Jinx traducir inglés
801 traducción paralela
Kim, Bayan Diana mı? Evet ama... O uğursuz onu kaybetmek istemedi.
Yes, but, uh... jinx didn't want to lose her, so edna would've been glad enough to see her go.
Benim uğursuz günüm.
- It's Saturday. It's my jinx.
- Jinx.
- Jinx.
Hadi bakalım Jinx!
Come on, Jinx!
Merhaba Jinx.
Hello, Jinx.
Hay lanet, kimin boğulduğunu bilmek için çok şey verirdim.
By jinx, I'd give heaps to know who's drowned.
Son adamı mezara gömdü.
She's a jinx. She put her last guy 6 foot under.
O halde bunu yapmasam iyi olur, Jinx.
Then I'll be very careful not to, Jinx.
Evet, artık elimizde bir ipucu var, Jinx.
Well, now we have a clue, Jinx.
Yardımların için sağ ol, Jinx.
Thanks for helping us, Jinx.
- Merhaba, Jinx.
- Hello, Jinx.
Ya alın yazısı, ya kaderdi ya büyüydü ya da ne derseniz oydu. Fakat en başından beri buydu.
It was in the cards or it was fate or a jinx or whatever you want to call it, but right from the start...
Üstünde uğursuzluk olan bir ekip hep vardır.
There's always some outfit picks up a jinx.
Buraya beni hasta etmeye mi geldiniz?
Did you come here to jinx me?
Gerçi yazdığın şu yazıdan sonra adamların bazısı çalışmaya isteksiz.
Although some of the men don't want to work on account of that jinx you wrote about.
Bay Uğursuz, bu sensin.
Joe Jinx, that's you.
O kadar aşık ki sana, ona uğursuzluk getiriyorsun.
She's so stuck on you that you jinx her.
- Bu uğursuzluk.
- It's a jinx, that's what it is.
- Böyle uğursuz laflar etme.
Godmother, don't jinx us!
Bana uğursuzluk getiriyor.
She put the jinx on me.
Kadınlar sana gerçekten uğursuz geliyor, Campbell.
Women sure jinx you, Campbell.
Ben kötü talihliyim.
I'm a jinx.
Sanırım bu kez Warren'ın kötü talihi değişti.
I think this time Warren's jinx is broken.
Altıncı delikte büyü var.
That sixth hole is a jinx
Uğursuz bir iş bu.
The contract's a jinx.
Bu uğursuz işi yapmam için zorlayamazsın.
You can't force me to work against a jinx.
Bir uğursuzlukla çalışamazsın.
You can't work against a jinx.
Böyle uğursuz bir işi yapmam. Hepsi bu kadar.
Look, I won't work against the jinx, and that's it.
Bize uğursuzluk mu bulaştırmaya çalışıyorsun?
- Trying to jinx us all?
Gergedan işinde bir uğursuzluk olduğunu düşünmeye başladım.
I'm beginning to think we got the jinx on us about rhino.
- Uğursuzluğa hala inanıyor musun?
- You still believe in that jinx?
- Uğursuzluk da bitti.
- That's the end of your jinx.
Uğursuzluk bitti.
This breaks the jinx.
Bu kadın kötü şans getiriyor!
She's a jinx. Worse than a rattlesnake.
Uğursuzluk getirme. Daha üçüncüyü kazanmadım.
Don't jinx me, I haven't won the third one yet.
Uğursuzun teki!
It's a jinx!
Şansını zorlama, Bay Lombard.
- Don't jinx it, Mr. Lombard.
Sus lan, şom ağızlı!
Shut up, you jinx! Come on!
Kes sesini, ihtiyar bunak.
Be quiet, you old jinx!
Ne tür bir lanet onlara sirki terkettirmiş olabilir ki?
What kind of a jinx would make them leave the circus?
Söylesenize, şu'lanet'de nereden çıktı?
Tell me, what is this jinx anyway?
Bu adada bir uğursuzluk var sanıyorlar.
These Orientals think there's a jinx on this place.
- Sen lanetlisin.
- You've got to be some kind of jinx.
Senin gibi bir cenabet yanımdayken nasıl kazanacağım ki?
How am I supposed to win with a jinx like you next to me?
Apollo, ilk maçta rakibinin solak olmasına kurban gittiğin söyleniyor.
Apollo, a lot of people say that you lost the first fight, a victim of the southpaw jinx.
Saçmalık!
Southpaw jinx nothing!
- İyiyim Jinx.
- I'm fine, Jinks. - Are you sure?
- Ben iyiyim Jinx.
I'm fine, Jinks.
Sen profesyonel bir lanetsin.
You're a professional jinx.
- Uğursuz?
- Jinx?
O uğursuz biri.
Do you see she's a jinx.