Katına traducir inglés
8,805 traducción paralela
3 katına?
Three times the order?
Nöbetçiler üç katına çıksın.
I want centuries tripled.
Buradan çıkamayız, Kushan dışarıdaki korumaları iki katına çıkardı.
Kushan's doubled the guards outside.
Bir asansör bulmalıyız, bu bizi çatı katına götürecek.
We have to find the elevator that leads up to the penthouse.
Etik algoritmaları zamanında bitirmek için ekipleri iki katına çıkardık... Bu da demek oluyor ki fiziksel kalibrasyonu atlattık.
We doubled up teams to finish the ethical algorithms in time, which means we skipped over the physical calibration.
Bu yüzden, dün akşamki yapacağınız bağış miktarını iki katına çıkarın.
So whatever you were planning on donating last night, double it.
Bodrum katına gidiyor.
It goes to the basement.
Yani hem çok güçlü olan, hem iki katına büyüyebilen hem de öldürdüğü kişi gibi görünen biri arıyoruz demek.
Huh. So we're looking for a guy who's really strong, can grow twice his size, and just happens to look exactly like the guy he murdered?
Bon Jovi'nin teras katına geldik.
( Beeping ) Here we are, Bon Jovi's penthouse.
Bir ihbar aldım, çatı katına baskın yaptım ve bir bomba atar da dahil bir silah zulası buldum.
I got a tip, I raided his penthouse and found a weapons cache, including a grenade launcher.
Bunların hepsini bodrum katına taşıyacağız.
We're just gonna shove all this shit into the basement.
Amerikan halkına ülkeyi boydan boya kat edecek demiryolu sözü verdim beyler.
I promised the American people a railroad that crosses this country, gentlemen.
- Bay Young'ın itirazına katılıyorum!
I second Mr. Young's objections!
Brigham Young, kıtayı boydan boya kat eden demiryolunun son durağının Utah'ın başşehri olacağına dair güvence almış.
"Brigham Young has assurances " that the terminus of the great Transcontinental Railroad " will be Utah's capitol.
Paige, bu kilisede giriştiğimiz bütün siyasi eylemlere tüm kalbiyle katılıyor ister Başkan Reagan Güney Afrika'daki insanlık dışı ırk ayrımcılığına desteğini çeksin diye Beyaz Saray'a yazdığımız mektuplar olsun isterse de nükleer silah yarışındaki çılgınlık ve israf için yaptığımız greve gözcülük yapmak olsun Paige daima ön saflarda oluyor karşı çıkıyor, sorguluyor, bağırıyordu.
Paige gives her whole heart in every political action that we engage in at this church, whether it's drafting letters to the White House to demand that President Reagan end his support for the dehumanizing racial segregation in South Africa, or picketing the insanity and waste of the nuclear arms race, Paige is always on the front line, challenging, questioning, yelling.
Diğerlerinin yanına üsse katılmalıyız.
We're gonna have to rejoin the others at the base.
Eminim o da bunun Moran'nın... diğer eserleri gibi olamadına katılacaktır.
I'm sure he'd agree that this does not align with Moran's other work.
Langdon gelecek yılki valilik yarışına katılıyor muymuş?
Has Langdon filed papers to run for next year's Governor's race?
Maura, aramızdaki sorunu... hiçbir zaman düzeltemeyebilirim, ama belki bu akşam... sadece iki yetişkin gibi... Güneydoğu Asya Kültürü'nün konferansına katılabiliriz.
Maura, I know I may never be able to repair the schism between us, but perhaps tonight we can just simply be two ordinary adults attending a lecture on Southeast Asian culture?
Apartman toplantısına katılacağım, bekarlar partisi seçmelerine değil.
I'm interviewing with a condo board, not auditioning for "the Bachelor."
Katil malları toplantılarına katılıp Reem'in birçok malını satıyormuş.
He likes to show up at Murderabilia conventions and sells a lot of Reem souvenirs.
Ama birçoklarına göre bugün bir hayal daha gerçekleşiyor o da açılış törenine katılacak Amerika'nın ilk kadın Başbakan Yardımcısı Natalie Maccabee.
But for many others, this day marks another dream fulfilled... The inauguration of America's first female Vice President, Natalie Maccabee.
İlerlemedeki eksiklik beni iki katı hayal kırıklığına uğrattı.
I'm doubly disappointed on the lack of improvement.
