English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ K ] / Katılmıyorum

Katılmıyorum traducir inglés

1,711 traducción paralela
Katılmıyorum.
I disagree.
Ben buna katılmıyorum.
See, I disagree.
- Katılmıyorum... - Haklı.
- I disagree, this isn't a revolution...
- Kesinlikle katılmıyorum.
- I totally disagree.
Hayır, sana katılmıyorum.
I don't agree
- Buna katılmıyorum.
- I don't think so
Buna da katılmıyorum Kurt.
I don't agree with that, either, Kurt.
Buna katılmıyorum.
I disagree.
Ben maalesef katılmıyorum.
I respectfully disagree.
Ben katılmıyorum ama, güzelliğinle bazı kapıları açabileceğini söylediler.
I've never seen it myself, but I'm told that you can pass for pretty.
Kesinlikle katılmıyorum.
I respectfully disagree.
Açıkçası söylediklerinin hiçbirine katılmıyorum. Ama bu sansürlenmeleri gerektiği anlamına gelmez.
The fact that I do not share the contents of your theme does not mean it should be censored.
Buna kesinlikle katılmıyorum.
- I-I just completely disagree.
hımm, Ona şiddetle katılmıyorum gibi görünüyor.
Well, the board seems to disagree vehemently.
Katılmıyorum demiyorum, ama sonra ne olacak?
I'm not disagreeing, but what's act two?
Ben katılmıyorum, Colin.
I disagree, Colin.
Kesinlikle katılmıyorum.
You know, I completely disagree.
Katılmıyorum.
I don't agree.
O hayır hayır, ben katılmıyorum yarışmaya.
Yeah, oh, no, no, I'm not in the tummy contest.
Dinle. Bu görevde bize yük olacağın konusunda Casey'ye katılmıyorum.
Listen, I don't agree with Casey that you would be a liability on this mission.
- Sana katılmıyorum.
I didn't think so.
Ne demek istediğini biliyorum, ama hâlâ ona katılmıyorum.
I know what you're trying to say, but I still don't agree with it.
Hayır, katılmıyorum.
No, I don't.
Aslında, kusura bakmazsanız size katılmıyorum bu konuda.
î I mean, itís just not part of their repertoire.
Buna katılmıyorum, ama sıcak mevsimde Kuzey Kutbunda hiç buz kalmayacağı bir duruma gerçekten de çok yaklaştığımızı düşünüyorum.
I don't agree with that, but I do think we're very close to going to a situation where we would have no ice in the Arctic in the warm season.
- Katılmıyorum.
- I disagree.
- Aslında bu yıl katılmıyorum.
- No, I'm actually sitting this one out.
Efendim, üzgünüm size katılmıyorum, ama ben de beyaz bir erkeğim.
Well, sir... I'm sorry to disagree, but I am also a white man...
Saygıyla, katılmıyorum.
Respectfully, I disagree.
- Ben katılmıyorum ve içeri alıyorum.
I'm charging him. No. Yes.
Katılmıyorum.
- I disagree.
Tabi çoğu fikrine katılmıyorum.
Of course, I don't agree with half of it.
Kesinlikle katılmıyorum.
I strongly disagree.
Aslında buna pek katılmıyorum.
Actually, I would disagree.
Biliyor musun Wil? Ofisteki kimseye katılmıyorum.
You know, wil, I disagree with everybody at the office.
- Bu konuda sana katılmıyorum. Sırf Alman Klaus yıl boyunca kayak yapmak istediği için Chamonix'e taşınmak zorunda kalmıştık, hatırlasana.
- We had to move to Chamonix because German Klaus wanted to ski all year-round.
Rozetim, silahım var ama... çatışmaya hiç katılmıyorum.
Badge and a gun pretty much makes it easy not to get into a fight.
Maalesef buna katılmıyorum. herkes benden hoşlanıyor.
Well, I disagree, I think everybody likes me.
Bir konuda haklısın, Amy.Fanny ve Edward'ın Bay Clennam hakkındaki kötü düşüncelerine tamamen katılmıyorum.
You are partly correct, Amy. I don't altogether share Fanny and Edward's low opinion of Mr Clennam.
Katılmıyorum.
That would be friendship I don't agree
Buna katılmıyorum.
I respectfully disagree.
Kesinlikle katılmıyorum
- I must strenuously disagree. - Ah.
- Katılmıyorum. Uğraştığımız şey ölümlere neden oluyor, dakikalar içerisinde intihar veya cinayete meyil kazandırıyor.
What we're dealing with induces death, suicide or homicidal behavior within minutes.
Üzgünüm, ama sana katılmıyorum.
Well, I hate to disagree with you.
Katılmıyorum.
No, I don't think so.
Hayır, ben katılmıyorum.
No, I don't agree.
Sana katılmıyorum.
I disagree.
Aslında ben katılmıyorum buna.
We canít hope to argue with a mentality of this kind.
Katılmıyorum.
Uh-huh, uh-huh.
Matematik bilgi yarışına katılmıştım ve ne kadar havamız kaldığını çözmeye çalışıyorum.
I was a mathlete, and I'm trying to determine how much air we have left.
- Hayır, katılmıyorum.
It's forever! "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]