Kapıda traducir inglés
8,863 traducción paralela
Sağ ol Trish, kapıda bekliyorum.
Thanks, Trish. I'll be waiting outside.
Şoförün otele gidip eşyalarını toplaman ve sonrasında hava alanına gitmen için kapıda bekliyor.
Your drivers will escort you back to the hotel to pack and then you're going to the airport.
Evet, ya da kapıdan.
Yeah, or the front door.
Öyle emanet gibi kapıda mı duracaksınız?
Not planning on staying long?
O kapıda zorla girilme izi yok.
There's no sign of forced entry on that door.
Geldiğinizi bilsem kapıda karşılardım.
Had I know you were here, I would have met you at the door.
Kapıda koklar, alkol kokusu alırsa beni eve sokmazdı.
If she sniffed alcohol at the door I wasn't allowed in.
Kapıda biri var.
Oh, there's somebody at the door.
- İş merkezi ikinci kapıda.
- The business center is on the second floor.
Kapıda buluşuruz. Git!
I'll see you at the gate.
Maria Abascal, bu vaizine başlamanın bir yoluysa, Tanrı'nı gidip başka kapıda satabilirsin.
Maria Abascal, and if this is your way of trying to launch into some kind of sermon, you can go peddle your God somewhere else.
Evinizi araştıran memurlar dolapta, banyoda veya kapıda hiç kan izine rastlamadıklarını belirtiyorlar.
The officers who examined your apartment found no traces of blood, not in the store room, the bathroom, or even on the door.
O günden beri, herkese silahlarını kapıda bıraktırıyorum.
- open up on their fellow officers. - Mnh. Since then, I've been having everybody check their sidearms at the door.
- Görünüşe göre iki kurban da kapıdan girerken bayıltılmış.
Looks like both victims were chloroformed the second they walked through the door.
Doktor, sanırım orada kim olduğunu gördü kapıda kim olduğunu ve...
So the doctor, I think she saw who was there, who was at the door, and...
Ya da kapıdan içeri girdiğin anda yemek hazır olmasa?
Or I didn't have your dinner ready exactly when you came home?
- Kapıda kendimi takdim ettim.
Well, I introduced myself at the door.
Onu arıyor Tehlikeli görünümlü uyuşturucu satıcısı kez bizim kapıda geldi.
Dangerous-looking drug dealer once showed up at our door, looking for her.
- Kapıda adım yazıyor.
Well, my name is on the door.
Kapıda sizi karşılarım.
I'll meet you outside.
- Müşteriler kapıda sıra olmuş.
For Christ's sake, there's a line of johns at the door.
Kapıda demirler vardı, pencerelerin hepsinde demirler vardı. Ve günde 24 saat bir güvenlik görevlisinin beklediği bir giriş kapısı vardı.
The doors had bars put on them, the windows all had bars put on them, and there was one entrance door that a security guard sat at 24 hours a day.
Kapıda dur ve gözcülük yap.
Stay by the gate and keep watch.
O şey beş yıl önce Halloween gecesi kapıma geldi ve bir daha da gitmedi.
It... showed up five years ago on Halloween night trick-or-treating and would not leave.
Ardından beş ya da altı kişi kapıları açtı ve cesetleri çukurların yanına yerleştirdiler, hendeklerin tam yanına.
And then five or six people opened the doors and... take the bodies and place them near the pits, right near the trenches.
Bak, ödümüzü patlatıyorsun, gelmiş kapımı kırıyorsun sonra da elçin olmamı istiyorsun.
Look, you scare the hell out of us, and you knock my door down, and then you ask me to be your ambassador.
O gün gelip de kapısını çaldığımızda da kendini öldürdü işte.
One day, it came, we knocked on his door, and he killed himself.
- İki. Ön kapı da arka kapı da açıktı.
Back door was unlocked.
- Şu hisse kapıldım da.
I just have this... feeling.
Primatech, 13 Haziran'da kapılarını üç gün süreceği düşünülen zirve için açtı.
Primatech opened its doors on June 13th for what was to be a three-day summit.
Bu arkadaş da kapıya gider.
This one will take the gate.
Artık tüm EVO'ların karşı koyma ve kendilerini ortaya çıkartmalarının vakti geldi. Primatech üç gün sürecek bir zirve için 13 Haziran'da kapılarını açacak.
♪ ♪
Çıkarken kapıyı kapat da cereyan yapmasın.
Don't let the door hit ya where God split ya.
Bir ya da iki tanesini çıkartıp kapıyı kapat.
You let one or two out and then you close it.
Duyduğuma göre kapı dışarı etmiş, haksız da değil.
I hear she kicked him out and not the opposite.
Ölüm sebebi, hızlıca açılan bir kapının kafasına çarpması da olabilir.
I don't exclude that the child could have died from opening a door violently, which banged her head.
Cehennemin kapılarından izinsiz geçtiğine göre sonuçlarına katlanmaya da hazır ol.
You trespass at the gates of hell, yet are ill-prepared for confrontation.
Arkadaşını arkada bırakabilirsin, kapı çok da uzakta değil.
You know, you could always abandon your friend. The castle gate is... is really not very far.
Başına konan parayı da kap.
And collect the bounty.
Biraz da İspanyolca kapıyorum.
And I'm picking up some Spanish.
Tüm ışıkların ampullerini söktü, dadıyı ve Kim'i dışarıda bırakıp kapıyı kilitledi ve tam bir asi oldu.
He took light bulbs out of all the lights and would lock the babysitter in, came outside and just became really unruly.
Sonra da şişeyi kapıp, kafamda mı kıracaksın?
You gonna take his bottle, crack it over my head next?
Biz kapılara yumruklar çakarken, sen de Lexington'da... -... buna mı çalıyordun?
This what you were pounding in Lexington while we were pounding doors?
Şu küreği kap da bu adamı gömmeme yardım et.
Grab that shovel and help me get this man in the ground.
Eğer onları bulamazsan, çamura gömülü oldukları anlamına geliyor. ya da akarsuya kapıldılar veya...
If you don't find them, it just means that they're buried by mud or they were carried away by the stream or...
- Öbür tarafa koşup oradaki kapıyı da kilitlemiş mi diye bakacağım.
I'm gonna go run to the other side and see if he's locked that door too.
Kapılar o tarafta da kilitli.
The doors are locked on that side, too.
Kapımı da çok güzel tamir ettin şerefsiz!
And great job fixing my door, you skunk!
Fırın kabı da içinde yemek pişirilen kap.
And a ramekin's a small dish you bake in.
Titriyorum, sonra da dehşete kapılıyorum.
I do shake, and then I'm terrified.
Kapı da çivili, açılmıyor.
Damn it, it's nailed shut.