Kevın traducir inglés
140 traducción paralela
Eğer kevın 6 kilo jameika sensimili alırsa şişko Toni'den
So, if Kevin buys 6 oz of Jamaican sensimilia from Fat Tony
Kevın Costner ve James Earl Jones gibi.
Hey. I've been meaning to get back to you.
- Kev, nasılsın?
How you doin'? - Hey, Kev, what's up?
Hey, Kev, nasılsın?
Kev, how are you?
Bak, Kev sırılsıklamsın.
Look, Kev, you are soaked.
Çayın hazır Kev.
Your tea's ready, Kev.
- Kev orada mısın?
- You there, Kev?
Kev, bu insanın içine işlemiyor.
Kev, this isn't cutting it.
Saat sabahın beşi Kev.
- It's five in the morning, Kev.
Bir doğuluyla içmeye alınmazsın değil mi, Kev?
You don't have a problem with a drink from an eastie, do you, Kev?
Güzel zar attın Kev.
Oh, nice move, k ev.
Kev, elini kırmıştın, değil mi?
You broke your hand, right?
D'Amato'nun bu maçı nasıl atlatacağını bilmiyorum.
I'm not really sure how D'Amato's going to get over this one, Kev.
- Ver şunun anahtarlarını.
- Yeah, give this punk the keys, Kev.
Bak, ne yaptın.
Oh, look what you made happen, Kev.
Evet.Ben hakkınızda çok şey duydum, Özellikle senin hakkında, Kev.
So, I heard a lot about you boys, especially you, Kev.
Kev, Nasılsın?
How you doing?
Kev, sorunlarımın kendiliğinden çözülmesiyle ilgili söylediklerini düşündüm.
You know, I thought about what you said, Kev, about how my problems always seem to work out.
Kev, neden anne ve babamızın sana araba almasına izin vermiyorsun?
Kev, why don't you just let the parental units buy you a car?
- Kev, çıkmalısın.
- Kev, you got to go.
Çünkü, hayatın bir cilvesi sonucu eğer bir soruyu doğru cevaplayamazsam, yaşlı Kev-Kev soruyu doğru cevaplamadığı sürece kazanan ilan edilemez.
Because if by some freak of nature I'm not able to answer a question, then old Kev-Kev cannot be declared the winner unless he can provide the answer. Otherwise, we'll be going back and...
Günaydın, Kev.
- What do you say there, Kevin?
Eğer senin kadar neşeli değilsek, Kev, sen yerde uyumadığın içindir.
If we're not as chipper as you are, Kev, it's because you didn't sleep on the floor.
Onu daha unutamadın, Kev.
You're not over him, kev.
Koymuştur işte adını o şekil. Kendine Küçük Kev diyerek dikkat çekmeye çalışıyor olamaz herhalde.
I doubt he'd want to call attention to that by calling himself Lil'Kev.
Peki, Kev, erkek arkadaşın falan var mı?
So, kev, you got a boyfriend or something?
Little Kev Wallace'ın kuzeni olur.
Little Kev is Wallace's cousin.
Arizona'ya gidemem ya! Kev, kayınvalide ve kayınpederlerin ne zorlu olduklarını bilirim.
Kev, I know all about difficult in-laws.
Kev, bana bir iyilik yapıp biraz daha barbekü sosu alır mısın.
Kev, I need you to do me a solid and go buy some more barbecue sauce.
Kev, kaldır kıçını adamım.
Hey, Kev, get your stuff on, man.
Kev, sanırım tamamsın, sana son kısmı vereceğim...
Kev, I think you're all set. I'm gonna give you the end cap, and
Tabii ki oldu. Unuttun mu, Kev? Beni sen tanıştırmıştın.
- We went to physics camp together.
Bira fıçılarını severiz. Değil mi, Kev? Fıçılar, fıçılar!
Well, you guys are gonna love the Lambdas.
Sırada ne var adamım? Çalışacağın işi mi seçecekler?
- Dude, lay off, Kev!
Kev, sevgiline kalkmasını söyler misin?
Kev, will you please tell your girl to straighten up?
Kev, bugün orada harika bir iş çıkardın!
Kev, you were so good out there tonight!
Hey, Kev, bunu biraz tutar mısın?
good news. Good news. Hey, Kev, can you hold this for one sec?
Haydi Kev, tut adamını.
Come on, Kev, keep on your man.
Kevin, rica etsem bana bir iyilik yapar mısın?
You know what, Kev?
Açacak mısın, Kev?
You gonna answer that, kev?
Aile hikayesinin bu kısmını bilmiyordun değil mi Kevin?
Didn't know that part of the family story, did you, Kev?
Hakısın, Kev.
All right, Kev.
Kev, Onların hepsini bir yerde tut.
Kev, punch up a tracker on the complex.
Sadece nasıl bulacağız onu. Kevin'ın arabasıda yokken.
Now we just have to figure out how... with Kev's car out of commission.
Sen haklıydın, Kev.
You're right, Kev.
Yine Kevin ile mi takılmaya başladınız?
haley : you and kev hanging again?
Hayır, hiç sanmıyorum. Çünkü birazdan burası tamamen havaya uçacak ve buldukları tek şey gaz zehirlenmesinden hayatını kaybetmiş bir polis olacak.
kev : no, what's gonna happen is, is that we're gonna be gone, this place is gonna blow and all they're gonna find is some cop who shouldn't have been snooping around a volatile meth lab.
Ha bir de, Kevin'ın sana anlattığı pozisyon vardı ya...
Oh, by the way, you know that move that Kev was telling you about?
- Kevin McQuay'ın dediği gibi...
- In the words of Big Kev, love...
Kev, hiçbir zaman sen olmayacaktın, ahbap.
Kev, it was never gonna be you, man.
Canın cehenneme, Kev.
Fuck you, Kev.