I've come from Jacqueline.
Jacqueline'in nerede ve nasıl olduğunu bilmedikçe hiçbir ödeme yapmam.
Unless I know where Jacqueline is and how she is I'm not going to give you any money.
Size başka tehlikelerden de bahsedebilirim. Jacqueline'in akıl sağlığıyla ilgili tehlikeler.
Well, then I can tell you in addition to other dangers there's a danger of Jacqueline losing her sanity.
- Jacqueline nasıl?
Tell me, how is Jacqueline?
Ben onun psikiyatristiyim.
I'm Jacqueline's physician.
İşte Jacqueline böyle ihtişamlı bir yerde kalıyor.
It's amid marble splendors such as these that Jacqueline dwells.
- Jacqueline Gibson nerede?
Where's Jacqueline Gibson?
Ne istiyorsunuz ondan?
Why do you want Jacqueline?
Jacqueline benden bahsetti mi diye sormadım mı?
And I asked you if Jacqueline had ever spoken about me to you?
Jacqueline'in kocası olduğunu söyleyebilirdin.
You could have told me you were Jacqueline's husband.
Onu bulma sebebimiz değişti.
The reasons for finding Jacqueline changed.
Jacqueline Gibson nerede?
Where is Jacqueline Gibson?
O Jacqueline'in kardeşi.
That's Jacqueline's sister.
Siz Jacqueline'in kardeşi misiniz?
Are you Jacqueline's sister?
Belki de Jacqueline benden daha yalnızdır.
Perhaps Jacqueline is lonely for me.
Daha fazlasını bildiğimi de göreceksin. Jacqueline'i bulmam için bana güvenebilecek misin artık?
And now that I've shown you that I know that much, and can guess more will you trust me to look for Jacqueline?
Onu bulmanı istiyorum.
I want you to look for Jacqueline.
Ama Bayan Jacqueline başkaydı.
But there's only one Miss Jacqueline.
- Jacqueline'den haber var mı?
No news of Jacqueline? - I'm afraid not.
Jacqueline'i bulmak için uğraşmazdım.
I'd make no further attempt to find Jacqueline.
Jacqueline'i hatırlarlar.
They'll remember Jacqueline.
Elbette.
- That girl was looking for Jacqueline Gibson. Yeah, sure.
Jacqueline hep senden bahsederdi.
Jacqueline spoke about you often.
Jacqueline sizi almamı istedi.
Jacqueline sent me to bring you to her.