English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ K ] / Kaçıyorum

Kaçıyorum traducir inglés

4,008 traducción paralela
Ben kaçıyorum.
I gotta bail.
- Ben kaçıyorum artık.
- Um, so I'm gonna go.
Kaçıyorum ben.
I have to go.
- Güvendeyim fakat kaçıyorum.
Safe, but on the run.
Sana gülüyorum ve kaçıyorum!
I LAUGH AT YOU AND I RUN AWAY!
Simone, ben kaçıyorum.
Hey, Simone, so I'm taking off.
Yap bunu dostum. Ben kaçıyorum. Görüşürüz.
So I wanted to ask you about... uh, remember those kids you told me about at the bluebird?
Bir dakika bekleyin. Ben acaba- - Ben bir şeyi mi kaçırıyorum?
Wait a minute, am I--am I missing something?
Sanırım aklımı kaçırıyorum.
I think I'm losing my mind.
Redskins'in maçını kaçırıyorum da.
'Cause I'm missing the Redskins game.
Dersleri şereflendirmekten kaçınıyorum, bu yüzden tüm A'ları sürdürebilirim.
I avoid taking honors classes, so I can maintain all A's.
Bir kaçış planın olduğuna inanıyorum öyleyse?
I trust you have an escape plan, then?
New York'ta adam kaçırmaktan dolayı aranıyorum.
I'm wanted in the State of New York on one count of kidnapping.
İnanıyorum ki bana hala bir kaç pay borcunuz olabilir.
I believe I may still be owed a few dividends.
Sanıyorum ki Daniel size benim ne kadar... kendinden bahsetmekten kaçınan biri olduğumu söylemiştir.
Well, I imagine Daniel's told you that I'm a... a very private person. I don't make a habit of going to parties.
Neyi gözden kaçırıyorum?
What am I not seeing?
Sanki yapmak zorunda olduğum bir şey varmış gibi aklımı kaçırıyorum.
I'm--I'm freaking out like I got something I'm supposed to be doing.
Anlıyorum, bu zor bir süreç ama size bir kaç soru sorabilirsek...
I understand that this is a difficult time, but if we could ask you a few questions...
Bir şeyi mi kaçırıyorum?
Am I missing something here?
Polis şu ana kadar yorum yapmaktan kaçındı ancak doğrulanmamış görgü tanığı ifadeleri Starling City kanunsuzunun bu akşamın erken saatlerinde Bayan Queen'e ofisinde saldırdığını ileri sürüyor.
So far the police are unwilling to comment, but unsubstantiated eyewitness reports claims that the Starling City vigilante attacked Mrs. Queen in her office earlier tonight.
Treni kaçırıyorum.
I'm running out of time here.
Bu işe yaramazsa diye de bir kaçış planı tasarlıyorum.
If that doesn't work, I'm engineering an escape plan.
Ben kaçış için yakında erişebilecekleri herhangi bir yer olup olmadığına bakmak için şehir planlama şemalarına bakıyorum.
I'm going through the city planning schematics to see if there is anything nearby they could be accessing for an escape.
Kaçabilecekleri olası kaçış rotalarını daraltıyorum.
I'm narrowing down to any possible escape routes.
Size bir insan götü çizmeniz için, bir kaç kağıt bırakıyorum.
I am handing out pieces of paper on which you will draw one human butt.
Bir kaç saat daha çalışabileceğimi pek sanmıyorum.
I don't think I can work for at least a couple hours.
Aklımı kaçırıyorum.
I'm losing my mind.
Sadece hatırlatıyorum, bir randevum var. Ama bir kaç saat içinde geri döneceğim.
Hey, just a reminder that I have an appointment in a little while, but I will be back in a couple of hours.
Ne tür bir anneyim ben kendi kızımı kaçırıyorum?
What kind of mother am I if I snatch my own daughter?
Belki bir şeyleri gözden kaçırıyorum.
Maybe I'm missing something here.
Her şey hakkında endişelenirim, ama ben neysem oyum,... ve sizin de bundan kaçınmanız gerektiğini sanmıyorum.
I worry about everything, um, but I am who I am, and I don't think you should run away from that.
Peki bu "45'lik jeandaki kız" ın "Müthiş Şekilde İnce" de kaç kere yorum yazdığını biliyor musunuz?
And do you know how many time Girl-in-jeans45 posted on Gorgeously Thin?
- Kaçıyorum.
Oh, no.
Tüm olayı kaçırdığıma inanamıyorum. Ne oldu?
I can't believe that I missed the whole thing.
Kaç tane Olimpiyat gördüğünü hesaplamaya çalışıyorum.
I'm just trying to figure out how many Olympics you've been around for.
Kaç gecedir bu arzularla yanıyorum ben...
"I've spent so... many nights with this desire."
Edgehill'in bunu anlaması için kaç sene kafamı duvarlara vurmak istediğimi hatırlamıyorum.
I can't tell you how many years I felt like I was hittin'my head against a wall with Edgehill, trying to get'em to understand that.
Bana bir kaç dakika daha vermeniz için size yalvarıyorum, efendim. Sadece bir kaç dakika daha.
I beg of you to give me a few more minutes.
Bir kaçırılma vakasını araştırıyorum.
I'm looking for a kidnapping victim.
Kaçıran kişinin kıza özel etnik yemekler pişirdiğini sanmıyorum. Bu yüzden yemeğin dışarıdan alındığını varsayalım.
It's unlikely her abductor is preparing elaborate ethnic meals for her himself, so let's assume the wat is of the takeout variety.
- Ben kaçıyorum.
Okay. - I got to bounce.
Bu yüzden 3 haftadır bu kaçış planı üzerinde çalışıyorum.
That's why I spent three weeks perfecting this foolproof escape plan.
Bakın Bay Shay, dün sizin hazırlanmanıza yardım ederken okula geç kaldım. Şimdi de kaçırdığım konuları telafi etmeye çalışıyorum.
Look, Mr. Shay, I was late to school yesterday trying to help you prepare, and now I'm trying to make up for the work I missed, so...
Hayır, onu anlıyorum ama onun tepki göstermesine neden olacak şeylerden kaçınıyorum.
No, I understand that. But I don't want to give her any reason to react.
Ben bu dünyayı terk etmeden önce, sadece bir kaç gün var ama kalbimin bana verdiği mutluluk olmadan nefes alamıyorum.
I have just a few days to leave this world, but my heart does not stop breathing without the happiness you gave me.
O atışı kaçırmana inanamıyorum.
I can't believe you missed that shot.
Sana bir doz antibiyotik yazıyorum, bulaşıcı bir hastalık olduğu için, insanlarla yakın temastan kaçın.
I'm going to give you a shot of antibiotics to help, but it's very contagious, so avoid close contact with others.
Kaç gündür arıyorum.
I've been calling you for days.
Doğruyu söylemek gerekirse, senden kaçınıyorum diyebilirim.
Tell you the truth, I'm kind of avoiding you.
Kalinda, burada neyi kaçırıyorum?
Kalinda, what am I missing here?
Sanırım aklımı kaçırıyorum. Bir saat önce, Victoria'nın koluna baktım ve ekmek kırıntıları ve domatesli sosla ne kadar lezzetli olabileceğini düşündüm.
An hour ago, I looked at Victoria's arm and I thought how delicious it would be rolled in bread crumbs and in marinara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]