Kırın traducir inglés
48,113 traducción paralela
Kapıyı kırın!
Kick the door down!
Elmaslar kızların en iyi dostlarıdır.
Diamonds are a girl's best friend.
Amanın nasıl da kıpır kıpırlar.
They are so young and fresh.
" İnsan kısmının hayatta geçirdiği dört vakit vardır.
Humans have four lives.
Hâlâ yatağınızdaysanız muhteşem bir gün doğumunu açık bir hava ve güzel bir sabahı kaçırıyorsunuz!
If you're still in bed, you are missing the most beautiful sunrise, clear skies, and a beautiful morning ahead.
A-R-K-İ-M-İ-D-Y-A-N.
A-R-C-H-I-M-I-D-I-A-N.
Sanırım artık onunla konuşmamın vakti gelmiş.
I believe I'm overdue for a conversation with her.
En karanlık yer lambanın altıdır derler.
They say the spot under the lamp stand is the darkest.
- Şeytan'ın bacağını kır!
- Break a leg.
Kılıcını kaldır Usta Jim.
Raise your sword, Master Jim. Mm-hmm.
Trol Avcısı, selefinin oğluna meydan okudu ve bunun sonucunda yapılacak dövüşe hepiniz şahit olacaksınız. Bu dövüş çağlar boyunca konuşulacak. Aşırı acılı ve kısa olmazsa tabii.
The Trollhunter has laid a challenge before the son of his predecessor, and you shall all bear witness to the ensuing battle, which will be one for the ages... if not remarkably painful and short.
Kılıcın, vücudunun bir uzantısıdır ve vücudun da gözlerinin bir uzantısıdır.
Your blade is but an extension of your body, and your body, an extension of your eyes.
Bayan Janeth sana karşı aşırı kızgın. Yerinde olsam dikkat ederdim.
Ms. Janeth is on the warpath for you.
Claire, kardeşinin ormanda ağladığını duyduğunu düşündü, biz de girdik. Ama çılgın bir kır kurdu sürüsü varmış ve...
Well, Claire thought she heard her brother crying in the woods, so we went in, but it was this pack of crazy coyotes and...
Bizi Ölüm Taşı'nda olduğu gibi hayal kırıklığına uğratma, hatırladın mı?
Don't let us down, like you did with the Killstone, remember?
İnsanlar arkadaşlarını Ölüm Taşı'nda olduğu gibi hayal kırıklığına uğratmaz!
Friends don't let friends down, like you did with the Killstone!
Seni aksi ihtiyar canavar, sana nasıl kızgın kalırım?
You old stubborn brute, how can I stay mad at you?
Kötü bir şey yaptığın için cezalandırılıyorsan kılıcı çıkarmak doğru olmayacaktır.
If you're being punished for something, it would be wrong to take the sword out.
Aşkın en hızlı yolu kıskançlıktır.
Jealousy is the fastest path to love.
Ne diye kıpır kıpırsın?
Why are you so hyper now?
Hayır, genellikle bana karşı oldukça sakindir başkalarının yaptıklarını ve gelip gitmelerini umursamaz ama artık son derece hareketli ve kuyruğunu çok fazla sallıyor.
No, he's usually really chic like me, and didn't care whether or not people would come and go, but now he was acting hyper and wagging his tail too much.
Nomi, dünyanın en iyi kod kırıcı beyinlerinden biriyle şirketin açığını arıyor.
Nomi has one of the best code-breaking minds in the world looking for any crack in this company.
Az evvel çaldığın cüzdanın sahibinin senin yüzünden kırılan bileğinin üç haftada iyileşeceği söylenecek.
The owner of this wallet you just pick-pocketed from will have to be hospitalized for three weeks.
Tüm maaşının tedavisine gitmesi de tedavi edilmeyen kırığı yüzünden şoka girmesi de senin yüzünden.
He'll have to use his salary as his hospital fee, and his not wearing a cast will cause him to get a shock later in life. Because of you.
"Kızarmış tavuk kaç para? İstesem tüm dükkânı satın alırım."
"How much is a chicken?"
Tae'nin bacaklarını kırıp erkek arkadaşın olup olmadığımı teyit mi etmeliyim illâ?
