Kalamazsın traducir inglés
1,836 traducción paralela
Kalamazsın. Güvenli ya da olmaması umurumda değil.
I don't care if it's not safe here.
Kalbin orada değilse, kalamazsın.
If your heart's not in it, you can't stay.
Hey, burada kalamazsın.
Well, you can't stayhere.
Bu şekilde ayakta kalamazsın.
You can't stand in the way of that.
Yeter, burada kalamazsın.
Enough. You can not stay here.
Öylece hareketsiz kalamazsın.
You can't be standing still.
Burada kalamazsın.
You can't stay here.
Kontrolünüzü kaybederseniz asla hayatta kalamazsınız, bay Fox.
You'll never survive if you lose control, Mr. Fox.
Geç kalamazsın.
- You can't afford to be late.
Burada kalamazsın Jerry.
You can't stay here, Jerry.
Sen bir yangınsın, ve biliyorsunki kuru bir yer bulamazsan, Sağ kalamazsın..
You're the fire, and you know that if you don't find someplace dry, you're not gonna survive.
Umrumda değil, başka bir yere git, Burada kalamazsın.
I don't care, go somewhere else, you can't stay here.
Konserlerin var ve televizyona çıkacaksın, hamile kalamazsın.
- You got concert dates and TV appearances. You can't keep the baby.
.. bir fırsat olarak düşün bunu, kızın yanında da bu şekilde suskun kalamazsın.. başka yolu yok.
I mean, look, I just think there should be an agreement, you know, some sort of conversation between the two parties,'cause until then you should have the opportunity to entertain other options.
Patronla randevuna geç kalamazsın, hayatım.
You can't be late for the boss, baby.
- Öğle yemeğine de mi kalamazsınız
- Can't even stay forlunch?
Burada kalamazsın!
You can't stay here!
Hep evde kalamazsın, kafayı üşütürsün.
Let's go for a walk, You can't always stay at home.
Hayır, Otelde kalamazsın, bak...
No, you can't stay at a hotel. Look.
Ama şu an burada kalamazsınız.
So y'all gonna stay with me now.
İstesem de kalamazsınız.
Y'all gonna stay with me now. Okay?
Sonsuza kadar erkeklerden uzak kalamazsın, değil mi?
You can't kick forever, can you?
Bizimle kalamazsın.
You can't stay with us.
Gruba girmezsen amigo takımında kalamazsın mı diyorsun yani?
So you're saying if I'm not a part of your clique, I'm off the squad?
Kıyamette yalnız başınıza hayatta kalamazsınız. Bunun için arkadaşlıklar kurun, işleri birlikte yapın.
You cannot survive the apocalypse alone, so you make friendships, perform tasks together.
Günün 24 saati ışıklar altında kalarak yaratıcı kalamazsınız.
You can't live 24 hours a day in the spotlight and remain creative.
Kalamazsınız Profesör.
You can't stay, Professor.
Ama burada kalamazsın.
But you can't stay here.
Burada kalamazsın.
- You can't stay here.
Bensiz hayatta kalamazsın.
You can't survive if I'm not here.
Burada kalamazsınız.
You're not gonna be able to stay.
Aç kalamazsın.
You can't let yourself starve.
Öyle bir yerde kalamazsın.
You can't stay in a place like that
Burada kalamazsın.
You cannot stay in here.
Bana sonsuza dek kızgın kalamazsın.
You look stupid.
Lis, çeneni kapamazsan burada kalamazsın.
Lis, you can't stay here if you're gonna keep talking.
Ama sen burda kalamazsın
BUT YOU CAN'T STAY HERE.
Kalamazsın
YOU JUST CAN'T.
# Fakat bütün bir yıl uzak kalamazsın. #
But you can't stay away for one whole year.
- Geç kalamazsın sanırım.
- It must be date night.
Seninle gitmemeye karar verirsem... Benimle burada kalamazsın.
if I were to decide not to go... you can't stay here with me.
- Ve burada kalamazsın, Meredith.
- And you can't stay here, Meredith.
Git burdan, bizimle kalamazsın.
Go away! You have no right!
Bütün gece uyanık kalamazsın, çok çalıştığın için yorgunsun.
You work too hard to be able to stay up all night.
Dillon'da kalamazsın.
You can't stay in Dillon.
Hani doktor hamile kalamazsın demişti?
I THOUGHT THE DOCTOR SAID YOU COULDN'T GET PREGNANT.
Hayır, muhtemelen kalamazsın dedi.
NO, SHE SAID WE PROBABLY COULDN'T.
Bu yalan dünyada büyük bir adamın desteğini almadan hayatta kalamazsın.
You never will survive long in this slippery world without the support of a great man.
Sen sadık kalamazsın Charles, her zaman böyleydin.
You're incapable of fidelity, Charles. You always have been.
Bu bilgiyi size vemem gerekiyor, Kesinle serbest kalamazsın... Sanık olduğun suçun doğası gereği, mahkemenin tayin ettiği yerde kalacaksın.
I must inform you you cannot be released... due to the nature of the crime you're accused of, and that you are to remain at the Court's disposal.
Burada kalamazsınız.
You can't stay here. Two guys and three girls, that's to many!