Kalp traducir inglés
20,066 traducción paralela
Kalp atışlarım düzensiz. Ne yapacağım?
My heart's beating erratically.
"Oppa, güçlü ol." Kalp mi?
Oppa, stay strong.
Seni özledim. "Seni özledim." Ve kalp mi?
I miss you, oppa.
Kalp atışları da normal.
His cardiac rhythms are normal, too.
O adam kalp çalma konusunda ustadır.
He is someone who is clever at stealing hearts.
Benim kalp atışımı durdurdu.
He stopped my heart.
Başka bir kalp içi epi gerekiyor.
She needs another round of intracardiac epi.
Kalp masajına başlayamadım çünkü basınç da yapmam gerekiyordu.
I couldn't start CPR because I had to hold pressure, too.
Yardım geldiğinde kalp masajına başladım sonra da onu merkeze götürdük.
When help arrived, I started CPR, and then we got him to center stage.
Daha erken gelecektim ama önümdeki adam hafif bir kalp krizi geçirdi.
I would've been back sooner, but the guy in front of me in line had a mild heart attack.
- Bak Ali. Biliyorum dünya, doğal olarak etrafında dönüyor ama onun kalp krizine basın toplantının neden olmadığına oldukça eminim.
- Hey, Ali, I know the world typically revolves around you, but I'm pretty sure your press conference didn't cause Dad's heart attack.
Aslında aşırı stres, kalp krizini tetikleyebilir.
Actually, extreme stress can trigger cardiac arrest.
Haberlerde kalp krizi geçirdiğini duydum.
I heard on the news he had a heart attack.
Babamız önemli bir kalp krizi geçirdi ve kurtulup kurtulamayacağını bilmiyoruz.
Our dad just had a massive heart attack and we don't know if he's gonna make it.
Bu, eğer ölürse büyükbabam gibi kalp krizi geçiren birisi.
This is someone with a heart attack, like Grandpa, if he died.
Bile bile kalp kırıklığı.
Designated heartbreak.
Hayır ama kaburgaları kırılmış, sanki biri kalp masajı yapmış gibi.
- No. But her ribs are cracked like someone gave her CPR.
Doktor, eğer trakeotomi ve kalp masajı varsa... -... suni teneffüs de yapılmış olabilir mi?
Doctor, if there's a tracheotomy and CPR, did someone also do mouth-to-mouth?
Şimdilik biraz rahatla, ama şu konuda da bana güven, kalp krizi numarası yapmadıkça kaçınılmaz olandan kurtulamayacaksın.
So, you have a little reprieve for now, but take it from me, short of faking a heart attack, there's no way to avoid the inevitable.
Kalp rahatsızlığım var, bir şeye karışmak istemiyorum.
I have a bad heart and I don't want to get involved.
- Kalp atışı taban çizgisinde.
His heart rate's back to baseline.
- Kalp atışı normale dönüyor.
His heart rate's going back down.
Wow, sen- - kalp krizi geçirmiş birine göre çok yakışıklı duruyorsun?
Wow, you look- - Damn handsome for someone who just had a heart attack?
Panik atak mı, kalp krizi gibi mi?
Panic attack? Like a heart attack?
Kalp rahatsızlığı olan Frankie mi?
Who? Frankie with the heart murmur?
Bu adama kalp krizi geçirtmek mi istiyorsun?
Do you want to give that guy a heart attack?
Ontari'nin kalp atışlarını hızlandırmalıyız.
We have to increase Ontari's heart rate.
Söylendiği kadar kolay olmasa da yavaş yavaş nefes alıp, sakinleşip kalp hızını düşürmen lazım.
As hard as this may sound, you need to take easy breaths, relax and slow your heart.
Kalp bir su pompası, akciğerler de emiş sistemi.
The heart is a water pump, the lungs are the intake system.
Adli tabip teşhis edilemeyen bir kalp rahatsızlığından hayatını kaybettiğini söyledi.
The coroner said he died of an undiagnosed heart condition.
Kalp atışının hızlandığını duyabiliyorum.
I can hear your heartbeat quicken.
Küçük tansiyon, 120'ye 44... kalp atışı 29, nefes alma, dakikada 7 nefes.
Diastolic blood pressure, 120 over 44, heart rate 29, respiration, seven breaths per minute.
Yoksa kalp krizi mi?
Oh, God, unless it's a heart attack.
Evet, kalp rahatsızlığı vardı.
Yeah, she had a bad heart.
Evet, kalp kapakçığı için bekleyen var.
Yeah, the one that's in for a heart valve. Ah, kid?
Yanılıyor olabilirim ama bunlar bana kalp hastası gibi görünmedi.
Call me crazy, but those don't look like cardiac patients to me. Shh, shh, shh!
Daha önce bana kalp alan olmamıştı.
A heart!
Bir kalp krizi geçirdi.
I didn't have the opportunity.
- Kalp krizi geçirmiş.
Really, I am. - Yeah?
Doktor, Bay Benson'ın kalp fonksiyonları için...
Greetings from the dairy state.
Öncelikle, kalp monitörünü çıkarmışsın.
You'd think he could give the guy a day or two.
Hastamızın durumu şu anda iyi. Kalp kapakçığı ameliyatı çok iyi geçti, tamam mı? İçeri girebileceğiniz zaman haber vereceğiz.
And at the end of the day, this is just one that I need to trust my instincts on, and my gut is telling me if I pass up on this deal,
Öyleyse kalp içi adrenalinle yeniden çalıştırırız.
Then we'll restart it with intracardiac epinephrine.
- Bayan Conrad Mor Kalp Nişanı alacağım diye tutturdu.
Miss Conrad there decided she wanted to earn herself a Purple Heart.
İkimiz de üzerimi ararken kalp krizi geçireceğini biliyoruz.
We both know you're one grope away from a heart attack.
Veterinere göre yanlış sinekle dans edip kendine kalp kurdu bulaştırmış.
According to the vet, she danced with the wrong mosquito, got herself a... nasty case of heartworm.
Dünyadaki en berbat kalp ağrısı değil midir bu?
Ain't that the worst fucking heartache in the world?
Başlangıç seviyesine ayarlayayım da kalp krizi geçirme.
All right, well, I'll put it on beginner so you don't have a heart attack.
Kalp krizi geçiriyor Danny.
He's having a heart attack, Danny.
- Ne kadar süredir kalp atışı yok?
Get ready when I break out compressions. How long without a heartbeat? 21 minutes.
Doktor yeni bir kalp kapakçığının yardım edeceğini söyledi.
A good attitude might help you beat this thing.