Lassie traducir inglés
864 traducción paralela
Hayır, Hayır, kızım, bu benim suçum değil.
Now, now, lassie, it was no fault of mine.
Aptallık yapma kızım, ne yapmamız lazım biliyorsun.
Mac, Mac, tell him not to go! Don't be a fool, lassie, you know what we have to do.
Seni buraya ne getirdi?
- Janie, lassie.
MacDougall, mahkeme seni, kızını, şarap mahzenine hapsetmekle görevlendirdi mahkeme cezasını bildirene kadar.
- You... - Come along, lassie. The moment you began whispering, I knew it was some filthy Indian trick!
Bu beyaz yerliyi darağacında gördüğümde. Hadi, hadi beyler Şimdi bu adamla konuşma zamanı değil.
Now, now, lassie, that's no way to be talking of a man who's half dead from a soldier's bullet.
Üzgünüm, Janie, ço üzgünüm. Rom ve Yerli döğüşü bir kız babası için kötü alışkanlıktır.
Rum and Indian fighting makes a poor mixture for the father of a young lassie.
- Kızım, buraya gel.
- There, lassie.
Ben iyiyim, kızım.
Aye, lassie.
- Kafanı takma, kızım.
- D'n'worry your head, lassie.
İrlandalı minicik güzel sevgilim.
She's the bonniest wee lassie in all Scotland.
- İskoçyalı serkeş bir kız
- A wild lassie from the Highlands.
Ufaklığı bana getir.
You bring the lassie to me.
Sevgilinize layık bir şey yok.
Nothing fit for the lassie to ride in.
İskoçya'daki her hoş bayana
Every bonny lassie
Bu ayın şanslı kızı, Bayan Ivy Smith.
"This month, the fortunate lassie is Miss Ivy Smith."
Altın Kız.
Golden Lassie.
Bunun için kıza güvenebilirsin, hata yapmazsın.
Oh, you can count on a lassie to do that and no mistake.
Sen misin, genç bayan.
Oh! Oh, it's you, lassie.
Vay canına, genç bayan.
Why, lassie.
Gerçeği öğrenme vaktin geldi, genç bayan.
'Tis time you knew the truth, lassie.
Ama bunu bildiğimizi asla fark ettirmemeliyiz, genç bayan.
But we must never let on that we know, lassie.
Genç bayan.
Lassie.
Genç bayan!
Lassie!
Günaydın, genç bayan.
Good morning, lassie.
Söyle bize, genç bayan.
Tell us, lassie.
Şimdi, genç bayan detayları ver.
Now, lassie, get on with the details.
Bak, genç bayan ben olsam kafamı bunlarla meşgul etmezdim.
Well, now, lassie, I wouldn't worry my wee head about that.
Şimdi, genç bayan.
Now, lassie.
- Söylemeye çalıştığı şey, genç bayan Sevgili'nin bir evlat beklediği.
No? - What he's trying to say, lassie, is Darling is expecting a wee bairn.
- Onu dinleme, genç bayan.
- Do not listen, lassie.
Bak ama, genç bayan.
Now, now, lassie.
Lütfen, genç bayan.
Please, lassie.
Görüyorsun ya, genç bayan ikimiz de eskisi kadar genç değiliz.
You see, lassie... Neither of us is as young as we used to be.
Pekâlâ, Lassie.
All right, Lassie.
- Ne oluyor, Lassie?
- What is it, lassie?
Gidip kahve içelim ve köpek kulübesini Lassie'ye bırakalım.
Let's go have some coffee and leave the kennel to Lassie.
Her delikanlının kız arkadaşı var
Every laddie has his lassie
Sen o küçük kızı dinliyorsun.
You've been listening to that wee lassie.
Ben yapabildiğimin en iyisini yaptım, kızım.
I did the best I could, lassie.
Sen ve kızın.
You and your lassie.
Sanırım, sizin nükleer işletme birimleriyle karşılaştırıldığında itici motorlarımız hızlı görünmeli.
Well, I suppose, lassie, that even our impulse engines must seem fast compared to your nuclear-propulsion units.
Mc Teagle'ı gençliğinden anımsayan bir kadın : Lassie O'Shen. Hayır.
one woman who remembers mcteagle as a young friend- - lassie o'shea.
"Sevgili Lassie'me, 17. doğum günü için bir şiir."
"to my own beloved lassie. " a poem on her 17th birthday.
Bu bir Lassie filmi değil.
It's not a Lassie movie.
Sen Albay'la evli olamazsın, güzelim.
You cannot be the colonel's lady, lassie.
Yıllar önce İskoçya'da ben küçücük bir kızken gezici bir sirkle Amerikalılar kasabaya geldi.
Years ago, when I was but a wee lassie in Scotland, the Americans came to town with a traveling circus.
Ne oldu güzelim?
What's the matter, lassie?
Hadi güzelim.
Come, come, lassie.
Kaç, hayatım!
Run for it, lassie!
Dün iyidiniz bir kıza işkence yaptınız.
- You must be born with the gift. - Now, now, lassie.
Şimdi, şimdi kızım, sakin olun, sakin olun.
Now, now, lassie, calm yourself, calm yourself.