English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ J ] / Jump

Jump traducir inglés

18,050 traducción paralela
Hikayesini kurgulaması için iki günü vardı. Bu sırada Edgar'la ikimiz bankada çıkarılan zorluklarla uğraşıyorduk.
She's had two days to get her story straight while Edgar and I jump through hoops on the bank.
Tekrar zaman yolcuğu yapmak yerimizi açık eder.
Another temporal jump would risk revealing our position.
Tamirler biter bitmez yolculuğu gerçekleştirebileceğiz Profesör Boardman iyileştiği zaman elbet.
We can make the jump once the repairs are done, if and when Professor Boardman stabilizes.
Buraya kadar çocuklarla yüzmeye mi geldiniz?
Came all of the way down here just to jump in and swim with the kiddies, huh?
Şu an geri dönmek istersen önünde hiçbir engel olmayacak.
You know, there are no hoops to jump through, if you wanna come back right now.
Gizli bir karışım olduğundan eminim, o yüzden sonuçlara varmamanı öneririm.
I'm sure it's a very subtle mix, so don't jump to any judgments.
uzak dur eğer üstüme gelmeye devam edersen atlayacağım ölmek mi istiyorsun
Stay away! I'll jump off if you keep pushing me Wanna die?
George Burness atlamış.
George Burness made the jump.
Bu yükseklikten atlayınca, su betona dönüşür.
You make that jump from this height, that water turns into cement.
- Atla. Yoksa Dişsiz dişçiye biraz erken gider.
- Jump... or Toothless here gets an early trip to the dentist.
- Atla!
- Jump!
Mecburuz, atlamamız lazım.
We've got no choice, we have to jump.
İşe hemen başlıyor ve seni işin dışında tutuyorum.
I'll jump right in, keep your involvement entre nous.
Toplantıya girmek üzereyim, ne var?
I'm about to jump into a meeting, what's up?
- Derin bir soluk alıp atla.
Take a deep breath and jump.
Uçurumdan atlayıp tüm bunlara bir çırpıda son versen olmaz mı?
What if you just jump off a cliff and end it once and for all?
Bütün bir şarkı boyunca seni döverler. Değil mi?
They beat you for a whole song to jump you in.
Merak etme, oltadan çabuk kurtulurum.
Don't worry, I'll jump off the hook quickly.
Yeniden bir ilişkiye girmeye hazır değilim.
I am not ready to jump back into something.
Bebeğim, bunu açmam lazım.
Babe, got to jump on this.
Pat diye atlayabiliriz. Konuşmak seni açmıyorsa.
We can just jump right in, if the talking is throwing you.
Dümdüz ileri zıpla.
Straight towards the jump.
Devam et, zıpla.
Go ahead and jump.
Svante zıplamayı reddetti.
Svante refused to jump...
Ben endişlenirsem Svante de endişelenir ve zıplamaz.
If I get nervous, Svante gets nervous and won't jump.
Devam et, zıplamaya doğru.
Go ahead, towards the jump.
İyi bir çocuk ol ve hepsinden atla.Tamam mı?
Be a good boy and jump all of them, okay?
Zıplamak ister misin?
Hey, boy. You want to go jump?
Gerçek şu ki Bay Irving,... bir anda konuya atlıyorsunuz,... bariz sonuca ulaşmamak için de aklınıza gelen her saçmalığı söylüyorsunuz.
The truth is, as usual, Mr. Irving, you jump in off the board spouting whatever rubbish comes into your head in order to avoid the obvious conclusion.
Yüksek atlama yapacağım dediğini hatırlıyor musun?
Remember you said you'd do a high jump?
Hiç kimsenin sandığın içine atlamana ihtiyacı yoktu.
No one need you jump into that chest.
- Zıplayarak.
- Jump.
- Zıplamak?
- Jump?
- Bu, zıplama tozu.
- There's another jump powder.
- Nasıl zıplayım?
Now jump. - Jump how?
- Zıpla!
- Jump!
Atlarsan % 15'i geri istiyorum.
If you jump, I want the 15 % back.
Burada araya gireceğim, Jane.
Have to jump in there, jane,
Cameron'ın başına gelenler korkunç ancak acele etmeme konusunda çok dikkatli olmalıyız.
What happened to cameron is a tragedy, But we must be very careful not to jump the gun here.
Cameron Wells'in başına gelenler gerçekten çok üzücü ancak bu yargıya varamayız.
What happened to cameron wells is truly regrettable, But we can't jump to conclusions.
Zıplayarak atacaksın.
Shoot a jump shot.
İnsanlar gittikten sonra havuza atlıyorum.
I jump in after the people leave.
Yatağa çıkıyorum ve pantolonuma atlıyorum.
I stand on my bed and jump right into them.
Şu Wendy Williams'la işin bitince oyuna gel de kafana sıkayım!
Yo, when you done with Wendy Williams over there, jump on this game so I can shoot you in the face!
Sidney, evde tepinmeyin.
Sidney, don't jump in the house.
İnsanların üzerinden atlar.
He can jump over people.
O atladı mı?
Did she jump?
Hemen varsayımlarda bulunmayalım.
Let's not jump to any conclusions.
O adamı helikopterden atlarken görmek kolay şey olmasa gerek.
It can't have been easy seeing that man jump from the helicopter
Helikopterden atladı mı, yoksa itildi mi?
Did he jump from the helicopter, or was he pushed?
- Başla bakalım.
Jump in.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]