Juno traducir inglés
248 traducción paralela
Peki ya Juni Manse?
Or Juno Manse?
İngiliz ve Kanadalılar Sword, Gold ve Juno'da düzenli ilerliyor.
British and Canadians advancing steadily from Sword, gold, and Juno.
Juno nerede?
Where's Juno?
Ortada Jüpiter ve Juno...
In the center, Jove and Juno,
Batıdan doğuya doğru, Utah ve Omaha sahillerine Amerikalılar Gold, Juno ve Sword sahillerine de Britanyalı ve Kanadalı askerler çıkacaktı.
From west to east, Utah and Omaha waited for the Americans. Gold, Juno and Sword for the British and Canadians.
Juno sahilinde Kanadalılar, ağır zayiat vermelerine karşın ilerledi.
On Juno, the Canadians suftered heavy losses but advanced.
Bize bak Jüpiter ve Juno gibiyiz. Giulio Romano nun "Tanrıların aşkı". kitabındaki gibi.
We Look Like Jupiter and Juno... in Giulio Romano's "The Loves of the Gods".
Ben her zaman Jüpiteri sakallı biri olarak hayal ederdim. ve Juno yuda çok şişman.
I always imagined Jupiter with a beard and Juno much fatter.
Titan'a gittim, Juno'ya gittim.
( RAP BEAT ) I've been to Titan, I've been to juno.
Dünyadaki o evde 125 yıl geçireceksiniz. Bu süre boyunca Juno'dan sadece üç kere birinci sınıf D-90 rica hakkınız var.
You spend 125 years on earth in that house during which you get only three class-one D-90 intercessions with Juno.
- Siz bizim danışmanımız Juno musunuz?
- Are you Juno, our caseworker?
Onlar ki, karada ve denizde çetin savaşlara girmiş ve zalim Hera'nın acımasız gazabıyla lanetlenmişti.
".. much buffeted he, on flood and field, by constraint of heaven... "and Juno's unslumbering wrath."
- Juno Skinner.
- Juno Skinner.
"Juno Skinner, sanat eserleri ve antika satıcısı... İran konusunda uzman."
"Juno Skinner, arts and antiquities dealer... specializing in ancient Persia."
Halit, Juno Skinner'e 2 milyon dolarlık bir ödeme yapmış.
There's a $ 2 million disbursement from Khaled to Juno Skinner.
Juno'nun tüm nakliye acentelerini ve müşterilerini dinletiyorum.
I set them up on all ofJuno's shipping agents and her clients.
Vesta ve Juno, avcı gemilerini yollayın ve mevki alın.
Vesta and Juno, launch fighters and assume point.
Juna ve Nemesis'e ait Cengâverler yaklaşıyorlar ama çatışmaya girmediler.
Juno, Nemesis and the Furies are advancing but have not yet engaged.
- Üçü. Juno geri çekiliyor.
Juno is withdrawing from battle.
İngilizler burada karaya çıkarak Juno'yu...
Now, the Brits land here and share Juno...
- Juno-Spears.
- Juno-Spears.
Juno-Spears, tımarhane değil.
If you saw Juno-Spears, you'd see it's not a cuckoo's nest.
Juno-Spears Merkezi'ne girmek, SoHo House'a girmekten zordu.
Apparently, the Juno-Spears Center was harder than the Soho House to get into.
Burası New Yorklu'lara zorunlu olmalı diye düşünmeye başladım Hamptons ya da Fire lsland gibi.
I started to think maybe the Juno-Spears Center... should be mandatory for New Yorkers. Like the Hamptons or Fire Island.
Şimdilik sadece o, ama Juno, Sword ve Gold'u geçmiş Utah ve Omaha'ya göndermiş.
So far, just a one-shot affair, but he bypassed Juno, Sword and Gold and sent them directly to Utah and Omaha.
Ama Juno'daki bir onbaşı, Utah'taki bir er sonucu onlar etkileyecek, ben değil.
But a corporal on Juno, a private on Utah they're the ones who will affect the outcome, not me.
Kurtarıcı kuvvetlerimiz, kulakları sağır eden bir kükreme misali, sahili başlarına yıkmaya gidiyor.
Gold and Juno, British and Canadian. And Sword Beach, where the teenage conscripts from the Kings Shropshire Light Infantry are waiting for their turn to land.
Ama bunu Juno'ya ben söyleyemem.
But I'm not gonna be the one to tell Juno.
Juno! Harika görünüyorsun.
You look fantastic!
Juno'nun protezi.
Juno's protà © gà ©.
- Juno onu çiğ çiğ yer diye düşünmüştüm.
- Really? I thought Juno would eat her young.
Juno beraber tırmanırken ki resminizi gösterdi bana.
Juno showed me a photo of when you used to climb together.
Ben de Juno gibi kızlara takılıyorum..
I'm a sports fuck like Juno.
Juno doğru yolda olduğumuzdan emin misin?
Juno, are you sure we're going the right way?
- Juno, daha gelmedik mi?
- Juno, are we there yet?
Juno, ara vermeyeceğim.
Juno, I won't break.
Meraklanma, Juno.
Don't worry, Juno.
Bu doğru değil mi, Juno?
Isn't that right, Juno?
Juno, değil mi?
Juno, that's right, isn't it?
Tanrı aşkına, Juno.
For Christ's sakes, Juno!
... ki zaten burası Boreham mağaraları da değil, ne dersin, Juno?
And this isn't Boreham Caverns, is it, Juno?
Juno, yok bir şey.
Juno, it's okay.
- Juno, şu fişeklerden birini yaksana.
- Juno, light up one of your flares.
- Juno, bana destek yapabileceğim birşey bul.
- Juno, find something to make me a splint.
Juno, baltalardan birini kullan.
Juno, use one of the ice axes.
Juno, burada yardımına ihtiyacım var
Juno, I'm gonna need your help here.
Juno, fişek! At onu!
Juno, the flare, get rid of it.
Bu juno.
It's Juno.
Juno'nun bana seslendiğini duydum.
I heard Juno calling me.
- Danışmanınız Juno'yla.
- For Juno, your caseworker.
Herkül : Kaptan Trevor Hall. Juno :
The Heracles, under Capt. Trevor Hall, the Juno, under Capt. James Mandala the Pollux, Capt. Elizabeth Morganstern, the Nemesis, Capt. Yoshi Kawagawa the Vesta, Capt. Edward MacDougan, and the Furies, Capt. Stephanie Eckland.