Kafam traducir inglés
16,542 traducción paralela
Önceki olaylardan dolayı kafam bulanıktı biraz galiba.
My mind was clouded, I guess, by... Past events. The loss of your baby?
Kafam sanki dünya alem birbirine girmiş gibi dönüyor.
Oh, my poor head's banging like heaven and earth come crashing into each other.
Biriniz baksanıza, kafam yerinden kopmuş mu?
Oh, somebody look, see the top of my head ain't come off.
Kafamı boşaltmam gerekiyordu.
Needed to clear my head.
Kafamı toparlayamıyorum.
I ain't thinking straight.
Beni ortadan kaybolmakla suçladı. 15 yaşında olduğunu ve doğal olarak kaltak gibi davrandığını biliyorum ama kafamı gerçekten allak bullak etti.
She accused me of ghosting him, and I get that she's 15 and by definition that makes her a bitch, but it's, like, really fucking with me.
- Kafamı sikiyor ya o konu benim.
Ah, that shit fucks with me, man.
- Kafamı çevirdiğim an sevgilime yapışıyorsun!
- I turn my back and you take my woman!
- Şu haline bir bak kafamı çevirdiğim an kendine uygun bir kavga çıkartmışsın.
- Look at you! I let you out of my sight just once and you go get in a proper fight. Are you all right, though?
Yardım etmekten nefret ediyorum ama babam uyanana kadar kafamın dağılması lazım.
I hate to be helpful, but I could use the distraction while we're waiting for Dad to wake up.
Kafamın içinden çıkın ve asla dönmeyin.
Get out of my head and don't come back.
Çekip gidebiliriz. Kafamızı dinleriz. Kitap okuruz.
We could disappear... settle down... read books.
Affedersiniz ama kafam karıştı.
I'm sorry.
Affedersiniz Bay Riley, bazı detaylarla ilgili kafam karıştı.
I'm a little foggy on some of the details...
Sonra bu ufak, korkunç parçam yine kafamı kurcalıyor. "Ya o benim hayatımın aşkıysa?"
But then that terrible, tiny, little piece of me just keeps asking, "What if... he's the love of my life?"
Dürüst olmam gerekirse şu an biraz kafam karıştı.
Honestly, I'm... I'm a little confused right now.
Sana Oscar kazandıracak olsa kafamı götüne sokup ağzını kukla gibi oynatırdım.
Honey, I would shove my hand up your ass and control your mouth like a Muppet if it would win you an Oscar.
Kafamı sanki mengeneyle sıkmışlar.
My head feels like it's in a vise.
Hesaplamalar, kafamı toplamama yardımcı oluyor.
Calculations are, uh, helping me collect my thoughts.
Dizlerimizin üstünde, kafamızda silah bizi birer birer indiriyorlar.
We are on our knees with guns to our heads, and they are picking us off one by one.
Anlamadığım bir espri yaptığını sandım, onlara genelde numaradan gülerim gerçekten kafam karıştı.
I thought you made some joke I don't get, so I usually just fake laugh at those, but, really, I'm confused.
Biliyorsun, yıllar boyunca çok ihtişamlı düşmanlar kazandık, kardeşim ama eğer bizden bağlarını koparırlarsa o zaman hepsi kafamızı almak için gelirler.
You know, we have made many glorious enemies over the years, brother, but if they sever their link to us, then they will all come for our heads.
Mikaelsonlar'ı 1000 yıldır tanıyorum ama siz, Freya, çok tutarsızsınız ve kafam ister istemez karışıyor.
See, I've known the Mikaelsons for 1,000 years, but you, Freya, are a new variable and I can't help but find myself intrigued.
Kafam iyiydi biraz.
A little.
Kafamın içinde beyin yerine İsviçre peyniri taşıyorum.
I got Swiss cheese inside of my skull instead of a brain!
- Şu an kafam çok karıştı.
Delilah : I'm really confused right now.
Kafamızı kurcalayan her detayı birbirimize söylemiyoruz.
We don't tell each other every little detail that's rattling around in our brains.
Tekrar kafamı mı keseceksin?
Chop my head off again?
Bak, Alberto, son zamanlarda kafam çok meşgul, biraz tuhafım.
Look, Alberto, I've got a lot of stuff in my mind, lately, I'm weird, that's it.
Aldırmayın, kafamızı karıştırmaya çalışacak.
Guys! Don't pay attention to it, it will try to confuse people,
Kafam karıştı.
I was perplexed.
Kafam karıştı.
I'm confused.
Kafam karıştı.
I... I'm confused.
Bak, genel olarak kafamın dışında varsayılabilirim yani bunun pek bir anlamı olmayabilir ama bu hayatımda duyduğum en saçma, en kaçıkça şey olabilir.
Look, I might generally be considered out of my skull, so this might not mean much, but this could be the craziest, most batshit thing I've ever heard in my life.
- Kusura bakma kafam dolu.
Well, sorry, I got a lot on my mind.
Bir saat falan kafamı dağıttım.
It was a good hour of distraction.
Kafam karıştı da.
Because it's very confusing.
Dan. Biliyorum, konuşmak istedim ama... - Kafam...
Dan, I know I wanted to talk, but, um... my mind, it's just...
Kafam bir milyon!
I'm so wasted.
O zaman kafamı karıştırmayı kes!
Stop mind fucking me then!
Kafamı düzeltmem lazım.
Save me the trip.
Ne zaman kafam karışsa ya da şaşkına dönsem ofisinize geldiğimde bir şekilde fark ediyorsunuz.
Whenever I'm confused or overwhelmed, I come in your office and you somehow sense it.
Kafam karıştı.
- Hey, so, I'm confused.
Gördüğü gibi kafamın iyi olduğunu anlar.
He's gonna know I'm high the second he sees me.
Sanki kafamın içinde gibi.
It's like he's in my head.
En kötü olan da genelde kafamın içinde yaşadığım hapishane. Bir sürü insanın olduğu konuşup, konuşup, konuşup gerçeğin ne olduğuna karar veremedikleri.
Then, I have the worst one... the prison where I'm usually living in, and there's all these people, right, and they're talkin and talkin'and talkin'.
Kafamın içine çok ağır bir şey konulmuş gibi.
Oh, it feels like a huge weight off my brain.
Kafamın içindeydiler!
They were in my head!
Bir dakika anne, kafamızın güzel olduğunu nereden anlayacağız?
Wait, wait, but Mom, wait, how do we know if we're high?
Hiç kafam güzelmiş gibi gelmiyor.
- Mm-hmm. - Because I don't feel high.
Kafam iyi değil.
I'm not high.