Bana Johnny'nin takıma katılmasına istekli olmadığından bahsetmişti.
Well, he did mention that you weren't keen on Johnny joining the team.
Görünüşe göre 40 kadın seks araştırmasına en az üç defa farklı partnerlerle katılmış.
Turns out 40 gals participated in the sex study at least three times with different partners.
Lionel Amcam siktiğimin olimpiyatlarına katılmıştı.
My Uncle Lionel was in the fucking Olympics, okay?
Bu yüzden basın mensuplarına katıldım ve gazeteci oldum
And it is for this reason that I joined the Fourth Estate. I became a journalist.
Sen onu yatak odasına götürüp gidip keyfini yerine getir, sonra birazdan size katılırım.
Why don't you take him into the bedroom, go make him happy, then I'll join you in a minute.
Şefim karides yarışmasına katılacağım ve sıkı bir rekabet var.
I'm competing in a shrimp cook-off and the competition is mad intense.
88 ülkenin katılmasına ve ABD ile diğer ülkelerin şiddetli teşviklerine rağmen katılımcılar, yeni çok taraflı ticaret müzakeleri için bir plan belirleyemedi.
But despite the attendance of 88 nations and strong urging by the US and others, participants failed to agree upon an agenda for a new round of multilateral trade negotiations.
Çok yakında öldürdüklerin kervanına katılacak işte.
So, soon, she's just gonna be another little notch on your gun.
İsa Mesih adına bize katıl...
Now.
- Zombilerin tarafına katılmış gibi.
Looks like she plays for team z.
Dullarla öksüzlere, serserilere yardım etmek istiyorsan git Selamet Ordusu'na katıl.
You wanna help widows and orphans, punk, go join the Salvation Army.
Silah tutacak yaşa geldiğinde Kosova Özgürlük Ordusu'na katılmış ve 99'da ihraç edilene dek KÖO'ya hizmet etmiş.
He joined the Kosovo Liberation Army when he was old enough to carry a gun, and he served till the KLA disbanded in'99.
Kyle'ın cihat teröristlerine katıldığına inanıyoruz.
We have reason to believe that Kyle has aligned himself with jihadist terrorists.
Suriye'de radikallerin arasına katıldığını mı düşünüyorsun?
Think she was radicalized in Syria?
Houston'ın Trinity Pines semtinde bir kilise konferansına katıldım. Baptist Kiliseleri Birliği'nin kalkındırılması üzerineydi.
I attended a church conference in the Trinity Pines suburb of Houston, where the focus was on the growth of the Union Baptist Church association.
Dünya Savaşı'na, Kore'ye ve Vietnam'a katılmış bir Amerikan kahramanıydı.
World War H, Korea and Vietnam, that was my father.
Ne kadar yol kat ettiğini düşün canavarlığının artık ne kadar kontrol altına alabildiğini düşün.
Also, think about how far you've come, how much control you have over your inner beast now.
Ryan Hardy, idamına katılmayı reddetti.
Ryan Hardy declined your invitation to attend your execution.
Ryan Hardy bile, idamına katılmayı reddetti.
Even Ryan Hardy has declined to attend his execution.
Benim buna tepkimi katıksız parti politikasına bağlayıp her şeyi o fırçayla boyayabilirsin ama hata yapmış olursun.
You could chalk up my reaction to this as pure partisan politics... Paint everything with that brush. But you'd be mistaken.
Her ne kadar, kocamın başına gelen en kötü şeyin sizin grubunuza katılması olduğunu düşünsem de.
Although, I think the worst thing that ever happened to my husband was joining your group.
Şimdi kim ufak bir James Bond macerasına katılmak istiyor?
Now... who's up for a little James Bond action?
Ama baş sağlığına katılmama ya da ziyaretçilerden biriyle bile onu ne kadar çok sevdiğimle ilgili konuşmama izin verilmedi.
But I was not allowed to attend the shivah or speak to any visitors about how much I had loved her.
Su yollarının az kullanılmasına katılıyorum ama hovercraft çözüm değil.
I agree waterways are underused, but the hovercraft is not the answer.
Aileye katılmanı kutlamak adına.
Just wanted to welcome you into the family.
Kararına katılmadığımı belirttim.
Well, I disagreed with his decision.
Hepsi 12 adım programına katılmış.
They all attended 12-step programs.
Hey, ben, katıldığına memnunum.
Hey, I for one, am happy you tagged along.