Kralım traducir inglés
7,005 traducción paralela
Tatlı... Tatlı kralım.
Oh, my sweet, sweet king.
Sadece inanca ihtiyacın var, Kralım.
You only need faith, my king.
Alevlere baktığında kendin de gördün kralım.
You saw it yourself, my king, when you stared into the flames.
Kralım ben!
I am the king!
Kralımız, sizin ve Kraliçe Margaery'nin tutuklanmasıyla pek iyi baş edemiyor.
Your arrest and Queen Margaery's arrest, the king has not taken them well.
Kralım be!
I'm one of the kings! Whoo-hoo! And my boyfriend.
Fakat o kraliyet ailesindendi ve kralımıza bir söz verdi.
But she was royalty and promised to our king.
Kralımızın kraliyet giysisiydi.
This was our king's royal garb.
Sizinle dalga geçmişler Kralım.
A joke is being played on you, Sire.
Çok pahalı bir elbise Kralım.
It is so much the height of fashion, Sire.
Küstahlığımı affedin Kralım.
Forgive my presumption, Sire.
Beraber dua edebilir miyiz Kralım?
Can I pray with you, Sire?
İyi tarafından bakarsak İspanyolların da eline geçmedi Kralım.
But at least the Spanish do not have it either, Sire.
Sevgili Kralımız Louis'in önderliğinde İspanya'ya ilerleyip Şeytan'ı ininden çıkarmalıyız.
With our beloved King Louis to lead us, we must march on Spain and drag Satan from his lair.
Onu asla çıkarmam Kralım. Hiç kimse için.
I never take that off, Sire, not for anyone.
İspanya bir şeyler yapmanızı bekleyecektir Kralım.
Spain will expect you to take action, Sire.
Ama ben Venüs'üm Kralım.
But I am Venus, sire.
Hoş geldiniz Kralım.
Welcome, sire.
Çatıdaki dönen aynayı görebilirsiniz Kralım.
If you can see the rotating mirror on the roof, sire.
Artık gözlerim kamaşmadan size bakabiliyorum Kralım.
Now I can stare at you without being dazzled, sire.
Öyle mi Kralım?
Will you, sire?
Bir gün Kral Renly'nin intikamını alacağım.
One day, I will avenge King Renly.
Ağabeyinizin beni onunla Kızıl Kale'den çıkıp Kralın Şehri'nin sokaklarına girmeye zorladığı zamanları hatırladım.
I was thinking about all the times your brother made me go with him down from the Red Keep into the streets of King's Landing.
Kralın Şehri'nden Pentos'a bir sandığın içinde geldim. Tek kelime konuşmadım.
I sailed from King's Landing to Pentos in a crate without ever saying a word.
Sör Loras'ın sapıklığından kral mı sorumlu?
Is the king to blame for Ser Loras's perversion?
Westeros'ta savaş çıkarsa, Vadi'nin şövalyeleri kral için savaşacak mı?
If war comes to Westeros, will the Knights of the Vale fight for their king?
Bu akşam kral ile görüşeceğim. Bir ferman çıkartırım.
I'll speak to the king this evening, have him issue a royal decree.
Bizim yanımıza Kralın Şehri'nden geldi.
He came to us from King's Landing.
Kral bizzat gidip ayak takımından bir bağnazla görüşerek kendini kirletmemeli.
The king cannot sully himself negotiating with an unwashed fanatic.
En azından Karga Kral ile bir şansımız var.
At least with King Crow, there's a chance.
Kral'ın emriyle buradayım.
I'm on the King's business.
Ama ben kral değilim.
But I'm no king.
Ben sizin kralınızım!
I am your king.
Kral olmakla fazla meşgul olmayacak mısın?
You won't be too busy as king?
Taç giyme gününde her zaman inanırım ki yeni bir kral saltanatını nezaket eylemiyle kurmalıdır.
And on coronation day, I've always believed, a new king should start his reign with an act of kindness.
Pop'un kraliçesi, Country'nin kralıyla yakınlaşmak mı istiyor?
Does the queen of pop wanna get cozy with the king of country?
Sizin için bir şeyim var Kralım.
I have something for you, Sire.
Benim gibisi yok Kralım.
There is no one like me, Sire.
Burada Rochefort hariç Kralının istediğini yapmak isteyen var mı?
Is anyone here but Rochefort willing to do what their King wants?
Kral'ın yeni bir gözde seçip onu soruşturmayacağımı mı sandın?
Do you really suppose I would allow the King to choose a new favourite and make no enquiries about her?
Kralın korumasındayken bana dokunamazsın.
You cannot touch me while I'm under the King's protection.
Kral bir şey yapmayacaksa ben yapmak zorundayım.
If the King won't do something, I will have to.
Kral'ın dostu ve destekçisi olmaya çok çalıştım ancak anladım ki onu hiç memnun edememişim.
I have tried so hard to be the King's friend and support. But I know I have never pleased him.
Kral Emilie'yle konuşmayacaksa ben konuşmalıyım.
If the King won't grant Emilie an audience, I must.
Bırakalım Kral dürüst bir Fransız kadınıyla evlenebilsin.
Leave the King free to marry an honest Frenchwoman.
Kral Philip'e en küçük düşürücü yolla yalvarmak zorunda kalacağım.
I shall be forced to grovel to King Philip in the most demeaning way.
Burada Rochefort'tan başka Kralın istediğini yapmak niyetinde olan var mı?
Is anyone here but Rochefort willing to do what their king wants?
Kral teklif ettiğinde konseydeki o pozisyonu alacaktım.
I should have taken that position on the Council when the King offered it.
Burada Kralınızdan daha cesur biri var mı?
Is there someone here braver than your King?
Adamlarım Kralın ordusunun yaklaştığını görürse atlarından inene kadar buradaki herkes ölmüş olur.
If my men see the King's army approaching, everyone here will be dead by the time they dismount.
Kralın güvende olduğundan emin olana dek onları gözden uzak tutarım.
I'll keep them out of sight until I know the King is safe.