Kalsın traducir inglés
16,040 traducción paralela
Özel bir mesele. Aramızda kalsın.
A private matter.
Bankada olan onca şeyden sonra az kalsın Nina gibi bir kadını kaybediyordum.
After what happened in the bank, nearly losing Nina like that.
Üstü kalsın.
Keep the change.
Kalsın.
Never mind.
- Üstü sana kalsın.
- The change is yours.
Yirmilik sende kalsın.
You keep the 20.
Demek istediğim, bırakalım Farrellar öyle kalsın.
and nowhere for our kids to play. So, listen, I-I just... I say leave them Farrells be,
Daha da önemlisi bırakalım dağ, dağ olarak kalsın.
And more importantly, you let that mountain be.
Kalsın.
No.
- Üstü kalsın Hank.
You can hold on to the change, Hank.
Az kalsın yanındaki mezara ben giriyordum. Ama onun bunu istemediğini biliyorum.
I nearly lay down in that grave beside her, but I knew that's not what she wanted.
Lakin aramızda kalsın Kahire'nin benim yaşam biçimime bir hayli uygun olduğunu duydum.
But strictly entre nous, one has heard that Cairo is considerably more... accepting of my particular way of life.
Sonra bir akşam az kalsın beni öldürecekken...
Then came the night he would have killed me, but...
Üstünde kalsın.
Keep it on.
Yok, kalsın. Denemekten zarar gelmez dedim.
No, thank you.
Bu sefer sonsuza dek sende kalsın lütfen.
I want you to keep it for good this time, please.
Her ne değiştirdiysen öyle kalsın. İşe yarıyor.
Whatever you changed, don't change it again.
Buraya gel ve bu aramızda kalsın yeni gönüllü öğrencimden nefret ettim.
Nonsense, come in, and between you and me, I hate my new student volunteer.
Al çantayı, hatıra kalsın.
Take the bag, it's a token.
Babamın yaptığı ve az kalsın uğruna öleceği silahlar.
Weapons that my Dad created and almost got killed for.
Öyleyse o bilgi sende kalsın.
Then leave it where it is inside of you.
Robert uyanırsa diye birisi burada kalsın.
Somebody should be here if Robert wakes up.
- Az kalsın Christopher'la evleneceğim gibi mi?
The way I almost married Christopher?
Edith olduğu gibi kalsın istedi.
Edith kept it exactly how he left it.
- 2010'dan bir anı kalsın diye aldım.
- Liberated it from 2010.
Az kalsın elimdeki su şişesini müşterilere fırlatacaktım.
I almost threw my water glass at the clients.
- Aletim bende kalsın, teşekkürler.
I'll keep my erection, thank you.
Eğer o kızıl saçlı sağlıklı ve mutlu kalsın istiyorsan...
If you want to keep a certain redhead healthy and happy...
Sesini kes, bırak kalsın.
You need to shut the hell up and let it be.
Bunun yüzünden az kalsın ölecektin.
Yeah, well, you almost got yourself killed.
Chick, Caleb'le aranızda olanlar Caleb'le aranızda kalsın.
Look, Chick, whatever happened between you and Caleb's between you and Caleb.
Az kalsın çarpıyordu. Az kalsın çarpıyordu.
That was close, that was close.
yok kalsın...
- Okay! Wow!
Bari birimiz hayatta kalsın ki görevi tamamlamayı umut edebilelim.
We need at least one survivor, so that our plan will have hope.
Tamam, yarına kadar kalsın.
Okay, stay on him tomorrow.
- Sizde kalsın ne olur ne olmaz.
- So just keep it and... - just in case.
- Evet, az kalsın ölüyorduk.
- Yeah, shot at.
Oraya gideceğim için heyecan duymamın bir sebebi daha var. Aramızda kalsın, eski sınıf arkadaşımla Facebook üzerinden yeniden bağ kurduk.
There's also another reason that I am excited about going down there, and... full disclosure, I reconnected with an old classmate on Facebook.
Az kalsın topla bana vuracaktın aptal kafa.
You almost hit me with the ball, you dumb dumbhead.
Sokakta kalsın.
I want him on the street.
Niye burada kalsın ki?
What would she stay here for?
Burada kalsın.
So this stays here.
Sadece şunu bil yeter, Eliza ister İngiltere'ye gitsin ister burada kalsın her iki durumda da sen bu evde kalamayacaksın.
Just know that, whether Eliza goes to the UK or to Cluj, you can't stay here anymore.
Az kalsın annemi parçalara ayırıyordum.
I almost tore my mother apart.
Telefonum sizde kalsın, olur mu?
I'll give you my phone.
Kıyafetlerim üstümde kalsın istiyorum, açıkçası.
I'll need my clothes on, actually.
O sonraya kalsın.
That's for later.
Bir kaç sır da bana kalsın.
I have to keep some mysteries for myself.
Yok, kalsın.
No.
Aramızda kalsın Eliška.
Between you and me, Eliška, sometimes I wish
- Herkes olduğu yerde kalsın!
Everyone, stay where you are!