Kısmet traducir inglés
481 traducción paralela
Efendim, bir şey diyeceğim. Biz ayakta uyurken bu kısmet size güldü.
Sir, some say that fortune smiles on us while we sleep.
Kısmet sanaymış, Dennis.
It's your shot, Dennis.
Beşi de kısmet bekliyor!
Five of them without dowries!
"Pedro Espinosa'nın küçük kızı komik yüzü ve sıska bacakları olan - hala evlenmek için bir kısmet bulamadı mı?"
"Pedro Espinosa's little girl — the one with the skinny legs and the funny face — has she, by any chance, gotten married yet?"
Olabilecek bir sürü kısmet var.
There are so many men for you to choose.
Hayır. Ne yapalım, kısmet.
It's just one of those things.
- Kısmet!
- It's fate!
Ama kısmet her şey değildir!
And fate is not everything!
Şans kısmet, yüz falı... El falı.
Fortune, physiognomy, palmistry
Kısmet.
God will decide that.
Kısmet.
It's fate.
Kısmet. Gitmeye hazırız, Baron.
We're ready to go, Baron.
Olur da bir kısmet çıkarsa, evlenirim.
If I have the chance -
Onun hayatını kaleme alan ve yöneten kader, kısmet yada her neyse, banada bir rol vermiştide ondan.
The Fates or the Furies or whoever wrote and directed her short, full life they took care of that
Kısmet, kumda yazılıdır.
Fortune written in sand.
Güzel bir kısmet istiyorum, lütfen.
I would like a lovely fortune, please.
Dilerim kısmet ve zafer tolganızdan yana olur.
Fortune and victory sit on thy helm.
Tanrı kısmet ederse.
God willing.
- Kısmet.
We'll see.
İyi kısmet dediklerinizden.
He's what you'd call a good match.
O yüzden Osman'ı ever. Bul güzel bir kısmet, bitsin gitsin bu iş.
You've got to find him a wife, then they'll stop gossiping.
Kısmet bu kadarmış.
Fate has taken him from us. Don't lose heart.
Kemal abi, senin de çıkman gerekirdi ama ne yapalım ki bu mahpusluğu beraber bitirmek kısmet değilmiş.
Kamel, you should get out too. We weren't destined to finish our sentences together.
Buraya geldiğinden beri oturmak kısmet olmadı.
I haven't sat down since she got here.
Dün yaşananlar her gün kısmet olmaz
What happened yesterday doesn't happen every day
Kısmet tabii ki, ama benim yöntemim onu da hallediyor hiçbir şekilde karınıza haber uçuramazlar.
Granted, but my way fixes it... so that it can't possibly get back to your wife. Why?
Bu kısmet!
This is kismet!
Kısmet.
We'll see.
Tzeitel'ıma ne güzel bir kısmet bu!
Such a match for my Tzeitel!
Sana öyle bir kısmet buldum ki!
Have I made a match for you!
Elbette bize de düşer kısmet
It stands to reason we deserve it too
Eğer düşmezse kısmet bize
And if our good fortune never comes
Bu daha çok bir şans ve kısmet meselesi Majesteleri.
It's a matter of luck and chance, Your Majesty.
Adağım vardı. Allah kısmet ederde kardeşimin yolu düşerse köye..
I had promised, if my brother comes to the village I'll have a sacrifice of sheep, I said.
Allah kısmet ederse.
God willing.
Kendini güzeI Griselda'mıza uygun bir kısmet mi sanıyorsun?
Call yourself an eligible suitor for our fair Griselda?
Kısmet.
Kismet.
Kısmet olur da, o zaman gelirseniz, keyfe bak sen!
If you come then, I'm sure you'll enjoy.
Sürüye bir daha dönmeyeceğiz. Ben inanıyorum, Ankara bize kısmet getirecek.
I believe Ankara will bring luck to us.
- Kısmet olmasın?
- Chance?
- Kısmet filan değil, biliyorsun!
- Not chance and you know it!
Ya o kısmet Jade ise ve ben onu bırakdıysam?
What if Jade's the one and I let her go?
Ne zamandır seni arayayım diyordum, kısmet bugüneymiş.
I've been wanting to call for some time but now I got the chance.
Madem bu kadar önemsiyorsun neden bizim yerimize sen bakıp münasip bir kısmet bulmuyorsun?
If you're so concerned, rather than us do the looking, why don't you find her a nice groom?
Kendisi ikinci oğul olduğundan doğrudan mirasçı değil ama iyi bir kısmet.
He's not the direct heir since he's the second son, but he's a good match.
- Kısmet olursa pazartesi okula başlayacak.
She's born in our prison and will start school on Monday.
- Bana bir... kısmet verdi.
- He gave me a... It was kismet.
Kısmet bu kâhya...
God's will Kahya.
Kısmet Philip.
Flukes, Philip.
Kısmet bu kadarmış.
This is fate.
Kısmet değilmiş demek.
No luck.