Jalapeño traducir inglés
198 traducción paralela
Om domarna kollar så gnuggar jag jalapeno i näsan så den rinner, behöver jag smörja upp bollen torkar jag näsan.
'Course, if the umps are watching me close, I just rub a little jalapeño inside my nose, get it running. Then if I need to load the ball up a little,
Jalapeño!
Jalapeños!
Hey, Kool-Aid, şu küçük "jalapeño" yu geri pantolonuna sok, ese.
Hey, Kool-Aid, put that little jalapeño back in your pants, ese.
Pardon, perde 3'te Tom Perry için bir kızarmış Deluxe Jalapeno getirdim.
Excuse me. I got a Deluxe Jalapeño, fried, for a Tom Perry in Curtain 3.
Bu kadar acılı yemek seni öldürebilir.
That jalapeño pork platter will kill you.
Süprüz, acı biber.
Surprise, jalapeño.
İçinde biraz jalapeño ve biraz da tabasco var.
There's a little bit of jalapeño and a little bit of Tabasco.
New mexico usulü doğranmış soğanlar, jalapeño çeşnisi.
Mesquite-grilled onions... jalapeño relish.
"Onu acı biberle beslemenin doğru olacağını düşünmüştüm."
I fed him a jalapeño because it seemed only natural that he would like them.
- Çünkü bunu acılı krema sosuyla yaptım. - Çocuklar bunu yemez.
Because I made it with a jalapeño-chipotle cream sauce.
- Bu yalnızca bir kez oldu. - Onlara acılı krema yedirmeye kalkıyorum. Ben Sevgili Anne'yim.
I make them eat jalapeño-chipotle cream sauce.
Şarküteride peynir ikramımız var.
I hope you'll take a trip by the deli today for a complimentary cube of jalapeño cheddar.
Bizi tavuk kanadı ve kızarmış jalapenoyla tanıştırdı. Bunun için sonsuza dek minnettar kalacağız.
She introduced us to Buffalo Wings and Jalapeño Poppers, and for that we will be eternally grateful.
O şey... bir jalapeño biberi.
That thing... is a jalapeño chili.
Çubukta jalapeño'yum
I am the jalapeño on the stick
- Bu bizim çubukta jalapeño'muz.
- That our jalapeño... on a stick
- José Jalapeño.
- José Jalapeño.
José "Yerde" Jalapeño olurdum.
I would be José Jalapeño... on the floor
Ben José Jalapeño
I am José Jalapeño
- Ve bu da José Jalapeño...
- And that's José Jalapeño...
İşte, çubukta José Jalapeño.
That's José Jalapeño on a stick UUUU
Et suyunda kızartılmış acı biberli mısır.
Roasted jalapeño maize kernels with demi-glace.
Kırmızı biber aromalı ördek alır mısınız?
duck rellenos with jalapeño relish?
Bir k ova sıcak su, ağız termometresi plastik eldiven, havlular, ayakkabı bağı ve biraz acı biber sosu.
I need a bucket of hot water, an oral thermometer latex gloves, towels, a shoestring and some jalapeño hot sauce.
Tabi. Acı biber sosu bunun için.
That's what the jalapeño hot sauce is for.
Bana Marilyn verdi, çünkü bu haftasonu kilisedeki yemek için mısırlı ve yeşil biberli kek yapacağım.
Marilyn gave it to me because I'm fixing a corn-and-jalapeno soufflé for the church supper this weekend.
Dağlılara jalapeno sosu servisi.
Hustlin'jalapeno dips to the appleseeds.
Hayatta "Top Notch" a gitmem, şimdi elimede bir "Jalapeno"
I swore I'd never go to a Top Notch.
- Burgeri ve yağlı patateslerle oturuyorum.
And I am sorting through jalapeno burgers and soggy fries. Take'em.
Bu küçük sevimli hanım da, Bayan Violet Sanchez de Jalapeno.
And this here, pretty little lady, is Miss Violet Sanchez de Jalapeno!
Jalapeno mu biberiye mi?
Jalapeno or rosemary?
Şu geminin kıçına biraz acı biber sürelim.
It's time to shove a jalapeno up this ship's tailpipe.
Şili soslu Meksika Jalepano fasulyesini, bir galon cin ile birlikte mideye indirdim.
I had the Mexican Jalapeno bean chile dip, and I washed it down with a gallon of gin.
En iyi Mozarella çubukları ve Jalapeno biberleri yapan bir yer buldum
I found this place that makes the greatest jalapeno poppers.
- Sen o salak jalapeo'nun genzini temizlediğini sanıyorsun, ama hayır! - Bu yetmez.
You'd think the jalapeno would clear up your sinuses, but no!
Jalapenolu Monterey Jack peyniri.
Monterey Jack with jalapeno.
Aawapuhi yağlı avokado çorbası, Awapuhili büyük ton balığı ve hint biberli sashimi.
Avocado soup with awapuhi oil, bluefin tuna with Awapuhi and jalapeno sashimi.
Bu sefer jalapeno da koyun. Kesilmiş olsun.
And put jalapeno in this time, sliced.
Dışarısı cehennem gibi yanıyor.
Lord! It is hotter than a jalapeno's coochie out there!
Biraz Jalapeno biberine ne dersin?
Ah, and how about a little jalapeno?
Baba bunun içinde yabanturpu, wasabi ve jalapeno biberi vardı.
Dad, that had horseradish, wasabi and jalapeno on it.
O ezikler aptalca bir karşılama görüntüsünü izlemek yerine meze siparişi verecekler.
The losers'll be too busy ordering jalapeno poppers to watch some stupid welcome video.
Peki ya Çubukta meksika bireri Jose?
So what is Jose Jalapeno on a Stick?
Ve karşınız da, Jose, Meksika biberi!
And here he is, Jose Jalapeno on a Stick!
... diğer'b'- görmeden değişmiş - Bildiğimiz biber, beber'e dönüşmüş.
And I didn't see the... over the'n'which changes jalapeno into jalapeno.
- Sen bir biberisin.
- You're a jalapeno.
- Sen bir Meksika biberisin.
- You're a Mexican jalapeno.
Peki yasal bir meksika biberi misin?
Are you a legal Mexican Jalapeno?
- Sadece biber.
- It's just a jalapeno.
Bari en azından safran kaplı mısırla yanında acı biberli ballı tereyağı olduğunu söyleyin.
And I hope you have the saffron corn with jalapeno honey buter.
Kayısı, pastırma ve biraz biber reçelli kimyonlu mısır ekmeği. Küçük zeytinli ekmeklerin üstünde sığır filetosu. Ve tatlı patatesli ekmek, yanında domuz fileto ve biraz elmalı sos.
I've got a walnut rugelach gorgonzola crostini, a little caraway cornbread with apricots, bacon, and a little jalapeno jam, beef tenderloin chiffonade in little focaccia rounds, and, oh, sweet potato biscuits with pork tenderloin and a little apple chutney.