Kaybedecek bir şeyim yok traducir inglés
175 traducción paralela
Hmmm.Kaybedecek bir şeyim yok.
Hmm. I've got nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I haven't got a thing to lose.
Biz mutluyuz, Bayan Romari. Çünkü sizin her şeyiniz var benim ise kaybedecek bir şeyim yok.
We are happy, Mrs. Romari, because you have everything and I have nothing to lose.
İnanmazsan kaybedecek bir şeyim yok.
I've got nothing to lose if you don't.
Daha fazla kaybedecek bir şeyim yok.
I have nothing more to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok, hayatımdan başka.
I got nothing to lose, except my life.
Sanırım, artık benim kaybedecek bir şeyim yok... öyle bir düşüncem olduğunu, itiraf ederim... bu düşüncenin, kafamı meşgul ettiğini.
I guess I got nothing to lose now if I admit that that idea might have flitted through my head a little.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I've got nothing to lose.
Nasılsa kaybedecek bir şeyim yok!
Well, what have I got to lose?
Kaybedecek bir şeyim yok Thorn.
I got nothing to lose, Thorn.
- Öyle yapsalar bile, kaybedecek bir şeyim yok.
- Even if they do, I have nothing to lose.
Ayrıca, kaybedecek bir şeyim yok.
Besides, I haven't got anything to lose.
Eğer onu öldüremezlerse, kaybedecek bir şeyim yok.
If they can't kill him, I've got nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I've nothing left to give.
Artık kaybedecek bir şeyim yok!
I've got nothing to lose now.
Kaybedecek bir şeyim yok!
I have nothing to lose!
Emekli maaşımdan başka kaybedecek bir şeyim yok.
I've got nothing to lose but my pension.
- Kaybedecek bir şeyim yok.
- I've got nothing to lose.
Bak, kaybedecek bir şeyim yok, tamam mı?
Look, I got nothing to lose, OK?
Kaybedecek bir şeyim yok.
I got nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok, kumandan.
I have nothing to lose, Commander.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I got nothin'to lose. Why not? Let's do it.
Benim kaybedecek bir şeyim yok. Bırak, kendim yaparım.
I have nothing else to lose Leave it alone I'll do it
Kaybedecek bir şeyim yok.
- I've got fuck all to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I have nothing to lose.
Geride kaybedecek bir şeyim yok.
I have nothing left to lose.
Anamı siksinler ikinizi burada bırakıp çıkarım kaptanın yanına. Benim nasılsa kaybedecek bir şeyim yok lan.
I swear I should leave you two here and go to the captain anyway.
Oynadığın oyunu da biliyorum. Kaybedecek bir şeyim yok.
I know your game and I got nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok, değil mi?
I have nothing to lose, do I?
Bana bulaşmaz çünkü kaybedecek bir şeyim yok.
I ain't gonna catch it'cause I ain't got nothin'to lose.
Cevaplarsan iş senin. - Sorun! Kaybedecek bir şeyim yok.
If you get them right you've got the job.
Kaybedecek bir şeyim yok çünkü zaten kaybettim.
I don't have anything to lose because, uh, I've lost it already.
Benim kaybedecek bir şeyim yok, senin ise kaybedecek çok şeyin var.
I have nothing to lose. You have everything.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I ain't got nothing, man.
Kaybedecek bir şeyim yok, kazanacak da.
Nothing to lose, nothing to gain.
kaybedecek bir şeyim yok.
I have nothing else to lose.
Beni borca soktun. Yani kaybedecek bir şeyim yok.
I got nothing to fucking lose, understand?
- Benim kaybedecek bir şeyim yok, Liberty.
- I have nothing to lose, Liberty.
Kaybedecek bir şeyim yok.
I got too much to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok.
We felt like rich kids.
Olmadığını biliyorum ama gördüğüm kadarıyla kaybedecek bir şeyim yok Rommie.
No it's not, I know. But the way I see it, Rommie, I got nothing to loose.
- Kaybedecek bir şeyim yok.
- I got nothing to lose.
- Kaybedecek bir şeyim yok!
- I have nothing to lose!
- O halde kaybedecek bir şeyim yok.
- Then I guess I've got nothing to lose.
Şu an kaybedecek bir şeyim de yok.
I have nothing to lose now.
Kaybetmem çünkü hayatim dahil kaybedecek bir seyim yok.
I don't lose because I have nothing to lose, including my life.
Her iki bakımdan da kaybedecek fazla bir şeyim yok.
Either way, I ain't got much to lose.
Kaybedecek hiç bir şeyim yok.
So I've nothing to lose.
Sana yardım etmenin bana bir getirisi yok, ama kaybedecek çok şeyim var.
I have nothing to gain and everything to lose by helping you.
Kaybedecek hiç bir şeyim yok.
I have nothing to lose.
Kaybedecek bir şeyim yok.
Normal's gonna wind up dead if you don't hurry up.
bir şeyim yok 220
kaybettim 177
kaybettin 183
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybettim 177
kaybettin 183
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24