Why do you keep saying that you want a boyfriend? Do you want me to break that punk Tae Hee's legs and make it clear to you that I'm your boyfriend?
Kaldırımın iç kısmından beni yürütmeniz de o matematik sorularını çözmeniz de tatlıydı. Hepsi güzel olsa da artık bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
Steering me away from the curb of the sidewalk and seeing you solve math problems with a lead pencil was cute and all and all of that is fine and dandy, but... but I can't do this anymore.
Ve hazır ol çünkü sana yapacaklarını kıyaslayabileceğimiz bir şey yok.
And get ready, because that is nothing compared to what he will do to you.
Bu ısırık iltihap kaparsa sorunların olacak demektir.
If this bite gets infected, you're going to have problems.
Halkımızın şevki kırılıyor.
The spirit of our people is dying.
Brezilya, 1950 yenilgisi ve 54'te oyuncuların ellerinde kırık şişelerle soyunma odasını dağıtması ayıbının sonrasında takımının imajını değiştirmek için çok çalışıyor.
Brazil's struggled immensely with their team's image ever since they lost in 1950. Then in'54 shamefully stormed their opponent's locker room with broken bottles after losing in the quarter-finals.
Hayal kırıklığına uğradın.
You're disappointed.
Annen sana nasıl sıkıştırılacağını göstermedi mi?
Your mom taught you not to jump the zipper?
Siz çocuklar tam bir hayal kırıklığısınız!
You children are such a disappointment.
O zaman dışarı çık, kıçını tekmeleyip gururlandırıyoruz.
So get out there, kick ass and make us proud.
Hayır, sizi seçtim, çünkü kalbiniz var, Çıkın yok ve siz onu sahilde bırakın.
No, I chose you because you have heart, no quit and you leave it all out on the beach.
Beşinci, altıncı ve yedinci omurların servikal kırıkları.
Cervical fractures of the fifth, sixth and seventh vertebrae.
Hayır, sadece kıçını çaldın.
No, you just knocked his ass out.
Ve babasının kalbini kırıyor.
And he's breaking his father's heart.
Hayır, uygun kıyafeti giyinmediğimi biliyorum ama meşru olduklarının sözünü veriyorum.
No, I know I'm not wearing the appropriate attire, but I promise they're legitimate.
Daha kırk fırın ekmek yemen lazım.
Ugh! So much to learn.
Bazen boynun kırılmadığını biliyor muydun?
Did you know that on occasion, the neck doesn't actually break.
Mızrağı kırarsan denizdeki bütün lanetleri kaldırırsın!
Break the trident and you'll break off the curses of the sea.
Hayır tatlım Mark, kızgın olduğunu biliyorum Ama o senin baban.
No, honey, Mark, I know you're angry, but he's your father.
Anahtar ipucu... ve yaklaşık beş dakika sürdü Dolandırıcılık yaptığını anlamak için...
The key tip-off... and it took me about five minutes to figure out that he was a fraud...
Üzerine ne kısıtlamalar koyarsanız yapın, Biliyorsun, bu parayı seninle uzun zamandır park edeceğim.
Whatever restrictions you wanna put on it, you know, I'll park this money with you for a long time.
Beni sıkıştırın ve beni köpeklere verin.
Well, string me up and feed me to the dogs.
O sınırı geçtiği anda artık ya hayatını tahmin edemeyeceğin kadar değiştirecek kararlar alır ya da...
- And once you cross that line you either have to make the terrifying change that will alter your life in ways you can't imagine...
Kıvrımlı nehir, şehrin merkezine kadar uzanır ve şehre hayat verir, nazlı bir kadın gibi elinden istediğinde alabileceği hayatı.
"The winding river works his way through her center... "... providing the city with life knowing all the time... "... he can take it away on a whim.
Asıl sen kıçını kaldırıp yapman gerekeni yapsana!
Why don't you get off your ass and do what you were put on this earth to do?
O kılıçla göz kamaştırıcı şeyler yapmamı sağlamaya çalışacağınızı varsayarak peşin peşin söyleyeyim.
I see what you're doing. You're trying to get me to do something razzle-dazzle with that sword. I'm gonna tell you right now,