Juniper traducir inglés
208 traducción paralela
Ardıç ağacından mı olsun? Pahalı gelirse ne yaparız?
Juniper wood is quite expensive, so what about Paulowniawood...?
Şu ayı onları meşelikleri geçerken yakalamıştı göl boyunca, çalılıklara kadar Juniper Creek'in sağ tarafında kalıp, ondan kaçarak kurtuldular.
That bear took them across the scrub along the ponds, through the thicket right to Juniper Creek, where they caught up with him.
Juniper Creek'in sınırında, arka ayaklarının üzerinde dikildi.
There he was, at the edge of Juniper Creek, raring up on his hindlegs.
- Babası kim?
Juniper.
- Juniper. Hayatımda öyle bezgin köpek görmedim!
Never saw such a disgusted dog!
Canını sıkmış.
How do you know it was Juniper?
Juniper olduğunu nereden biliyorsun? Köpek bey ne zaman bir şey yapsa inkar eder.
Always tell when Mr Dog did something he shouldn't.
Ardıç meyvesi toplamam gerekiyor.
I have work to pick juniper berries.
Jupiter Eyewash Şirketi T reklamı için 5000 dolar teklif ediyor.
Juniper Eyewash Company offering $ 5,000 to appear on their program.
- Jupiter ne?
- Juniper what?
Ardıç dallarından yaptım.
Made it out of juniper boughs.
Bu toprakta inatçı ardıç ağacı bile başını kaldırmayı reddeder.
Why, even a stubborn juniper refuses to lift its head in this soil.
- Portakal ve ardıç sosuyla birlikte.
With an orange and juniper sauce.
Bu, ardıç ağacı.
This is juniper wood.
10 düzine yarı vahşi tavuk.. .. tahıl ve ardıç ile beslenmiş.
Ten dozen semi-wild guinea hens... fed on grain and juniper.
Gözden ırak bir adacıkta ardıç ağacı kırmızıya döner...
On a secluded islet, the juniper turns red...
Ardıç.
Juniper twigs.
Ardıç.
Juniper twigs!
Ve alacakaranlıkta bir ardıç çalılığı gördüğünde koşarak insan olup olmadığına bakar, çok az kaldılar.
And when he sees a juniper bush in the twilight he runs to see if it isn't a human being, there are so few left.
Ya şuradaki ardıç ağacında?
What about the juniper bushes over there?
Ağaç, ardıç dutları doğurdu!
They brought forth juniper berries!
Tabii ardıç dutu doğuracak, o ardıç ağacı.
Of course they brought forth juniper berries, they're juniper bushes.
Ardıç ağacı mucizesi yetmez mi?
Is not the miracle of the juniper bushes enough?
- O benim ardıç ağacım.
- I say, those are my juniper bushes.
Onlara ardıç dutlarımı yemelerini söyledin.
You told these people to eat my juniper berries.
Ayağımı kırdın, sessizlik yeminimi bozdun ve şimdi de ardıç dutlarımı yürütüyorsun!
You break my bloody foot, you break my vow of silence and then you try and clean up on my juniper bushes!
Vaktiyle, Aziz Juniper şöyle demişti : " Onu neslinden tanıyacaksınız,
St Juniper once said, " By his loins shall ye know him,
Böylelikle, Juniper'in görevlerini ifa etmiş bulunmaktayım!
I have discharged the duties of Juniper!
Juniper caddesindeki o kulüpte çaldın mı hiç?
you used to play that club on juniper street?
Kulüp Juniper.
club juniper.
Şansı yoktu. Onu görmek istersen Juniper Hills'te.
No such luck, you want to see him and Bowers.
Mahkemede bütün o çocukları öldürdüğünü itiraf ettiğinden beri.
You'll find them up at the Juniper Hills. Ever since the trial when he confessed to all the murders of all the children.
- Juniper...
- Juniper...
Juniper Pearl'ın çizelgesi, lütfen.
Juniper Pearl's chart, please.
yeşil nane, ardıç ve biberiye serinletici etkiyi ;
green mint, juniper and rosemary, cooling effect ;
Orkide, limon, adaçayı ve ardıç ile "Complexe d'Huiles Essentielles Amincissantes" oluşturmak için....... portakal yaprağı, papatya, verbena ile Complexe Relaxant karıştırılır.
"Orchidée" mixes lemon, sage and juniper for their "Complexe d'Huiles Essentielles Amincissantes", and orange leaf, camomile and verbena for their Complexe Relaxant.
- Bu ardıç mı?
That's juniper, right?
Günün spesiyali, ardıç sirkesinde marine edilmiş domuz budu
The special today is a pig's foot marinated in juniper berry vinegar,
Özel, tıpkı bir Arizona gündoğumu veya çiylerle kaplı bir ardıç gibi.
Special, like an Arizona sunrise or a Juniper wet with dew.
Aslında, "geneva" kelimesi - - küçük "g" - - genievre'nin bozulmuşudur, bu da tabi ki Fransızca da "juniper"
Actually, the word "geneva"... small "g"... is a corruption of genievre, which of course is French for "juniper"
Marine etmek için üç ardıç duttan fazla koyarsan biraz ağır olur.
If you... put more than three juniper berries in the marinade, it would be overwhelming.
Seabiscuit günün büyük bir kısmını uyuyarak, ardıç ağacının dalları altında kıvrılarak ve keyif yaparak geçirdi.
Seabiscuit took to sleeping for huge chunks of the day and enjoyed lolling for hours under the boughs of the juniper trees.
Telfair ve Juniper'in kuzeybatı köşesine 5 milyon dolar getir. Saat 04 : 00'te.
"to the northwest corner of Telfair and Juniper, 4 : 00 a.m."
Verdiği saat geçer. Mektupta Telfair ve Juniper'in köşesi, yazıyordu.
Now, the letter said corner of Telfair and Juniper.
Sugar Cube Kulübü.
The old Sugar Cube Lounge on Juniper.
Başka bir kulüp yandı.
A club on Juniper just went up in flames.
Fırınlarda yanan ardıç ve sedirler, Tanrılara ulaşsın diye duman çıkartıyor. ... ve dua tekerlekleri, dönerek dünyaya iyi düşünceler aşılıyorlar.
0vens burning juniper and cedar make smoke trails up to the gods and prayer wheels send good thoughts spinning out into the world.
Sizce Juniper, bu bilimsel mi? Burası bir laboratuvar mı?
It seemed to you, did it not, brother Juniper, that it was high time for theology to take its place among the exact sciences?
Ve bu Juniper'in ilk deneyi de değildi.
And this was not the first time that brother Juniper had resorted to experiment.
ardıç dalı! "
Juniper twigs!
Ardıç meyvesinden olsa gerek.
That is the juniper berries.